Posts By :

aylin

SATÜRN BALIK BURCUNDA

1024 663 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

SATÜRN BALIK BURCUNDA

“Kendinize ışık olun; kendinizi hiçbir dış sığına vermeyin. Gerçeğe sımsıkı sarılın. Kendinizden başkasına sığınmayın.” Buda

Astrolojide “ne, kim” sorularının karşılığını gezegenler verir. Nasıl’ın yanıtını ise burçlar. Bir gezegen burç değiştirdiğinde neyin/kimin nasıl olacağına dair fikir yürütebiliriz. Özellikle de yavaş hareket eden bir gezegen burç değiştirdiğinde. Bu bir süreliğine yeni bir şehre taşınmak gibidir. O şehrin doğası, insanları, olanakları doğrultusunda yaşantınız yeniden şekillenir. Hele deniz kıyısından karasal bir bölgeye taşındıysanız adapte olmanın zorluk derecesi artar. Yani Satürn’ü en iyi 2,5-3 yılda bir atanan memurlar ve aileleri anlar. 2,5 yılda bir burç değiştiren ve aynı burca 29 yılda 1 kez uğrayan Satürn 7 Mart’ta Balık burcuna geçiş yaparken bize mecburi bir yön verecek. 

Satürn, doğası gereği “yapmaya mecbur bırakan” bir gezegendir. İnsana seçim şansı tanımaz. Olayın içinden geçmek tek seçenektir, alternatif yollar sunmaz. Örneğin, okula yeni başlayan her çocuk biraz korkar; başarısız olmaktan, evin konforundan uzaklaşmaktan, sosyalleşmekten vb ancak başlamaktan başka çaresi yoktur. Okula başladığında zamanla hangi derste doğuştan yetenekli hangisinde daha çok çalışması gerektiğini anlar. Tüm dersleri sırayla bazen de aynı anda alması ve geçmesi gerekir. İlişki kurmaya, sorumluluk almaya ve kendini tanımaya başlar. İyi geçindiği, hiç geçinemediği arkadaşları ve öğretmenleri olur. Satürn’ün burçlardan geçişi de bu sürece benzer. 2,5 yılda bir burç değiştirdikçe onunla birlikte yeni dersler almaya başlar, bir şekilde yeteneklerimizi, kapasitemizi fark eder, hayatın getirdikleriyle başa çıkmaya çalışırız. Yapabileceklerimizi ve yapamayacaklarımızı fark ederiz. Sınırlarımız yeniden çizilir. Beklemeyi, sabretmeyi, engelleri aşmayı ve zamanı yönetebilmeyi öğreniriz.

Satürn’ün sunduğu yoldan geçtikten sonra olgunluk, korkuyu yenmek, kabul, huzur ve elbette içsel bir güç kazanırız! Fakat içinden geçerken korkularımızla karşılaştığımızda ya da üstlenmek istemediğimiz bir sorumlulukla karşılaştığımızda kaçar, saklanır, akıntıya karşı kürek çekersek yorgun düşeriz. Kaygı düzeyi artar, yetersizlik duygusu ve “benim suçum neydi?” sualleri insanın peşini bırakmaz. Hayat, arabesk bir şarkıya dönebilir. Özetle, Satürn’ün ödevlerini yapmadan dersi layığıyla veremeyiz. Kırık notla bir sonraki seneye geçer veya bütünlemeye kalır bir süre sonra aynı sınava yeniden gireriz. Bu açıdan burcu ve/veya yükselen burcu balık, başak olanlar hayatın getirdiği mecburi yöne uyum sağlamaya çalışmalılar. Hayat onlara tek bir yön sunacağa benziyor. İkizler ve Yaylar ikilemler arasında, stres yaratan seçenekler arasında kalabilirler. Yengeç ve akreplerse tanıdık bildik hatta zaman zaman fırsatların da olduğu bir yöne doğru akacaklar. Boğa ve oğlaklar biraz çaba ve gayretle süreci kolay yönetebilir, kaybolmadan yönlerini bulabilirler. Kova, koç, terazi ve aslanlar içinse yabancılık çekebilecekleri bir yolculuk onları bekliyor.

