Posts By :

aylin

MARS İLE GÜNEŞ’İN DANSI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Mars ile Güneşin Yeni Dansı

Birbiriyle iç içe geçen ve belirli sürelerde kendini yenileyen çok sayıda gezegen döngüsü vardır astrolojide. 

Döngülerin yenilenme süresi ve ANLAMI gerçekleştiği burca ve bir araya gelen gezegenlerin ifadesine göre değişkenlik gösterir elbette. Onlardan birini 18 Kasım’da buyur edeceğiz. GÜNEŞ ile MARS’ı!

Hayat enerjisini, canlılığı, bizim için hayati önem taşıyan konuları anlatan Güneş’in yanına hangi gezegen gelirse onunla birlikte yüreğimiz aşkla atar. Bizim için Elzem olan konular zenginleşir, çeşitlenir. Bireysel olarak doğamıza uygun bir birliktelikse bu bizi ileriye taşır, değilse yorar ve öğretici olur.

Akrep burcunda bir araya gelecek olan Mars ve Güneş; odaklanacağımız, cesaret göstereceğimiz, sınırları zorlayacağımız bazen de kendi isteklerimizi dayatıp yenişmekte zorlanacağımız yeni konular ile ilgili ipuçları veriyor.

Bir sonraki döngünün başlayacağı 9 Ocak 2026’ya kadar krizleri yönetmeye odaklanacağız. Bu krizler hayatın pek çok alanında kendini gösterebilir ama yükselen burcunuzu biliyorsanız kabaca nerede daha çok problem çözeceğinizi ve o işte ustalaşacağınızı saptayabilirsiniz. İpucu olarak; Akrep doğum haritanızda hangi evdeyse mücadele ve cesaret göstereceğiniz konular oradadır, diyebilirim.

Hayatımıza ivme katan konular neler?

  1. Biri veya başkalarıyla güç birliği yapmak. Bunun için strateji oluşturmaya, ortak hedef belirlemeye önem göstermeliyiz.
  2. Doğrudan değil gizliden veya örtülü şekilde dikkatlice ilerlemek iyi bir seçenek olabilir. Karşımızdaki durumu veya olayı tahlil edip ona göre çözüm önerileri sunacağız, yol yöntem geliştireceğiz. Açık açık yol almayacağız çünkü güçten düşmek, zarar görmek istemeyeceğiz. Kriz durumları daha tedbirli olmayı, ekstra önlemler almayı gerektirir değil mi?
  3. İstediğimizin peşinden giderken kolay vazgeçmeyeceğiz, başladığımız işi sonuna kadar bitirmek hedeflerimizden biri olacak. Ne kadar kararlı ve istekli olduğumuzu hem kendimize hem de dış dünyaya kanıtlamak için çokça fırsatımız olacak. 

Özetle; size zor/büyük görünen işler, meseleler; ulaşılması meşakkatli hayaller, projeleriniz varsa şimdi onları gerçeğe dönüştürmek için güç birliği yapma zamanındayız. 

Bu seçenekler, yeri geldiğinde durma noktamızı bize fark ettirirse iyi olur! yoksa limitlerimizi ve haddimizi aşabiliriz. Pes etmeyen, kararlı bir olmakla; dayatan, zorlayan, takıntılı biri arasındaki farkı tecrübe edebilir veya çevremizde bu tuzağa düşen insanları gözlemleyebiliriz.

Hangi hallerde zorlanacağız?

  1. Bizde olanı saklayıp, ötekinde olanı tüm çıplaklığıyla talep ettiğimizde (bunun içine sadece maddi kaynaklar değil, sevgi, fikirler, samimiyette giriyor) yani, aşırı talepkar ve zorlayıcı olduğumuzda
  2. öfkeyi yönetemediğimizde
  3. vazgeçmeyi, pes etmeyi, yenilmeyi bilmediğimizde
  4. İntikam almak, kin gütmek gibi olumsuz duyguları bırakamadığımızda

Akrep burcu doğası gereği; bilinmeyeni ortaya çıkarmaya meraklıdır. Şüphe eder, kuşkulanır, didikler, unutmaz, peşine düşer. “Bak gördün mü, insanlar kötüdür. Dünya tehlikeli bir yerdir” savlarını ispatlamaya çalışır. “Güvende değiliz, tehlikedeyiz daha dikkatli olalım, sessizce ilerleyelim, renk vermeyelim, ne olup ne bittiğini öğrenelim ki koşulları yönetelim, böylelikle zarar görmeyiz” der. Dikkati bir yerde veya olaylardadır çoğunlukla, kendinde değildir. Ondan büyük güçlerin, akışın olduğunu unutur. Konsantrasyonunu kendine ve hayatına çevirse, “nerede durup yenilmenin, nerede mücadeleye devam etmenin, nerede yenilenmenin” gerektiğini fark edebilir. Bunun için ona bir eşlikçi gerekir. Eşlikçi; çok güvenilen biri, uzman bir terapist veya bizi karanlıklarımızla yüzleştirecek bir ilişkidir.

Dilerim, koşulları değiştirmekle daha az meşgul olursunuz. Kendinizi yenilemenin, doğurmanın fırsatını yakaladığınız bir döngü yaşarsınız. Sevgilerimle,

HAYATIN AKIŞI, Ay Düğümleri DEĞİŞİYOR

1024 706 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yaşamımızın farklı zaman dilimlerinde bizi yeni deneyimlere sevk eden eşikler olduğunu fark etmişsinizdir. Hayatın akış yönünü etkileyen, doğamıza benzer veya hiç tanıdık gelmeyen yeni aşamalardan sürekli olarak geçeriz. Geçeriz çünkü hayat akar. Hayat devam eder, durmaz, beklemez. Ama insan bekler, geriler ve ilerler.

Bu geçiş noktaları bireysel doğum haritamızla bağlantılı olmakla birlikte, bizim dışımızda gerçekleşen olaylarla bağlantısallık gösterir. Astroloji neyin zamanın geldiğini göstererek bize avantaj sağlar. Ay ve Güneş’in yörüngelerinin kesiştiği iki zıt noktaya Ay Düğümleri adı veriyoruz. Kuzeyde yer alan nokta (KAD), yeni deneyimleri hayatın bizi çağırdığı gelişim alanlarını gösterir. Güneyde yer alan nokta (GAD), zorlayıcı deneyim alanlarına işaret eder. Bu soyut noktalar 18 ayda bir değişerek neyin zamanın geldiğini bize anlatır. Hayat ne yöne akıyor? Onunla akmak için ne yapmalı? Beni zorlayan konular neler olabilir? Akışta kalmayı engelleyen tuzaklar ne olabilir? Yeni oyun alanım neresi?

Elbette size özel ipuçları için doğum haritanızda bulunan ay düğümleri ve diğer gezegen kombinasyonları hakkında bilgi sahibi olmanızı öneriyorum. Bunun için doğum haritası ve öngörü danışmanlığı alabilirsiniz. Yazımın amacı genel bir farkındalık katmak ve astrolojinin bize sunduğu zengin içeriğe işaret etmek!

Hayatın akışına uyum sağlamakta zorlandığımız, tersine yüzmeye çalıştığımız ya da akıntının yönünü sezerek hız kazandığımız farklı hikayelerimiz var. Yeni hikayemiz şimdi Koç-Terazi Burcu doğasında şekillenecek. Bu etki 17 Temmuz 2023’de başladı ve 12 Ocak 2025’e kadar sürecek. Kuzey yönünde yer alan Koç Burcunun ana teması, hayatta kalmaktır. Yaşama tutunmak, mücadele etmek, içindeki öfkeyi yapıcı şekilde kullanmak ve gerekiyorsa hedefe ulaşmak için size yakın olan insanlardan bir süreliğine uzakta kalmaktır. Tüm bunlar kendini yeniden tanımayı ve keşfetmeyi sağlar. 

Başkalarıyla hayatı (kendini, işi, evi, hayalleri) paylaşmak, onları desteklemek, el uzatmak güvenli alanda kalmak demektir. İnsanidir, ihtiyaçtır ama şimdi kendimize doğru yeni bir yolculuğa yani maceraya çıkacağız. Kendimiz için risk alacak, istiyorsak eğer ortaklık ve ilişki kuracağız. Yalnız kalmaktan korktuğumuz için değil!

“Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi. Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an… Bozmadım.” der, Özdemir Asaf. Buradaki kilit nokta ne için yola koyulacağınızı, savaş vereceğinizi bilmekten geçiyor. Bazen tek başına alınması gereken kararlar ve vazgeçişler vardır. Şimdi öyle bir zaman dilimindeyiz. Başkasından bekleyerek değirmen taşını döndüremeyiz. Risk almalı, yola koyulmalıyız. Devam ederken neye ihtiyacımız olduğunu kendimize sorarak bulabiliriz. Bir yetişkin olarak bireysel sorumluluğumuzu almayı öğreneceğiz, bilenler içinse bu süreç ödüllendirici geçecektir. Tavsiyem bir ajanda tutun! Size ait bir takviminiz olsun. Yapmak istediklerinizi listeleyin ve kendi zamanınıza göre diğerlerini beklemeden eyleme geçin.

