AY DÜĞÜMLERİ DEĞİŞİYOR VE HAYAT YENİ KAPILAR AÇIYOR
Geri giden gezegenler, gezegenlerin etkileşimleri, Satürn Plüton Uranüs Neptün’ün burç değişimleri, yeniay ve dolunaylar… tüm bunlar esasında bir nokta için çalışır. Bu verileri bir araya getirdiğimizde seçimlerimizin, zamanın ruhu ile uyumlu olup olmadığı hakkında yorumlar getiririz. Gezegen veya herhangi bir sabit bir yıldız olmayan fakat dünyanın ve kişisel yaşamlarımızın nereye doğru aktığı ile ilgili bilgi veren sembolik bir nokta! Ay Düğümleri
Ay’ın ekliptiği kuzey ve güneyden kesmesiyle elde edilen bu iki nokta her 18-19 ayda bir değişir. Usta sörfçülerin büyük dalgalara karşı yüzmek için yönünü değiştirdiği gibi biz de ay düğümlerinin değişimine göre pozisyonumuzu yenilemeliyiz. Onunla birlikte akmak ve yol almak için onun ritmine ayak uydurmalıyız yoksa sörf yaparken kemiklerimiz kırılabilir. Ay’ın ekliptiği kuzeyden kestiği noktaya kuzey ay düğümü (kad), güneyden kestiği noktaya güney ay düğümü (gad) deniyor. İki nokta birbiri ile tam zıt yönde hareket ediyor. Tıpkı yin ile yang, iyi ile kötü gibi. Her birimizin bireysel doğum haritasında bulunan bu noktalar ruhumuzun yolculuğu ile ilgili bilgiler veriyor. Bu ikisi arasında bir denge yaratabilmek hayatımızda da bir denge ve beraberinde ruhsal bir tatmin sağlıyor. Yani buradaki düğümü anlayıp çözebilirsek bir nevi üst bir bilince geçiyoruz. Aynı zamanda Kuzey, yönümüzü çevirmemiz gereken tarafı güney ise dikkatli olmamız gerekenleri işaret ediyor. Güneş ve ay tutulmaları da bu noktaya yakın derecelerde gerçekleşen yeniay ve dolunaylarla birlikte oluşuyor. Aslına bakarsanız bu çok yönlü ve derin bir konu. Şimdi günümüze gelelim ve değişen gökyüzü altında, zamanın ruhunun işaret ettiklerine bakalım.
5 Mayısta KAD İkizlere, GAD Yay burcuna geçiş yapıyor.
İkizler burcu öğrenmek, dinlemek, sağlıklı sorular sormak, kendini ifade edebilmek ve mizah duygusu ile ilgilidir. Öyleyse hayatımıza tatbik etmemiz gereken en önemli şey sormak ve soruşturmak olmalı, merakımızın peşinden gitmeliyiz. Bize sunulan bilgileri kabul etmek yerine hakikatin peşine düşmeliyiz. Ezber bozmak ve alışılmış kalıpların dışına çıkmak zihnimizi aydınlatmanın ve genç kalmanın ilk koşulu. Bildiğini düşünen insan merakını kaybeder, soru sormaz zaten biliyordur, neden uğraşsın ki? Ama dalganın yönü bir şekilde sizi bu yöne doğru itekleyebilir, hemen hayır demeyin. Yaşım geçti, işim çok, sorumluluklarım fazla, param yok, ilgimi çeken bir şey de yok, hem zaten ben bunları daha önce öğrenmiştim, yaptım da demeyin. Sadece gelen zarfı bir açın, bakın, belki içinde yepyeni bir çağrı vardır. Aynı zamanda belli bir konuda sözcü olmak, birilerinin adına konuşmak veya aracılık etmek önünüze çıkan gelişim fırsatlarından birkaçı olabilir. Yazarak çizerek kelimelerin gücünü kullanarak kendimizi daha iyi ifade edebilmenin yollarını aramalıyız. Yeni şeyler öğrenmeye ve öğrendiklerimizi paylaşmaya açık olmak bize avantaj sağlayabilir. Burada dikkatli olmanız gereken en önemli konu ise tarafsız olmak! Taraf olduğunuz anda ve bildiğinizi varsayarak kendinizi kapattığınız anda GAD’ın yani yay burcunun karanlık yanı kapınızda bitebilir. Yeterli veriye sahip olmadan, dinlemeden, anlamadan, görüş almadan sadece kendi bilgi ve doğrularınızdan yola çıkarak hareket ederseniz geriye düşersiniz. Beslenmeden, eğitime, dinden, politikaya, çocuk yetiştirmekten spor yapmaya kadar hayatın her alanında edindiğimiz deneyimler ışığında hareket ediyoruz. Bu deneyimleri (yay) oluşturan ise bilgidir (ikizler).