Satürn, 2020 Mart ayından bu yana kova burcunda ilerlerken bizi çektiği mecburiyetler içinde hemhal olduk. Mevlana’nın deyişiyle “hamdık, piştik, yandık.” Kovanın mesajını; çok seslilik, bilgiye erişimdeki engellerin kaldırılması, yenilik, teknolojinin ve yeni buluşların hayatının her alanında kullanımı, paydaşlık, dayanışma, örgütlenme, bireysel/toplumsal hak ve özgürlüklerin edinimi, eşitlik, hoş görü… hayatımıza kattık mı? Bunu zaman gösterecek elbette ama DÜNYA’yı etkileyen covid dalgasıyla hepimiz sarsıldık. Toplumsal ve bireysel yaşamlarımız yeni kurallarla tamamen değişti, bir süreliğine tam anlamıyla durdu. Teknolojiyi, sağlıktan eğitime kadar pek çok açıdan hayatımıza katmaya mecbur kaldık. Türkiye, kendi iç dinamiklerinden ve elbette demokrasi ve özgürlük anlayışından kaynaklı sorunlar yaşadı. Dünyanın pek çok ülkesinde insanlar aslında hiç de özgür olmadığını fark etti. Baskının arttığı, eşitsizliğin zirveye ulaştığı bu yıllarda “neye ihtiyacımız olmadığını” öğrendiğimize eminim. Vatanseverlik, milliyetçilik, atanmak, seçilmek, hükümet, devlet, bilim, teknoloji, liyakat, sivil toplum kuruluşları, kadın/çocuk/hayvan/doğa hakları… tüm bu kavramları daha önce bu kadar konuştuğumuz irdelediğimiz bir dönem olmuş muydu? Emin değilim. Bireysel olarak neler yapabileceğimizi fark etmek ülkemizdeki sivil toplum ve yardımlaşma anlayışını çok kıymetli bir yere taşıdı ve taşımaya devam da edecek. Bundan sonraki süreçte, 23 Mart’ta Plüton kovaya geçtiğinde bu konular üzerinde bir 21 yıl daha mesai yapacağız. Böylelikle bu hikaye, elbette yenilerini doğuracak ve taşlar zamanla yerine yerleşecek.

14 Şubat 2026’ya kadar sürecek Satürn Balık yolculuğunun anahtar kelimeleri ise şöyle; 

Dalgaları aşmak, sınırları zorlamak

Sistemlerin/kuralların çözülmesi, ahlak kurallarının yozlaşması/yozlaşmayla birlikte ahlaklı olmanın daha da önem kazanması, yeni evrensel prensiplerin doğuşu, inancın sorgulanması 

Doğa olayları, buzulların erimesi, bazı yerlerin sular altında kalma tehdidinin artması, sular/okyanuslarla ilgili sorunlar

Karpman’ın drama üçgeni; kurban, kurtarıcı, yargılayıcı rollerinin içinde sıkışmak veya çıkmayı başarmak

Daha büyük yüce bir gücü-KAOS’un sistemini idrak etme, erime, çözülme, bir araya getirememe

Özveri, fedakarlık, merhamet etme, yardımlaşma

Rehberlik arayışı “biri bana ne yapmam gerektiğini söylesin!” 

Büyük ideallerin gerçeğe dönüşmesi, hayallerin gerçek olması için çalışma 

Müzik, sinema, edebiyatta yeni sanat akımlarının doğması

2023 YILINDA GÖKYÜZÜ

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yeni bir yıla; yeni hikayeler yaratmaya ve deneyimlemeye sayılı günler kaldı. 2023 yılında zamanın ruhuyla uyum içinde hareket ederek bize iyi gelen seçimlerde bulunmak ve son birkaç yılın yarattığı yılgınlığı, zor günleri geride bırakmak hepimizin hayali. Zamanın enerjisini; gezegen döngüleri, mevsimler, mitoloji ve yeryüzünde yaşanan olaylarla eşleştirip yorum getiren astroloji bu konuda bize güzel ipuçları sunuyor. Yazıma başlarken 2023 hedefleriniz ve kendinizden/yaşamdan beklentileriniz için size bir önerim var. Yeni yıl hedeflerinizi ikiye ayırın. Gökyüzünün işaret ettiklerine göre, yılın ilk yarısı ile ikinci yarısı arasında önemli gündem değişimi var. 

Mars Gerilemesi ve Merkür Retroları
Yeni yılın ilk haftasına Mars ve Merkür gerilemesiyle merhaba diyeceğiz. Biri ikizlerde diğeri oğlakta gerilerken, hayatın işleyişinde aksaklık yaşıyorsanız eğer, sahip olduğunuz bilgiye ve günlük yaşamda şaşmadığınız kurallarınıza bir bakın derim. Ciddi ve etraflı düşünmeyi gerektiren meseleler sizi katılaştırabilir hatta düşünmekten, plan yapmaktan kaçınmaya bile başlayabilirsiniz. Yeterince hazırlık yaptığınıza, düşüncelerinizden emin olup olmadığınıza bir bakın. Bu gerileme daha önce üzerinde düşünülmüş, emek harcanmış fikirlerin hayat bulması için size fırsat sunacak. Böylelikle bir yıl bitip yenisi başlarken, neleri geride bırakıp neyi büyüteceğinize karar vermiş de olacaksınız. Bu süreçte ikilemlerin hepsi Ocağın ikinci hatta üçüncü haftasına kadar gayet doğal. 2023 boyunca aklın ve iletişimin gezegeni Merkür, toprak burçları olan oğlak, boğa ve başakta toplamda 4 kez gerileyecek. Sorgulamalarımızın ve tekrarlarımızın daha çok maddi dünyada güvenle, esenlikle yaşamaya yönelik planlarımız üzerinde olacağını söyleyebilirim.