Güney yönünde yer alan Terazi Burcunun olumsuz yanı, kendini ilişkilerde kaybetmektir. Doğru zamanda sınır koyamadığında, yalnız kalma veya desteği kaybetme korkusuyla oyalandığında zarar görmeye başlar. 18 aylık bu geçişin bize getirisi; kendimizi ifade edecek yeni seçimler yapmayı, iyi gelmeyen bağlayıcı ilişkileri sonlandırmasıdır. Yıl içinde bu temalarla ilgili özel ipuçları vermeye devam edeceğim. Şimdilik Güneş ve Ay Tutulmalarının yaşanacağı tarihleri paylaşıyorum. Takvim yaklaştıkça içine çekildiğiniz ve yarattığınız dünyanıza bu gözlerle bakın isterim. 

Sevgilerimle,

14 Ekim 2023 Terazi Burcunda Güneş Tutulması

25 Mart 2024 Terazi Burcunda Ay Tutulması

8 Nisan 2024 Koç Burcunda Güneş Tutulması

2 Ekim 2024 Terazi Burcunda Güneş Tutulması

29 Mart 2025 Koç Burcunda Güneş Tutulması

VENÜS’ÜN ASLANLA DANSI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Venüs’ün Aslanla Dansı 13 Ağustosta Başlıyor!

13 Ağustos 2023 öğle saatlerinde (14:15) Venüs, güneşimiz ile birleşerek yeni dansına başlıyor. Bu dans 5/8’lik bir ritme sahip. 8 yılda bir başladığı yere yakın bir noktaya geliyor ve 5 ayrı burcun işbirliği ile ritmini ezelden beri koruyor. Bu hareket hepimizin aşina olduğu bir sembolü ortaya çıkarıyor gökyüzünde; beş köşeli yıldızı, Pentagramı! Yeni dansın türünü ise gerilediği burcun doğasına bakarak anlayabiliyoruz.

Venüs, Güneş’e yakın konumda olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebiliyor. Gerilediği dönemlerde Güneş’e yaklaştığı için gözden kayboluyor. Bir süredir Venüs’ü, 2023 ağustos ayının başından bu yana,akşam yıldızı olarak göremiyoruz. O artık Güneş’ine kavuştuğundan onun ışığıyla yanıyor.

Sümerlerde tanrıça İnanna, Yunanlılarda Afrodit, Roma’da Venüs olarak anılan ve günümüzde Çoban/Akşam/Sabah Yıldızı olarak bahsettiğimiz aşk ve sevginin, huzurun, barışın, denge ve uyumun, bereketin ve güzelliğin, iştahın, kadının sembolü meşhur Venüs’ümüz 23 Temmuz’dan bu yana aslan burcunda geri gidiyor.

Venüs’ün geri giderken Güneş ile bir araya gelmesine “inferior kavuşum” deniyor. Bu bir araya geliş yaklaşık 584 günde bir yaşanıyor ve düzenli bir şekilde 5 kez farklı burçlarda yeniden birleşiyorlar. Bildiğimiz 5 köşeli yıldız, Pentagram, böylelikle ortaya çıkıyor. Matematiksel olarak 584×5=2920/365=8 yıllık Venüs döngüsü bu şekilde oluşuyor. 8 yılda bir aynı burçta bir/iki derece farkla kavuşumlar tekrar ediyor. Zamanda birbirlerine ağ atarak bir motif işliyorlar.

Mevlana’nın dizelerinde bahsettiği “hamdım, piştim, yandım” ifadesinin; nefsinin arzu ve tutkularıyla yüzleşen, kendisiyle hesaplaşan kişinin olgunlaşabileceğini anlattığını hepimiz biliyoruz. Benzer şekilde Venüs gerilerken ham olduğumuz konuları fark ederiz. Güneş ile kavuştuğunda yanar, bir sonraki kavuşuma kadar eğer becerebilir nefsimizi yönetebilirsek, deneyimlerimiz sayesinde bize iyi geleni hayatımıza çekmeyi ve tutmayı öğrenir, pişeriz. O yüzden bu tarihleri ajandanıza not etmenizi ve günlük tutmanızı öneriyorum. 23 Temmuz-13 Ağustos arasında ham olduğumuz konuları fark etmiş olabiliriz. 2-23 Ağustos’ta ise yanma süreci başlıyor. 4 Eylül 2023-2 Mart 2025 arasında da pişeceğiz. 

Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin aksi yönünde ilerleyen Venüs’ün yörüngesi; para, aşk ve tutkular uğruna hayatımızın alt üst olmasını açıklamaya yeter mi bilinmez ama çok eskilerden bu yana bize ifade ettikleri yolumuza ışık tutabilir. Aslan burcunda gerileyen Venüs, Güneş ile kavuşarak yeni bir hikayenin doğmasına vesile oldu. Bu döngü boyunca 2 Mart 2025’e kadar ikili ilişkilerde cömertliğin ve spontanlığın önemi artıyor. İlişkiler, ortaklıklar ve parasal konularda yaşayacağımız hikayeler vasıtasıyla şu soruları gözden geçireceğiz. Kendime ve başkalarına karşı yeterince cömert miyim? Yaşamdan nasıl keyif alırım? Nasıl mutlu olurum? Değerlerime, düşüncelerime uygun olarak nasıl yaşarım? Kendimi nasıl ifade edebilirim? Arkamda bir iz bırakmak istesem bu ne olurdu?

Ayrıca kendimize biçtiğimiz değer ve kalbimizi açtığımız/açamadığımız konular, hayata güven duymak temaları önem kazanacak diğer konular arasında. Aslan burcu, bireysel ifadenin egonun geliştirilmesini (büyümesini değil!) ifade eder. Evde, işyerinde, okulda, sosyal ortamlarda kendi performansını sergilemeye cesaret göstermekle ilgilidir hem de olduğu haliyle. Zor anlarda bile şimdinin farkında olarak kendini motive eder ve devam etmenin bir yolunu bulur. İlişkisel anlamda destekleyen, paylaşan, yüreklendiren, eğlendiren, ilk adımı atmaktan çekinmeyen bir enerjiyi sembolize eder. Yani karşıdakini görür ve görülmek ister. Onaylanmak, fark edilmek, beğenilmek ve belki de vazgeçilmez olmayı arzular. Enerjisini korumak ve yükseltmek için onu besleyen yer ve insanlar, projeler içinde olmaya ihtiyaç duyar. Seçicidir, ışığının parlayacağı ortamları arar.

Astroloji kitaplarında yazan geleneksel ifadeyle aslan, alkış ve övgü olmadan solar. Aslında sevgisizlikten solar da bunu fark etmesi zaman alır. Böylesine cömert ve yüreklendiren sımsıcak biri elbette övgüyü, sevilmeyi hak eder ama gurur, kibir, aşırı güven işleri bozabilir. Mart 2025’e kadar özel ve iş yaşamınızda “en iyi” olmayı istediğiniz konulara bir bakın. Bunu yapabildiğiniz ve keyif aldığınız için mi yapıyorsunuz? Yoksa görülmek, sevilmek ve alkış almak için kendinizi zorluyor musunuz? İnsanları etkilemeye çalışırken tutumlarınızla onları uzaklaştırabilirsiniz. İşler yolunda gitmediğinde güvendiğiniz kişilere yüreğinizi açabilir, incinebilir bir süper kahraman olduğunuzu gösterebilir, destek isteyebilirsiniz unutmayın. Bunu yapabilirseniz “emirler yağdıran, talepkar, kendi üstünlüğünü her fırsatta vurgulayan biri” imajını yıkabilir; sizi destekleyen, büyüten, güçlendiren ve geliştiren ilişkiler kurabilirsiniz.

2025 Mart ayına kadar Venüs’ün dansı aslanda sürerken; ilişkiler vasıtasıyla güç elde etmek, bir şekilde tanınmak, liderlik becerilerini geliştirmek konularıyla karşılaşacağız. Evlenerek, yeni arkadaşlıklar kurarak, var olan ilişkileri geliştirerek, ortaklıklar veya ayrılıklar yaşayarak kendi değerimizi fark etmemizi sağlayan hikayelere çekileceğiz. Bu sayede nerede oyunun baş rolünde nerede izleyiciler arasında olmayı istediğimizi anlayacağız. Ayrıca sosyal ilişkilerde ve aile meselelerinde zaman zaman patronculuk oynamamız gerekebilir. Uzun soluklu ve taahhüt içeren iş ve ilişkilere yönelirken sizi besleyen geliştiren ve eğlendiren seçimlerde bulunmaya özen gösterin. Yani kırmızı size yakışıyorsa giyin, kırmızı cesareti sembolize ettiği için değil! 

