25 EKİM 2022, GÜNEŞ TUTULMASI
https://aylinileri.com/wp-content/uploads/2022/10/purple-nebula-and-glowing-cosmic-dust-in-outer-spa-PYGKJ6F-1024x683.jpg 1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı https://aylinileri.com/wp-content/uploads/2022/10/purple-nebula-and-glowing-cosmic-dust-in-outer-spa-PYGKJ6F-1024x683.jpgYılın son Güneş Tutulması 25 Ekim Salı günü 13.48’de akrep burcunda doğuyor. Tutulma sırasında Ay ve Güneş’in yanı başında Venüs’ü görüyoruz. Bu birlikteliğin etkileri bir sonraki tutulmanın yaşanacağı 20 Nisan 2023’e kadar devam edecek. Hayatın bize sundukları ve yaptığımız seçimler, tutulmanın yarattığı öykü üzerinden şekillenecek, diyebilirim.
Güneş ve Venüs yan yana geldiğinde sevmeyi ve biri tarafından sevilmeyi arzu ederiz. İkili veya sosyal ilişkilerde aranan, sevilen, sayılan, etki yaratan biri olmak isteği duyarız. Sanat güzellik estetik ritim ahenk bolluk bereket maddi ve manevi açıdan bizi doyuranların hepsi Venüs gezegeni ile ilişkilendirilir. Peki siz, bugüne kadar hiç nasıl sevilmek ve sevmek istediğinizi düşündünüz mü? Yani diğerleri ve kendiniz ile kurduğunuz sevgi dilini biliyor musunuz? Astrolojide işte bu can alıcı sorunun yanıtını bize Venüs’ün yer aldığı burcun doğası anlatır. Nasıl seviyor, uyumu ve barışı, dengeyi nasıl yakalıyoruz? Zorla mı? Güzellikle mi? İş birlikleri nasıl kuruluyor? Alma-verme dengesi gözetilerek mi? Kaynaklarımızı nasıl ve ne için kullanıyoruz?
Venüs akrepte ilerlerken sahiplenici sever. Birini veya değer verdiği şeyi (malı, fikri, zamanı vb.) öteki ile paylaşmakta ve kendi yoluna bırakmakta zorlanır. Örneğin, kıskançlık gibi yönetilmesi zor duygular su yüzüne çıkar. İnsanların çiğ süt içtiğinden, nankörlüğünden hep şikayet edilir. Güvenilecek kimse yoktur, kendin dışında! Diğeri ile tek vücut olmayı isterken bu niyetine farkında olmadan gem vurur. Yaşam kolay akmaz. İnsan, şüphe duyarsa kendinden veya ötekinden, karanlık düşünceler dönüyorsa zihninde, onu zorlayan gerçekler içindeyse nasıl yol alır? Hemen güvenemez. Düşüncelerini ve duygularını kendine saklar fakat başkalarınınkini öğrenmek için sabırsızlanır. Sorgular, eşeler, didişir, sınırını aşar. Bir şeyler arayan illa ki sonunda bir şey bulur, değil mi?
Tutulma haritasında, akrebin yöneticisi Plüton’un Merkür ile sert bir etkileşimde olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda bir diğer tutulma yöneticisi olan Mars da ikizlerde ve yine Merkür ile etkileşimde. Ayrıca yakın zamanda (ay sonunda) bu burçta Ocak ayının ortalarına kadar gerilemeye başlayacak. Gökyüzündeki bu kombinasyonlar; iletişimin aksadığı engellendiği bir kışa girdiğimizi gösteriyor. Gerçeği, görünenin ardındakini aradığımız ama net bir cevap almakta zorlandığımız bir mevsim geliyor. Böyle bir gökyüzünde iki kere ikinin dört etmesini bekleriz ama hayat, sayısız sonuçları önümüze çıkarır. Bu gelişme, güvendiğimiz arkasına sığındığımız kalıplarımızı, tabularımızı yerle bir eder. Aynı zamanda bu süreçte tabulardan, ihanetten, yasak ve günah olan şeylerden, seksten, ölümden, mirastan, gidenin geride bıraktıklarından, alacaklardan, güçlünün güçsüzlüğünün ifşa olmasından da bolca bahsedeceğiz. Yani güneşli bir günde görmek duymak bilmek istemediklerimiz gün yüzüne çıkacak dolayısıyla yaşam kolay akmayacak, diyebilirim. Neyse ki kışa giriyoruz, bir yanımız bu öyküye hazır bile. Örneğin kriz yaratan bir durumu fırsata çevirmek gibi bir şansı yakalayabilirsiniz bu dönemde. Ancak işi/ilişkiyi/ortaklığı bitirmeye çalışırken karşı tarafın tutumları ve dış etkenler buna engel yaratabilir. Neyi ne kadar bırakacağınıza karar veremeyebilir, zararın kenarından dönemeyebilirsiniz. Tehdit, zora koşma, manipülasyon, kıskançlık, takıntılı düşünceler sizi tuzağa çekebilir. Negatif yükü çok olan, ayak bağı olan insanlar yaşamınıza dahil olabilir. Biriyle yakınlık kurarken, güven duygusunu inşa ederken, hayatınıza katarken bu döngüde çok acele etmeyin. Elinizdekileri korumak ve artırmak isterken seçimlerinize dikkat edin. Hiçbirimiz yenilmez ve de hatasız değiliz.
Akrep burcunda ve güney ay düğümü yönünde gerçekleşen tutulma sembolik olarak, hayatta gücümüzün yetmeyeceği şeyler olduğuna vurgu yapar. Ölüm ilk akla gelendir elbette, bir şekilde bir konuda “yenilmez” olmadığını anlamak; ebeveynlerin ayrılığı, itibar kaybı, güçlü bir desteği/kaynağı kaybetme, işin sona ermesi, sağlık sorunları gibi deneyimler hayatın masumiyetini yitirmesine neden olur bizim gözümüzde. Ne kadar güçlü bağlara, kaynaklara, imkan ve ilişkilere sahip olunsa da kazanılmayacak bir mücadele ile karşılaşabiliriz yaşamda. Yanlış insanlara güvenmek, tedbirsiz davranmak, aşırı borçlanmak, yanlış yatırımlar/harcamalar, bahse girmek… bunlar olası akrep senaryolarıdır aklınızda bulunsun. O yüzden bir insan olarak “yenilmez” olmadığınızı aklınızda tutun ama dönüşmek mümkün. Bizi ölümsüz kılan tek hal bu! Kendimizi şifalandırmak için bir parçamızı (niyetimizi, düşünceyi, bağı, gelecek planlarını, yatırımı, alacağı…) geride bırakmak, uğurlamak bizi iyi gelebilir.
Bu tutulma mevsiminde kolektifi etkileyen acı bir yıkım, kayıp, kaza, toplum vicdanını yaralayan bir cinayet, yolsuzluk, skandal, gizli ilişkiler, yasadışı işler, ticari sırlar, güvenlik sorunları ifşa olabilir. Bitme zamanı gelmiş olanın kolaylıkla uzaklaştığı bir mevsim olması dileğiyle.