Yakın çevremizden, ailemizden, okuldan, ilişkilerden öğrendiklerimiz bizi şekillendiriyor. Almış olduğumuz bu form zamanla katılaşıyor. Bazılarımız yeterli esnekliğe sahibiz; ikizler başak yay ve balık burçları doğuştan bu konuda yetenekli. Özellikle aslan kova akrep boğa burçları bu süre zarfında esneklik kazanabilmek için daha fazla gayret göstermeliler. Koç terazi yengeç ve oğlaklar da değişime ayak uydurmaya çaba harcarken şansı yaver gidenlerden. Alışkanlıklarımızı ve inandıklarımızı değiştirmek çoğu zaman bizi zorlasa da şimdi değişim zamanındayız. Bildiklerimiz değişiyor, hayat hızlanıyor. Alışkanlıkları, yanlış inançları yıkmanın zamanındayız. Özellikle 21 Aralık 2020’de Satürn ve Jüpiter’in bir başka hava elementi olan kovada birleşmesiyle birlikte insanlık olarak bir sıçrayış yaşayacağız. Bunun adı bilgi çağı mı olur yoksa dijital devrim mi denir bilemiyorum ama bilginin öneminin artacağı kesin. Biz de bir şekilde değişen çağa uyum sağlamanın kendimize özgü şekilde bir yolunu bulabiliriz.
Diğer taraftan bu geçişi “yin yang” olarak iyi ve kötü şeklinde ele alırsak; işimize yarayan pratik ve sağlıklı bilginin yanında bizi ikileme sokan, güvenilir olmayan bir veri akışına maruz tutulabileceğimizi öngörebiliriz. Söylentiler, yalan yanlış haberler, kaynağı belli olmayan bilgiler, demagojik söylemler, akla mantığa uymayan fakat belli gruplara hizmet eden yayınlarla karşılaşabiliriz. İkizler ve yay burçları; haberleşme medya yayıncılık reklam iletişim eğitim-öğrenim inançlar dinler ile ilgilidir. Aynı zamanda uzakları yakına getiren lojistik turizm ve yolculuklarla doğrudan bağlantılıdır. Bu sektörlerde yeni gelişmelerin doğacağını tahmin edebiliriz. Türkiye haritasında ay düğümlerinin geçiş yaptığı ikizler-yay burçları, 6-12. evlere denk gelir. Bu alanlar; hizmet sektörü, ordu, polis, hastaneler, hapishaneler, devlete ait veya gönüllü yardım kuruluşları, vakıf ve dernekleri kapsar. Özellikle KAD’ın Türkiye’nin 12.evinde hareket ediyor olması; bu konularda kontrolümüzün dışında gelişen olayları gün yüzüne çıkabilir. Gizliden gizliye süren işler-süreçler soruşturmalar, birden bire doğan engeller, zorunlu kısıtlamalar, talihsizlikler, ambargolar gibi öngörmekte zorlandığımız, bu yüzden de yönetemediğimiz ancak olduğu zaman fark edip pozisyon alabileceğimiz olaylarla yüzleşebiliriz. Haziran 2020’de, bu alanda yer alan, Türkiye haritasında halkı, toplumun sağlığı huzuru ile bütçesini anlatan Ay’ın üzerinde bir güneş tutulması gerçekleşiyor. Bu tarih oldukça dikkat çekici. Finansal kurumlar ve ekonomistlerin, ekonomik daralmadan ve büyüyebilecek olan işsizlik rakamlarından bahsettiği bugünlerde, yeni ve daha ciddi önemler alınması söz konusu olabilir. Ekonomik ve sosyal açıdan elimizi kolumuzu bağlayan koşullar iyi yönetilebilirse süreci yenilenerek atlatabiliriz. Kad’ın olduğu taraf bir şekilde zamanın ruhunun bizi çağırdığı tecrübeyi anlattığını hatırlatmak isterim. Toplumsal olarak içinden geçeceğimiz sürecin kolay veya zor olacağını kolektif bilincimiz, seçimlerimiz belirleyecektir.
Bu önemli konuyu, Twitter’da takip ettiğim Dücane Cündioğlu’nun bana ilham veren paylaşımıyla tamamlamak istiyorum. Değişen düğümlerin dünya gündemi ve bireysel hayatlarımızda yaratacağı olası değişimi harika özetliyor. “inancın özü değişmemek, hep aynı kalmaktır, daima eskisi makbuldür. Düşüncenin özü ise sürekli değişmektir, makbul olan hep yenisidir. Gözden geçirilmezse eğer, düşünceler inanca dönüşür ve korunması gerekenle terkedilmesi gereken arasındaki ayrım zamanla ortadan kalkar”. İyi dileklerimle,