Venüs aslandayken uyumu ve dengeyi yaratabilmek için hayata ve kendinize karşı sağlıklı bir güven duygusu geliştirmek hayati bir önem taşır. Size iyi gelen uğraş, hobi, etkinliklere zaman ayırın. İşinize, uğraştığınız şeylere, yaptığınız yemeğe mutlaka size ait bir dokunuş bırakın. Henüz bunu bulamadıysanız tam zamanı! Üretmek, yaratmak, eğlenmek, sahneleyip sunmak için 2025’e kadar zamanınız var.

Sanatçılar, patronlar, liderler Venüs’ün bu gerilemesi sırasında testten geçecekler. Pozisyonlarının onlara kattıkları güç ve şöhreti nasıl kazandıkları, ayrıcalıklarını nasıl korumayı seçtikleriyle ilgili hikayelere şahitlik edeceğiz. Bu sayede ünlü, başarılı, popüler gibi kavramlara verdiğimiz anlamlar yer değişecek gibi görünüyor. Venüs kadını, dişil enerjiyi sembolize ettiğinden kadın sanatçılar, liderler, yöneticilerin güç kazanma yolculukları bu süreçte ayrıca önem kazanacaktır.

Gezegenlerin geri gidişi astrolojide karma ile ilişkilendirilir. Aile öykünüzle bağlantılı veya bu yaşamda seçimlerinizden kaynaklanan düğümlerle “Venüs döngüsü” sırasında karşılaşıp çözümleme ihtimaliniz doğabilir. Tekrar eden tecrübelere çekilirseniz bu ipucu aklınızda olsun, kendinizi yenilemeye özen gösterin. Özellikle aslan burcunda Mars, Venüs, Merkür, Ay veya Güneşiniz var ise!!! Değer verdiğiniz şeylere, ikili ilişkilerinize, sosyal çevrenize ve parayla olan ilişkinize karşı yaklaşımınızın 25 Mart 2025’e kadar bu konu başlığı altında gerçekleşeceğini söyleyebilirim. Kendi hikayenizin baş rolünde olduğunuz, çözüm üretebildiğiniz, keyifli bir yolculuk diliyorum sizlere.

AKREP BURCUNDA AY TUTULMASI, 5 Mayıs 2023

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

2023 ilkbaharının son tutulması 5 Mayıs cuma akşamı 20.04’de akrep burcunda gerçekleşiyor. 

Tutulmalar astrolojide 28 günde 1 yaşanan dolunaydan çok daha derin anlamlar taşır. Güneş tutulması bir eşikten geçmeyi, Ay ise duygu dünyamızda yer alan bir temanın (akrep) gölgede kalan yüzünün ortaya çıkmasını anlatır. Bu vesile ile gerçeğe ayar, kararlarımızı olgunlaştırır, hayata geçiririz.

Dolunayın ışığının gerçeği ortaya çıkardığı düşünülür. Karanlık bir gecede ışıldayan bir Ay ile baş başa kaldıysanız bir fener gibi gökyüzünü ve yansıdığı yeri aydınlattığını görmüş olmalısınız. Hatta dolunaylı gecelerde yıldızlar daha az görünür, Ay tüm sahneyi olağan ihtişamıyla kaplar. Tutulmanın hangi temaları aydınlatacağını gerçekleştiği burcun doğasına bakarak anlayabiliriz. Akrep; yitip gitmiş olsa da hala sıkı sıkıya tuttuklarımıza işaret eder. Güvende kalabilmek, koşulları korumak, sahip olduklarını yitirmemek adına onlara dört elle sarılır. Ya onundur ya da hiç kimsenin! Son 1,5 yıldır ve şimdi mayıs ayında yaşamınızda bu temaya işaret eden ne var, ona bakın. 

Akrep (oğlak ve aslan burcu ile birlikte) “güç” temasını fazlasıyla önemser. Güç kaybetmemek ile meşgul olduğunuz, enerjinizin çoğunu buraya harcadığınız ve aslında bitişi (belki de yenilgi olarak gördüğünüzü) bir şekilde ertelemeye çalıştığınız bir mesele olabilir hayatınızda. Bu süreç artık sona erebilir. Sonunu sezdiğiniz halde onu engellemek için fazlasıyla efor harcayabilir, işin daha çok sarpa sarmasına neden olabilirsiniz. Bir şeylerin bittiğini, işe yaramadığını, çürüyüp bozulduğunu illa ki dönüşmesi gerektiğini görmek sarsıcı geldiğinden hayatın akışını bizzat biz bloke edebiliriz! Bu vedayı daha sancılı hala getirir. Çürümeye-kokuşmaya başlamış, veda tarihi gelmiş olanı artık tutmayı bırakmak bu mevsim için iyi bir eylem planıdır yoksa size maliyeti katlanılmaz olabilir.

Bu bitişin ve dönüşümün kaçınılmazlığını, hayatın bir oluş-bozuluş evreni olduğunu kabul edenler içinse bu tutulma oldukça cesaretlendirici ve eyleme dönük çıkış yolları sunabilir. Fakat bu esnada gökyüzünde Merkür de geri gittiğinden kafamızı karıştıran şeyler var. Güvensizliği istikrarsızlığı tetikleyen, tekrar üzerinden geçmek gereken çok sayıda mevzu olduğunu söyleyebiliriz. 15-30 Mayıstan itibarense düşünsel anlamda koşullar günbegün düzelmeye başlayacaktır.

Akrep burcunun asıl güçlü yanıysa yitip gideni görmek ve ona veda edebilmektir. Neyi sımsıkıya tutup neyi bırakması gerektiği ayrımına varabilir. Bir daha açılmayacak olan kapıların anahtarlarını saklamaktan vazgeçebilir. Krizi yaratan nedenlerle hakikatin kendiyle cesurca yüzleşebilir. Bu sayede sürecin yeniden başlamasına olanak tanımış olur. Çevresini yönetmeye çalışmak, koşulları iyileştirmek için uğraşmak yerine kendine dönüp bakabilir. Kendinde bir şeyleri değiştirebilir. Başkalarının hayatına, özeline müdahil olarak onlarla bütünleşerek kendini sağlama almak yerine hayatındaki asıl problemlere yönelebilir. Kendisi de dahil insanoğlunun doğası gereği hesap kitap yaptığı gerçeğine ayabilir. Herkesin saklamaya ihtiyaç duyduğu gerçekleri veya üstünü kapatmak istediği karanlık yanı olabilir. O da kendi karanlıklarıyla yüzleşebilir. Böylelikle Ay tutulması, hayatımızda karanlıkta kalan yanı açığa çıkarmamıza vesile olmuş olur. Bir sonraki akrep burcu ay tutulması 2032 yılında! Yaklaşık bir 10 yıl daha bu duyguları taşımayın derim.

Akrep burcu doğum haritanızda nerede yani hangi evinizde yer alıyorsa orada; bırakmak, yenilmek, uğurlamak, dönüştürmek ve hakkıyla veda edilmesi gereken kişi, yas duygusu, proje, hayal, iş, uğraş olabilir. Işığınızı artırabildiğiniz şifalı bir tutulma olması dileğimle,

KOÇ BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI, 20 Nisan 2023

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

2023 yılının ilk tutulmasını 20 Nisan Perşembe sabahı 7:12’de yaşayacağız. Astrolojide tutulmalar, ışıkların (güneş ve ay) bir araya gelişiyle birlikte açılan kozmik kapıları sembolize eder. Kapılar, geçitler gibidir. Bir yerden bir yere bizi taşır bazen de boyut değiştirmemize vesile olurlar. Elbette bunların hepsi birer metafor. İnsan kendini ve yaşantılarını gittiği her yere taşıyor olsa da biliyoruz ki isterse bu yolculuklardan “yeni bir ben” ile dönmek mümkün! 

Burçlar kuşağının ilk burcu olan Koç’un son derecesinde doğacak olan güneş tutulması birçok açıdan özel. Tutulmalar yaklaşık 19 ayda bir burç değiştirerek ilerler. Yılda ortalama 2 güneş 2 de ay tutulması yaşarız. 2021 yılında başlayan boğa-akrep burcu tutulma mevsimi şimdi yerini koç-terazi temasına bırakmaya başlıyor. Bu değişimin ilki 20 Nisan’da! 2025 yılında ise bayrağı bir sonraki burca bırakacak.

Bu tutulmayı özel kılan diğer meseleyi sadeleştirerek anlatmaya çalışacağım. Her burç 30 dereceden oluşur. 12 burç ile 360 derecelik bir çemberi elde ederiz. Burçların ilk (0) ve son (29) dereceleri bizim terminolojimizde apayrı anlamlar taşır. Koç burcunun 29.derecesinde doğacak olan güneş tutulması bu nedenle önemli!

İlk dereceler, başlangıcın ateşini anlatır. Ele avuca sığmayan bir kıvılcım gibi hızla yayılır. Son derecelerse, bir hikayenin en can alıcı yerini, son sahneyi ifade eder. Son anını, bitişi! Hani harika bir film izlersiniz de sonunu görmeden bağlantı kopar, onca duygu, kurgu havada kalır. “Olmadı ama şimdi” deriz ya, bu da biraz böyledir. Gündelik yaşamda bazen şöyle diyaloglar duyarız; “Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik ama olmadı!”. Bir planı hayata tam olarak geçirememek, sonlandıramamak, askıda kalmak veya takılı kalmak. Hayal kırıklığında, öfkede, düşüncede, özlemde, umutta… bu nedenle tekrar tekrar zihnimizde onu yaşamaya devam ederiz. Belki de sonrasında o anı, duyguyu yaşatacak olayları yaratırız. Sıklıkla ifade edildiği haliyle “karma”. Tutulma mevsimi etkisini göstermeye bugünlerde başladı. Ekim ayına kadar bir bakın bakalım. Önünüze düşecek olan olaylarda geçmişin izi, tadı, kokusu var mı? 

Koç burcunu en güzel “hayatta kalmak” terimi ile anlatabiliriz. Yaşamın getirdiği olası senaryolar içinde hayatta kalmayı başarmak! Başının çaresine bakmak. Peki, nasıl hayatta kalınır? Bunun için ne gibi beceriler gerekir? Böyle bir durumda birine mi güvenilir yoksa kendi başının çaresine mi bakmak doğrudur? İnsanı alarma geçiren anlarda içgüdülerimiz devreye girer. Neler yapabileceğimizi ancak o an görebiliriz. Tutulma bana bir yaşam mücadelesi, çabası içine gireceğimizi anlatıyor.

“Yetinmeyi bilir misin sana verdiği kadarıyla hayatın? Hoş bilsen de bilmesen de yara bere içinde bu yollardan geçeceksin. Kazanmayı isterdim kaybetmeyi değil ama olmadı yar. Kendini kayırıyor her insan önce bu yüzden aşka kıyar.” Hayat bir Sezen Aksu şarkısı değil elbette hatta çoğu zaman böylesine romantik de değil ama şarkılar duygularımızı fark ettiren muhteşem araçlardan.

Peki siz sadece hayatta kalmak için yaşayanlardan mısınız? Daha çok yetinen biri misiniz? Hayaller, tutkular, sizi siz yapan beceriler yetenekler… bunları yaşamınıza katmak için risk alabilir misiniz? Güven içinde olduğunuz rutinden (kendiniz için) yeniden başlamak için risk alabilir misiniz? Tutulmadan hemen sonra boğa burcunda gerileyecek olan Merkür, bir güven sorgulaması içinde olacağımızı gösteriyor. 13-17 Mayıs tarihlerinde tutulma derecesi Jüpiter ile tetiklendiğinde Merkür de düze dönmüş olacak. Bu tarihle birlikte risk almak daha doğru olacaktır. 18 Temmuzda küçük stresler yaşamaya, daha çok emek sarf etmeye başlayabiliriz. 

Aynı gökyüzü altında yaşadığımız için hepimiz ama en çok da burcu ve yükseleni koç olanlar, sonra diğer öncü burçlar; yengeç, terazi ve oğlaklar tutulmadan en çok etkilenecek burçlar.

Sevgilerimle,

SATÜRN BALIK BURCUNDA

1024 663 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

SATÜRN BALIK BURCUNDA

“Kendinize ışık olun; kendinizi hiçbir dış sığına vermeyin. Gerçeğe sımsıkı sarılın. Kendinizden başkasına sığınmayın.” Buda

Astrolojide “ne, kim” sorularının karşılığını gezegenler verir. Nasıl’ın yanıtını ise burçlar. Bir gezegen burç değiştirdiğinde neyin/kimin nasıl olacağına dair fikir yürütebiliriz. Özellikle de yavaş hareket eden bir gezegen burç değiştirdiğinde. Bu bir süreliğine yeni bir şehre taşınmak gibidir. O şehrin doğası, insanları, olanakları doğrultusunda yaşantınız yeniden şekillenir. Hele deniz kıyısından karasal bir bölgeye taşındıysanız adapte olmanın zorluk derecesi artar. Yani Satürn’ü en iyi 2,5-3 yılda bir atanan memurlar ve aileleri anlar. 2,5 yılda bir burç değiştiren ve aynı burca 29 yılda 1 kez uğrayan Satürn 7 Mart’ta Balık burcuna geçiş yaparken bize mecburi bir yön verecek. 

Satürn, doğası gereği “yapmaya mecbur bırakan” bir gezegendir. İnsana seçim şansı tanımaz. Olayın içinden geçmek tek seçenektir, alternatif yollar sunmaz. Örneğin, okula yeni başlayan her çocuk biraz korkar; başarısız olmaktan, evin konforundan uzaklaşmaktan, sosyalleşmekten vb ancak başlamaktan başka çaresi yoktur. Okula başladığında zamanla hangi derste doğuştan yetenekli hangisinde daha çok çalışması gerektiğini anlar. Tüm dersleri sırayla bazen de aynı anda alması ve geçmesi gerekir. İlişki kurmaya, sorumluluk almaya ve kendini tanımaya başlar. İyi geçindiği, hiç geçinemediği arkadaşları ve öğretmenleri olur. Satürn’ün burçlardan geçişi de bu sürece benzer. 2,5 yılda bir burç değiştirdikçe onunla birlikte yeni dersler almaya başlar, bir şekilde yeteneklerimizi, kapasitemizi fark eder, hayatın getirdikleriyle başa çıkmaya çalışırız. Yapabileceklerimizi ve yapamayacaklarımızı fark ederiz. Sınırlarımız yeniden çizilir. Beklemeyi, sabretmeyi, engelleri aşmayı ve zamanı yönetebilmeyi öğreniriz.

Satürn’ün sunduğu yoldan geçtikten sonra olgunluk, korkuyu yenmek, kabul, huzur ve elbette içsel bir güç kazanırız! Fakat içinden geçerken korkularımızla karşılaştığımızda ya da üstlenmek istemediğimiz bir sorumlulukla karşılaştığımızda kaçar, saklanır, akıntıya karşı kürek çekersek yorgun düşeriz. Kaygı düzeyi artar, yetersizlik duygusu ve “benim suçum neydi?” sualleri insanın peşini bırakmaz. Hayat, arabesk bir şarkıya dönebilir. Özetle, Satürn’ün ödevlerini yapmadan dersi layığıyla veremeyiz. Kırık notla bir sonraki seneye geçer veya bütünlemeye kalır bir süre sonra aynı sınava yeniden gireriz. Bu açıdan burcu ve/veya yükselen burcu balık, başak olanlar hayatın getirdiği mecburi yöne uyum sağlamaya çalışmalılar. Hayat onlara tek bir yön sunacağa benziyor. İkizler ve Yaylar ikilemler arasında, stres yaratan seçenekler arasında kalabilirler. Yengeç ve akreplerse tanıdık bildik hatta zaman zaman fırsatların da olduğu bir yöne doğru akacaklar. Boğa ve oğlaklar biraz çaba ve gayretle süreci kolay yönetebilir, kaybolmadan yönlerini bulabilirler. Kova, koç, terazi ve aslanlar içinse yabancılık çekebilecekleri bir yolculuk onları bekliyor.

Satürn, 2020 Mart ayından bu yana kova burcunda ilerlerken bizi çektiği mecburiyetler içinde hemhal olduk. Mevlana’nın deyişiyle “hamdık, piştik, yandık.” Kovanın mesajını; çok seslilik, bilgiye erişimdeki engellerin kaldırılması, yenilik, teknolojinin ve yeni buluşların hayatının her alanında kullanımı, paydaşlık, dayanışma, örgütlenme, bireysel/toplumsal hak ve özgürlüklerin edinimi, eşitlik, hoş görü… hayatımıza kattık mı? Bunu zaman gösterecek elbette ama DÜNYA’yı etkileyen covid dalgasıyla hepimiz sarsıldık. Toplumsal ve bireysel yaşamlarımız yeni kurallarla tamamen değişti, bir süreliğine tam anlamıyla durdu. Teknolojiyi, sağlıktan eğitime kadar pek çok açıdan hayatımıza katmaya mecbur kaldık. Türkiye, kendi iç dinamiklerinden ve elbette demokrasi ve özgürlük anlayışından kaynaklı sorunlar yaşadı. Dünyanın pek çok ülkesinde insanlar aslında hiç de özgür olmadığını fark etti. Baskının arttığı, eşitsizliğin zirveye ulaştığı bu yıllarda “neye ihtiyacımız olmadığını” öğrendiğimize eminim. Vatanseverlik, milliyetçilik, atanmak, seçilmek, hükümet, devlet, bilim, teknoloji, liyakat, sivil toplum kuruluşları, kadın/çocuk/hayvan/doğa hakları… tüm bu kavramları daha önce bu kadar konuştuğumuz irdelediğimiz bir dönem olmuş muydu? Emin değilim. Bireysel olarak neler yapabileceğimizi fark etmek ülkemizdeki sivil toplum ve yardımlaşma anlayışını çok kıymetli bir yere taşıdı ve taşımaya devam da edecek. Bundan sonraki süreçte, 23 Mart’ta Plüton kovaya geçtiğinde bu konular üzerinde bir 21 yıl daha mesai yapacağız. Böylelikle bu hikaye, elbette yenilerini doğuracak ve taşlar zamanla yerine yerleşecek.

14 Şubat 2026’ya kadar sürecek Satürn Balık yolculuğunun anahtar kelimeleri ise şöyle; 

Dalgaları aşmak, sınırları zorlamak

Sistemlerin/kuralların çözülmesi, ahlak kurallarının yozlaşması/yozlaşmayla birlikte ahlaklı olmanın daha da önem kazanması, yeni evrensel prensiplerin doğuşu, inancın sorgulanması 

Doğa olayları, buzulların erimesi, bazı yerlerin sular altında kalma tehdidinin artması, sular/okyanuslarla ilgili sorunlar

Karpman’ın drama üçgeni; kurban, kurtarıcı, yargılayıcı rollerinin içinde sıkışmak veya çıkmayı başarmak

Daha büyük yüce bir gücü-KAOS’un sistemini idrak etme, erime, çözülme, bir araya getirememe

Özveri, fedakarlık, merhamet etme, yardımlaşma

Rehberlik arayışı “biri bana ne yapmam gerektiğini söylesin!” 

Büyük ideallerin gerçeğe dönüşmesi, hayallerin gerçek olması için çalışma 

Müzik, sinema, edebiyatta yeni sanat akımlarının doğması

2023 YILINDA GÖKYÜZÜ

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yeni bir yıla; yeni hikayeler yaratmaya ve deneyimlemeye sayılı günler kaldı. 2023 yılında zamanın ruhuyla uyum içinde hareket ederek bize iyi gelen seçimlerde bulunmak ve son birkaç yılın yarattığı yılgınlığı, zor günleri geride bırakmak hepimizin hayali. Zamanın enerjisini; gezegen döngüleri, mevsimler, mitoloji ve yeryüzünde yaşanan olaylarla eşleştirip yorum getiren astroloji bu konuda bize güzel ipuçları sunuyor. Yazıma başlarken 2023 hedefleriniz ve kendinizden/yaşamdan beklentileriniz için size bir önerim var. Yeni yıl hedeflerinizi ikiye ayırın. Gökyüzünün işaret ettiklerine göre, yılın ilk yarısı ile ikinci yarısı arasında önemli gündem değişimi var. 

Mars Gerilemesi ve Merkür Retroları
Yeni yılın ilk haftasına Mars ve Merkür gerilemesiyle merhaba diyeceğiz. Biri ikizlerde diğeri oğlakta gerilerken, hayatın işleyişinde aksaklık yaşıyorsanız eğer, sahip olduğunuz bilgiye ve günlük yaşamda şaşmadığınız kurallarınıza bir bakın derim. Ciddi ve etraflı düşünmeyi gerektiren meseleler sizi katılaştırabilir hatta düşünmekten, plan yapmaktan kaçınmaya bile başlayabilirsiniz. Yeterince hazırlık yaptığınıza, düşüncelerinizden emin olup olmadığınıza bir bakın. Bu gerileme daha önce üzerinde düşünülmüş, emek harcanmış fikirlerin hayat bulması için size fırsat sunacak. Böylelikle bir yıl bitip yenisi başlarken, neleri geride bırakıp neyi büyüteceğinize karar vermiş de olacaksınız. Bu süreçte ikilemlerin hepsi Ocağın ikinci hatta üçüncü haftasına kadar gayet doğal. 2023 boyunca aklın ve iletişimin gezegeni Merkür, toprak burçları olan oğlak, boğa ve başakta toplamda 4 kez gerileyecek. Sorgulamalarımızın ve tekrarlarımızın daha çok maddi dünyada güvenle, esenlikle yaşamaya yönelik planlarımız üzerinde olacağını söyleyebilirim.

2023’ün dikkat çeken konu başlıklarından ilki dışsal gezegenlerden olan Satürn ve Plüton’un burç değiştirmesi
2007’den bu yana oğlakta ilerleyen Plüton bu yıl, 23 Mart-11 Haziran arasında, kova burcuna doğru bir bebek adımı atacak. 2043 yılına kadar burada yol alırken birkaç yılımızı değil birkaç jenerasyonun hayatını etkileyecek. Böylesine bir geçişin ilk adımları ses getirir. Daha önce 1777-1799 yıllarında kovada ilerlerken Amerikan ve Fransız devrimlerinin gerçekleştiğini görüyoruz. Son yıllarda hayatımızın akışı ve rutinlerimiz öyle hızlı değişiyor ki sanki dönüşecek kadar yeterli zamana sahip değiliz. Bir şeyler (demokrasi, adalet, eğitim, aile kurumu, ekonomik işleyiş, sağlık hizmetleri vs.) yerine tam olarak oturmuyor, içinde yaşadığımız çağa ve geleceğe uygun yaşamıyoruz. Toplumsal yaşamı, grupları/toplulukları, medeniyeti, eşitliği/demokrasiyi, gelenekselliği yıkan modernizmi, insanı ve birlikte yaşadığımız canlıları, cinsiyetsizliği, bireyselleşmeyi, isyanı, çevre haklarını, teknolojiyi, uzayı, geleceği yaratan buluşları, keşfi anlatan kova; Plüton’un varlığıyla dönüşecek. Belli gruplar, toplumlar veya ülkeler için değil insanlık adına yeni fikirler, sistemler doğacak. Bireysel anlamda en çok bu değişimi hayatında birebir tatbik edeceklerse, burcu veya yükselen burcu kova olanlar (astrolojiyi yakından takip edenler için ek ipucu; doğum haritasının köşe noktasında kova burcu olanlar). Bu kısa tarih aralığında yaşanan değişimleri not alın. Güç kazanacağınız, yeniden yaratacağınız, odaklanacağınız konulara dair bilgilere ulaşabilirsiniz. 18 Mayıs öncesi ve sonrası da (bir hafta boyunca) oldukça dikkat çeken günlerden biri. 

Bir diğer önemli değişim 7 Martta Satürn’ün balık burcuna geçişiyle başlıyor. Hayattaki zorlukları nasıl aşacağımızı anlatan Satürn 1 Eylül 2025’e kadar bize yeni yollar gösterecek. Hedeflerimize ulaşmak ve bize iyi gelmeyeni uzaklaştırabilmek için onun söylediklerine dikkat kesilmeliyiz. Satürn balıktayken hayatın karmaşası ve bilinmezliği her zamankinden daha fazlaymış gibi gelebilir. “Hayat beni yutacak, köşeye sıkıştıracak öyleyse ben onu yenmek için daha katı, kontrollü olayım”, diyebilirsiniz. Belki de bu süre içinde “en güzeli çekip gitmek, her şeyi bırakmak” seçeneğini tercih edersiniz. Her iki halde endişe ve korkuların ürünü. Burada hayatla birlikte akmak, çabalamak, kabul etmek ve umut etmek yok. Ben çekilen her küreğin boşa çekilmediğini deneyimliyorum yaş aldıkça. Siz ne dersiniz? Yanıtınız aynıysa şimdi gökyüzü aklımızın isteklerini, kalıplarını kırmaya dair davet yollayacak bizlere. Her birimiz özellikle de burcu veya yükseleni balık olanlar (astrolojiyi yakından takip edenler için ek ipucu; doğum haritasının köşe noktasında balık burcu olanlar); kendimiz ve diğerleri için şefkat, farkındalık ve kabul geliştirmeyi öğreneceğiz. Aklımızdakilere veya hayal ettiklerimize değil, hayatın önümüze getirdiklerine bakacağız, göreceğiz ve ona odaklanıp alternatif çözümler üretecek, buradan kazanımlar elde etmeyi başaracağız. Özetle yaşamda belli bir konuda, bir şeylerin gelip bizi bulması veya görünmez bir elin yardımını beklemekten vazgeçmenin zamanı geliyor.

2023’ün ikinci yarısında Ay Düğümleri burç değiştirecek
Gezegen veya herhangi bir sabit bir yıldız olmayan fakat dünyanın ve kişisel yaşamlarımızın nereye doğru aktığı ile ilgili bilgi veren bu sembolik nokta; Ay’ın ekliptiği kesmesiyle hesaplanıyor ve her 18-19 ayda bir değişiyor. Bu geçiş sırasında biz de pozisyonumuzu yenilemeye çalışmalıyız. Ay’ın ekliptiği kuzeyden kestiği noktaya kuzey ay düğümü (kad), güneyden kestiği noktaya güney ay düğümü (gad) deniyor. İki nokta birbiri ile tam zıt yönde hareket ediyor. Tıpkı yin ile yang, iyi ile kötü gibi. Her birimizin bireysel doğum haritasında bulunan bu noktalar ruhumuzun yolculuğu ile ilgili bilgiler veriyor. Bu ikisi arasında bir denge yaratabilmek hayatımızda da bir denge ve beraberinde ruhsal bir olgunluk, tatmin sağlıyor. Aynı zamanda Kuzey; gelişim fırsatlarının olduğu yönü, çaba göstermemiz gereken tarafı güney ise testten geçeceğimiz temaları ve tuzakları işaret ediyor. Güneş ve ay tutulmaları da bu noktaya yakın derecelerde gerçekleşen yeniay ve dolunaylarla birlikte oluşuyor. Aslına bakarsanız bu çok yönlü ve derin bir konu. Şimdi 2023’e gelelim ve değişen gökyüzü altında, zamanın ruhunun işaret ettiklerine bakalım.

Temmuz ayında Venüs gerileyecek
Ay düğümleri 2022 yılında boğa ve akrep burçlarında ilerlediler ve 17 Haziran 2023’e kadar da burada kalacaklar. Bu tarihten sonraysa KAD koç burcuna, GAD terazi burcuna geçiş yapacak. Yani yeni yılın ikinci yarısında gerçekleşecek bir değişim söz konusu. Aynı zamanda yaz aylarında huzurun, barışın, dengenin ve ilişkilerin gezegeni Venüs, aslan burcunda (23 Temmuz-4 Eylül) gerileyecek. Bu mevsimdeki değişim; özel ve iş ilişkilerindeki dengelerin yenileneceğini gösteriyor. Hem aslandaki Venüs hem de koç burcuna geçen KAD; kendimizi sevmenin, kendimiz için risk alma zamanın geldiğine işaret ediyor. Sağlıklı bencillik geliştirmekte zorlananlara müjde! Özellikle de burcunuz veya yükseleniniz aslan, koç, terazi ise.

2022 boyunca olduğu gibi yeni yılın ilk yarısında da sahip olduklarımızı, kaynaklarımızı, yaşam kalitemizi korumak ve hayatta kalmak meselesi gündemde yer almaya devam edecek. David Russel’ın, değişen düğümlerin dünya gündemi ve bireysel hayatlarımıza etkisini özetleyen harika bir yaklaşımı var. “Hayatta öğrenilmesi en zor şey; hangi köprüden geçmek, hangi köprüyü yakmak gerektiğine karar vermektir.”, diyor. Tehlikeyi sezmek, güvenli alanlarda kalabilmek, burada sürdürebilir bir düzen kurmayı başarmak ve kriz yaratan meselelerden uzaklaşabilmek ana hedefimiz olmalı! Yılın ikinci yarısındaysa yaşamın ritmini yakalayabilmek için konfor alanından çıkmamız, risk almamız, daha mücadeleci bir tutum içinde olmamız gerekiyor. Yılın en dikkat çeken ayları; Mart, Ağustos ve Kasım. Ayrıca tutulmaların gerçekleşeceği 20 Nisan, 5 Mayıs, 14 ve 28 Ekim tarihlerini ajandanıza not edin.

Türkiye’ye Dair Öngörüler
Türkiye haritasının 2023 yılında etki alacağı temaların başında elbette beklenen genel seçimler ve onun yaratacağı ekonomi ve yönetim değişikliği yer alıyor. Yılın ilk yarısında bu gündem maddesi bizi oldukça işgal edecek. Özellikle gençleri, sanatçıları, kadınları meydanlara veya daha çok kendini ifade etmeye çağıran bir hikaye var. Ayrıca 20 Mayıs’a kadar halkın güvenliği, esenliği ve ifade özgürlüğüne dair konular dikkat çekiyor. Sonbaharda Eylül ve Ekim aylarında muhalefet ile hükümet arasındaki diyalog ve pazarlıkların hız kazanacağını, bizi yeniden bir değerlendirmeye (belki de seçimin yenilenmesine) koalisyon tartışmalarına götürebilir.  Sonbahar ve kış aylarında ayrışmaların ve fikir ayrılıklarının arttığını, hukuki konuların, anayasaya dair gelişmelerin önem kazandığını görebiliriz. 4-5 Şubat, 24 Haziran-3 Temmuz, 13-31 Ağustos, 25 Ekim-13 Kasım tarihleri finansal açıdan önemli gelişmelerin yaşanacağı günler.

Yeni yılın sağlık, esenlik ve yeni tatlı heyecanlar getirmesi dileğimle,

25 EKİM 2022, GÜNEŞ TUTULMASI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yılın son Güneş Tutulması 25 Ekim Salı günü 13.48’de akrep burcunda doğuyor. Tutulma sırasında Ay ve Güneş’in yanı başında Venüs’ü görüyoruz. Bu birlikteliğin etkileri bir sonraki tutulmanın yaşanacağı 20 Nisan 2023’e kadar devam edecek. Hayatın bize sundukları ve yaptığımız seçimler, tutulmanın yarattığı öykü üzerinden şekillenecek, diyebilirim.

Güneş ve Venüs yan yana geldiğinde sevmeyi ve biri tarafından sevilmeyi arzu ederiz. İkili veya sosyal ilişkilerde aranan, sevilen, sayılan, etki yaratan biri olmak isteği duyarız. Sanat güzellik estetik ritim ahenk bolluk bereket maddi ve manevi açıdan bizi doyuranların hepsi Venüs gezegeni ile ilişkilendirilir. Peki siz, bugüne kadar hiç nasıl sevilmek ve sevmek istediğinizi düşündünüz mü? Yani diğerleri ve kendiniz ile kurduğunuz sevgi dilini biliyor musunuz? Astrolojide işte bu can alıcı sorunun yanıtını bize Venüs’ün yer aldığı burcun doğası anlatır. Nasıl seviyor, uyumu ve barışı, dengeyi nasıl yakalıyoruz? Zorla mı? Güzellikle mi? İş birlikleri nasıl kuruluyor? Alma-verme dengesi gözetilerek mi? Kaynaklarımızı nasıl ve ne için kullanıyoruz? 

Venüs akrepte ilerlerken sahiplenici sever. Birini veya değer verdiği şeyi (malı, fikri, zamanı vb.) öteki ile paylaşmakta ve kendi yoluna bırakmakta zorlanır. Örneğin, kıskançlık gibi yönetilmesi zor duygular su yüzüne çıkar. İnsanların çiğ süt içtiğinden, nankörlüğünden hep şikayet edilir. Güvenilecek kimse yoktur, kendin dışında! Diğeri ile tek vücut olmayı isterken bu niyetine farkında olmadan gem vurur. Yaşam kolay akmaz. İnsan, şüphe duyarsa kendinden veya ötekinden, karanlık düşünceler dönüyorsa zihninde, onu zorlayan gerçekler içindeyse nasıl yol alır? Hemen güvenemez. Düşüncelerini ve duygularını kendine saklar fakat başkalarınınkini öğrenmek için sabırsızlanır. Sorgular, eşeler, didişir, sınırını aşar. Bir şeyler arayan illa ki sonunda bir şey bulur, değil mi?

Tutulma haritasında, akrebin yöneticisi Plüton’un Merkür ile sert bir etkileşimde olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda bir diğer tutulma yöneticisi olan Mars da ikizlerde ve yine Merkür ile etkileşimde. Ayrıca yakın zamanda (ay sonunda) bu burçta Ocak ayının ortalarına kadar gerilemeye başlayacak. Gökyüzündeki bu kombinasyonlar; iletişimin aksadığı engellendiği bir kışa girdiğimizi gösteriyor. Gerçeği, görünenin ardındakini aradığımız ama net bir cevap almakta zorlandığımız bir mevsim geliyor. Böyle bir gökyüzünde iki kere ikinin dört etmesini bekleriz ama hayat, sayısız sonuçları önümüze çıkarır. Bu gelişme, güvendiğimiz arkasına sığındığımız kalıplarımızı, tabularımızı yerle bir eder. Aynı zamanda bu süreçte tabulardan, ihanetten, yasak ve günah olan şeylerden, seksten, ölümden, mirastan, gidenin geride bıraktıklarından, alacaklardan, güçlünün güçsüzlüğünün ifşa olmasından da bolca bahsedeceğiz. Yani güneşli bir günde görmek duymak bilmek istemediklerimiz gün yüzüne çıkacak dolayısıyla yaşam kolay akmayacak, diyebilirim. Neyse ki kışa giriyoruz, bir yanımız bu öyküye hazır bile. Örneğin kriz yaratan bir durumu fırsata çevirmek gibi bir şansı yakalayabilirsiniz bu dönemde. Ancak işi/ilişkiyi/ortaklığı bitirmeye çalışırken karşı tarafın tutumları ve dış etkenler buna engel yaratabilir. Neyi ne kadar bırakacağınıza karar veremeyebilir, zararın kenarından dönemeyebilirsiniz. Tehdit, zora koşma, manipülasyon, kıskançlık, takıntılı düşünceler sizi tuzağa çekebilir. Negatif yükü çok olan, ayak bağı olan insanlar yaşamınıza dahil olabilir. Biriyle yakınlık kurarken, güven duygusunu inşa ederken, hayatınıza katarken bu döngüde çok acele etmeyin. Elinizdekileri korumak ve artırmak isterken seçimlerinize dikkat edin. Hiçbirimiz yenilmez ve de hatasız değiliz. 

Akrep burcunda ve güney ay düğümü yönünde gerçekleşen tutulma sembolik olarak, hayatta gücümüzün yetmeyeceği şeyler olduğuna vurgu yapar. Ölüm ilk akla gelendir elbette, bir şekilde bir konuda “yenilmez” olmadığını anlamak; ebeveynlerin ayrılığı, itibar kaybı, güçlü bir desteği/kaynağı kaybetme, işin sona ermesi, sağlık sorunları gibi deneyimler hayatın masumiyetini yitirmesine neden olur bizim gözümüzde.  Ne kadar güçlü bağlara, kaynaklara, imkan ve ilişkilere sahip olunsa da kazanılmayacak bir mücadele ile karşılaşabiliriz yaşamda. Yanlış insanlara güvenmek, tedbirsiz davranmak, aşırı borçlanmak, yanlış yatırımlar/harcamalar, bahse girmek… bunlar olası akrep senaryolarıdır aklınızda bulunsun. O yüzden bir insan olarak “yenilmez” olmadığınızı aklınızda tutun ama dönüşmek mümkün. Bizi ölümsüz kılan tek hal bu! Kendimizi şifalandırmak için bir parçamızı (niyetimizi, düşünceyi, bağı, gelecek planlarını, yatırımı, alacağı…) geride bırakmak, uğurlamak bizi iyi gelebilir.

Bu tutulma mevsiminde kolektifi etkileyen acı bir yıkım, kayıp, kaza, toplum vicdanını yaralayan bir cinayet, yolsuzluk, skandal, gizli ilişkiler, yasadışı işler, ticari sırlar, güvenlik sorunları ifşa olabilir. Bitme zamanı gelmiş olanın kolaylıkla uzaklaştığı bir mevsim olması dileğiyle.

İKİZLERDEKİ MARS’IN HİKAYESİ

1024 660 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugün itibari ile (4 Eylül) Mars, ikizler burcunun gölgelerine vurgu yapan yolculuğuna başladı. Geri gitmeye başlayacağı 30 Ekim tarihine kadar (yani yaklaşık 50 gün) bizi bekleyen kış için özel ipuçları verecek.

Mars bir burçta ortalama 40 gün kalıyor, geri gittiğinde ise bu süre elbette uzuyor. 30 Ekim 2022 ila 12 Ocak 2023 arasında ikizlerin 25 ile 8.derecelerinin üzerinden 75 gün boyunca itinayla tekrar geçecek. Bir amaç uğruna daha önce yürüdüğünüz yollardan, çözdüğünüz/çözemediğiniz problemlerden, yolculuklardan, fikirlerin üzerinden çift dikiş yapacağız. Henüz nedenini bilmesek de 30 Ekim’e kadar efor harcadığımız meselelerde bir gizem var. Mars geri giderken hikayenin detaylarını göreceğiz ve alternatifler üretmeye çalışacağız. Böylelikle dikişi sağlamlaştıracağız elbette bunu yapmayı istiyorsak. Bilirsiniz “ikizler burcu” değişkenliği ile ünlüdür. Turgut Uyar’ın denge adlı şiirinde yazdığı gibi “aşkı da değişebilir gerçekleri de”.

Astrolojik bakış açısıyla Mars; kendimizi ortaya koymak, korumak ve belaları def etmekle ilgilidir. İkizler burcundaki Mars kendimizi düşünceler ve sözler ile ortaya koyacağımızı anlatır. Hızlı düşünmek, çözüm üretmek, projeler geliştirmek, kelimeleri doğru kullanmak, etkili ve dikkat çekici içerikler (kitap, metin, yazı) üretmek yönünde adımlar atılabilir. İkizler yakın komşuları, kardeşleri de anlatır. Onlarla olan işbirlikleri ve ilişkiler önem kazanır. Aynı zamanda sinir sistemini, zihinsel aktiviteyi, yolculukları, günlük yaşamı, gündelik iletişim dilini, eğitimi anlatan bu burç aklımızı daha çok kullanacağımızı da anlatıyor.

Mars’ın bu burçtaki gölgesi daha çok kendini anlatmaya daha az dinlemeye yatkınlık yaratır. Tartışmacı ve kimi zamanda sert konuşmaya meyil edebiliriz. Sözlerle, düşüncelerle kolayca kışkırtılabiliriz. Kardeşler/kuzen/komşu ilişkilerinde stresler anlaşmazlıklar mümkün. Zihni yatıştırmak, dinginleştirmek, öfkeyi kontrol edebilmek ve doğru ifade edebilmek önem kazanır. Olumsuz anlamıyla Mars bu burçta geri gittiğinde; kararsızlık, kavga gürültü, kurnazlık, aklı kötüye kullanma, yalan dolan, dürüst olmama, korkaklık, acelecilik, sakarlık, dikkat dağınıklığı, eyleme geçememe yani atalet içinde olma bu geri gidişin yaratabileceği yıkıcı sonuçları arasında yer alıyor. Bu tarz olumsuzluklarla karşılaşırsanız durup bir bakın, kendinize format atmayı deneyin! Seçenekleri değerlendirin çünkü çoğu zaman sandığımızdan fazla sayıda seçeneğimiz vardır.

Mars inisiyatif almak ve başlangıç yapmak, atağa geçmekle ilişkili olduğu için geri gittiği zamanlarda büyük projelere girmek çok daha masraflı olabilir. Gecikmeler ve hayal kırıklıkları yaşanabilir. Mars savaşı anlatan gezegen olduğu için geri gittiği zamanlarda şiddet ve çatışmalar içinden çıkılmaz bir hale gelebilir. Pire için yorgan yakılabilir. Dünya astrolojisindeyse eğitsel konularda, yayıncılıkta, taşımacılık ve medya sektöründe, iletişim ve enerji hatlarında anlaşmazlıklar, gecikmeler sorunların kaynağını oluşturabilir.

Kış aylarında ikizlerdeki Mars’ın hikayesini çeşitlendiren 4 tarih dikkat çekiyor. Mars, 18-21 Kasım’da Neptün ile sert bir etkileşimde olacak.  27-30 Kasım mevcut sorunlara çözüm bulabilmek için avantajlı bir zaman. 8 Aralıkta ikizlerde Mars ile aynı derecede bir dolunay var; yıkıcı etkilerin artabileceği bir tarih. 7 Mart ve devamında 15-26 Mart 2023 tarihleri Mars retrosunun yarattığı tahribatın telafi edilebileceği önemli tarihler!

Mars’ın geri gideceği 30 Ekim-13 Ocak tarihleri arasında enerjinizi daha dikkatli kullanın ve dış dünyaya yansıtmayın, içe doğru yönelin. Asıl yolculuk kendi içimizde başlıyor olacak. Kendimize koyduğumuz zihinsel engelleri ve korkularımızı aşmak için 75 günlüğüne bir yolculuğa çıkacağız. Gittiğimiz yolları yeniden arşınlayacağız. Hepimizin hikâyesi başka olduğundan ipucu için doğum haritanızda ikizler burcunun nerede olduğuna bakabilirsiniz. İkizler neredeyse, mücadele oradadır. 

İyi dileklerimle,

URANÜS SAHNEDE

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugünlerde hayatın bizi sürükleyerek bir yere doğru hızla taşıdığını düşünüyorum. Yol yordam göz etmeden öylesine paldır küldür sürükleniyor gibiyiz. Bu hale en uygun tanım, HEYELAN! Toprak elementi olan boğa burcunda bir araya gelen Uranüs, Kuzey ay Düğümü (KAD) ve Mars’ı onlara stresli bir pozisyondan temas eden hava elementindeki Satürn’ü düşündüğümde bu betimleme aklıma çok yatıyor. Bitki örtüsünün köklerinden mahrum kalmış ve zamanla aşınmış toprağın (Uranüs boğada), dış etkenler yüzünden (Mars, Satürn) kütleler halinde akıp gittiği yerde oluşan durum. Ayağımızı bastığımız, yuvamızı kurduğumuz zemin altımızdan kayıp gidiyor.

Bu sürece yukardan bir bakış atarsak; hayatı karmaşık hale getirenin ne yaşadığımızdan çok, olaylara nasıl baktığımız ve tutumlarımız da saklı olduğunu söylemek de mümkün. Anlam arayarak ve derin bir nefes alarak yönünü bulmaya çalışmak, zorlayıcı anlardan çıkabilmek için insana en iyi gelen yöntem olsa gerek. Astrolojiyi böyle zamanlarda araç olarak kullanabilmek bir şans! Kuzey Ay düğümü ile 31 Temmuz’da ‘18 derece boğada’ bir araya gelen Uranüs 1-2 Ağustos’ta Mars’ın bu noktadan geçmesiyle tetiklendi yani zeminde var olan çatlaklar ortaya çıktı. Belki de harekete geçtiler bile! Bu devinim 2022 yılında 1/10 Ağustos ila 1Ekim-14Kasım arasında aktif olmaya (su/toprak elementi akrep/boğada tutulma) devam edecek yani toprağın yerinden kaymasına neden olan dışsal faktörler harekete geçtiler diyelim. 2023’de ise 5 Şubat dolunayı ile 20 Nisan-12 Mayıs tarihleri bir diğer aktif tarihler!

Bu kombinasyon ciddi bir karmaşa ortaya çıkarır. Maddi dünyada güven duyduğumuz kişi/konular ile ilgili güvensizlikler, değişimler, parayla ilgili zorluklar gibi. Peki bunlar olurken, biz neyi değiştirmek istiyoruz? Yeni yollarımız ne olmalı? Garantisi olmayan çıkış yolları gündemdeyken güven dolu olmasını umduğumuz bir varış noktasına nasıl ulaşacağız? Ay ve Güneş’in yörüngelerinin kesişim noktası olan düğümleri bir geçiş noktası olarak düşünebilirsiniz. Maddi ve manevi alemin kavşağı. Bilinen ve bilenenden öte olan. Bu kavşağa uğrayan ağır gezegenler (Uranüs, Neptün, Plüton) “neyin zamanın geldiğini söyler”. Uranüs; hızlandırır, değiştirir, olasılıkları zenginleştirir, yeni çıkış/başlangıç yolları sunar. Çözümü ve karmaşayı aynı anda getirir. Öyleyse şimdi düzen bozmanın/kurmanın, cesaret etmenin, ağır giden işleri hızlandırmanın, bir şeyleri silkeleyip atmanın tam zamanındayız. 

Mars mücadele etmek, aksiyon almak, girişimde bulunmak ile doğrudan ilgilidir. Mars tehlikeli bir yolda bizi korumasını umduğumuz silahımızdır. Uranüs ise yaramazdır, işleri raydan çıkarır. Beklenmeyen ve ani olayların gelişmesine, silahın patlamasına neden olur. Kıvılcımı çakar. Sınırları aşar, kural tanımaz. Koca ormanda belki onlarca yıl duran cam parçası bu ikili bir araya geldiğinde birden alev alır ve orman yangını çıkar. Bu ikilinin etkileşiminde çoğunlukla, gerilim patlama öfke stres vardır ve böyle şeyler genelde beklemeyen olaylar sonucunda oluşur. Ama bunun illa ki ölüm kalım meselesi olması gerekmiyor. Örneğin, daha önce sizi çok kızdırmayan şeylere tahammül edemezsiniz. Artık tamam değildir, sanki bir şey taşmıştır, tutamazsınız. O yüzden bu tarihlerde, bu temalar ve buna benzer düzinelerce verilebilecek örnekler aklınızda olsun. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olayları değiştiremeyiz ama onu ateşleyen, zarar yaratan taraf olmamaya gayret gösterebiliriz. Şu anda değişimi arzulayan bir noktadaysanız, bu kıvılcımdan faydalanabilir, onu büyütme yönünde seçimler yapabilirsiniz. İlişkilerde güven kaybı yaşadığınız insanları hayatınızdan çıkarabilir, yeni dostluklara işbirliklerine ilişkilere şans verebilirsiniz. Mevcut kaynaklarınızı, birikiminizi yenileyebilirsiniz. Düşünsel anlamda hayata baktığınız yer altınızdan kayıyorsa yeni bir bakışa açısı yaratmak için pozisyonunuzu değiştirebilirsiniz. Kayan zeminden etrafı seyre dalmayın, hareket edin yoksa heyelanın altında kalırsınız.

Dünyasal anlamda, bugünlerde, Tayvan krizi patlak verdi. İleri ki dönemde uluslararası arenada mevcut işbirliklerinde ve birliklerde güven kaybının yaşanacağını elbette varsayabiliriz. Dünya zaten bir süredir güvenli bir yer değil belki de hiç olmadı ama uzunca? bir süredir sistem bir şekilde işliyordu. Şimdi doğa ana bile bizi idare edemeyecek noktaya geldi. Her yerden ‘kaynaklarımız tükeniyor, yetmiyor’ gibi sesler duyuyoruz. Aslında hiçbir zaman kaynaklar eşit dağıtılmamıştı ki? Ne değişti? Enerji, gıda, ilaç, hammadde sıkıntıları yaşıyoruz. Şu ana kadar hiçbir soruna sürdürülebilir bir öneri sunulamadı. Belki şimdi bu kaos ile artan kişisel çıkar çatışmaları beraberinde bir sıçrayış yaratabilir. Ortak bir paydada buluşabileceğimiz tarih için dışsal gezegenlerin hareketlerine bakmak gerekiyor. Satürn/Neptün’ün koçta kavuşacağı, Plüton’un kovada ilerlediği 2026 ve sonrasının dikkat çekici olduğunu belirtmek isterim.

Türkiye haritasında bu tema kendini meclis, yasalar, ülkenin rezerv kaynakları, uluslararası anlaşmalar-ittifaklar, bizim deyişimizle dış güçler alanında etkili. Yani dışarıda bir şeyler yer değiştiriyor. İçeride ise halkı temsil eden; yasama, yargı, yürütmeyi yerine getirmekle görevli kurumda çatlaklar büyüyor. Enteresan olan bir başka konu Türkiye’nin 18 derece akrepte bulunan Jüpiter’i bu durumdan doğrudan etkileniyor. Jüpiter sembolik olarak zenginlik büyüme yükselme genişleme hukuk üniversite aydınlar ahlak demek ve 5.evde yer alıyor. Gençler çocuklar sanatçılar açık alanlar meydanlar ile bağlantılı … Atatürk boşuna ülkeyi gençlere emanet etmemiş, geleceğimiz onlar! Peki biz onlara iyi bakabiliyor muyuz? Onlara fırsat eşitliği yaratabiliyor ve önlerini açabiliyor muyuz? Aynı zamanda Jüpiter 6.evi yönetiyor ve ülkenin memurlarını, askerini, sağlık sistemini anlatıyor. Yani devlet kurumları ve görevlileri olumsuz etki altında. Mecliste ve meydanlarda hareket var. Bu yazıyı yazarken KPSS ile ilgili bir skandal açığa çıktı örneğin. Bir süre önce üniversitelilerin kredi borç faizleri silindi. Jüpiter, ülkenin başkanı ve itibarını ilgilendiren 10. evin de yöneticisi konumda. Ülkenin kaynaklarını anlatan evde yer alan ve yine 10.evin yöneticisi aslandaki Neptün de hem bu kombinasyondan hem de Satürn’den olumsuz etkileniyor. Yani dışarıda oynayan taşlar bizim de yer değiştirmemize ve yeni pozisyon almamızı zorunlu kılıyor. Sürekli değişen, güvensiz ve istikrarsız koşullar var önümüzde. Tüm bunları güven veren yeni bir düzen, sistem kurmak için kullanabilecek miyiz? Göreceğiz. Yükselen enflasyonun ülke kaynaklarını, cebimizdeki paranın değerini düşürdüğü gerçeğinin gün geçtikçe bizi hırpaladığı bir döngü içindeyiz. Bu dalga yeni başladı ve bir sonraki yaza kadar hız kazanacağa benzer.

Güven içinde hissettiğiniz yeni limanlar yaratabilmeniz dileğiyle,