2023’ün dikkat çeken konu başlıklarından ilki dışsal gezegenlerden olan Satürn ve Plüton’un burç değiştirmesi
2007’den bu yana oğlakta ilerleyen Plüton bu yıl, 23 Mart-11 Haziran arasında, kova burcuna doğru bir bebek adımı atacak. 2043 yılına kadar burada yol alırken birkaç yılımızı değil birkaç jenerasyonun hayatını etkileyecek. Böylesine bir geçişin ilk adımları ses getirir. Daha önce 1777-1799 yıllarında kovada ilerlerken Amerikan ve Fransız devrimlerinin gerçekleştiğini görüyoruz. Son yıllarda hayatımızın akışı ve rutinlerimiz öyle hızlı değişiyor ki sanki dönüşecek kadar yeterli zamana sahip değiliz. Bir şeyler (demokrasi, adalet, eğitim, aile kurumu, ekonomik işleyiş, sağlık hizmetleri vs.) yerine tam olarak oturmuyor, içinde yaşadığımız çağa ve geleceğe uygun yaşamıyoruz. Toplumsal yaşamı, grupları/toplulukları, medeniyeti, eşitliği/demokrasiyi, gelenekselliği yıkan modernizmi, insanı ve birlikte yaşadığımız canlıları, cinsiyetsizliği, bireyselleşmeyi, isyanı, çevre haklarını, teknolojiyi, uzayı, geleceği yaratan buluşları, keşfi anlatan kova; Plüton’un varlığıyla dönüşecek. Belli gruplar, toplumlar veya ülkeler için değil insanlık adına yeni fikirler, sistemler doğacak. Bireysel anlamda en çok bu değişimi hayatında birebir tatbik edeceklerse, burcu veya yükselen burcu kova olanlar (astrolojiyi yakından takip edenler için ek ipucu; doğum haritasının köşe noktasında kova burcu olanlar). Bu kısa tarih aralığında yaşanan değişimleri not alın. Güç kazanacağınız, yeniden yaratacağınız, odaklanacağınız konulara dair bilgilere ulaşabilirsiniz. 18 Mayıs öncesi ve sonrası da (bir hafta boyunca) oldukça dikkat çeken günlerden biri. 

Bir diğer önemli değişim 7 Martta Satürn’ün balık burcuna geçişiyle başlıyor. Hayattaki zorlukları nasıl aşacağımızı anlatan Satürn 1 Eylül 2025’e kadar bize yeni yollar gösterecek. Hedeflerimize ulaşmak ve bize iyi gelmeyeni uzaklaştırabilmek için onun söylediklerine dikkat kesilmeliyiz. Satürn balıktayken hayatın karmaşası ve bilinmezliği her zamankinden daha fazlaymış gibi gelebilir. “Hayat beni yutacak, köşeye sıkıştıracak öyleyse ben onu yenmek için daha katı, kontrollü olayım”, diyebilirsiniz. Belki de bu süre içinde “en güzeli çekip gitmek, her şeyi bırakmak” seçeneğini tercih edersiniz. Her iki halde endişe ve korkuların ürünü. Burada hayatla birlikte akmak, çabalamak, kabul etmek ve umut etmek yok. Ben çekilen her küreğin boşa çekilmediğini deneyimliyorum yaş aldıkça. Siz ne dersiniz? Yanıtınız aynıysa şimdi gökyüzü aklımızın isteklerini, kalıplarını kırmaya dair davet yollayacak bizlere. Her birimiz özellikle de burcu veya yükseleni balık olanlar (astrolojiyi yakından takip edenler için ek ipucu; doğum haritasının köşe noktasında balık burcu olanlar); kendimiz ve diğerleri için şefkat, farkındalık ve kabul geliştirmeyi öğreneceğiz. Aklımızdakilere veya hayal ettiklerimize değil, hayatın önümüze getirdiklerine bakacağız, göreceğiz ve ona odaklanıp alternatif çözümler üretecek, buradan kazanımlar elde etmeyi başaracağız. Özetle yaşamda belli bir konuda, bir şeylerin gelip bizi bulması veya görünmez bir elin yardımını beklemekten vazgeçmenin zamanı geliyor.

2023’ün ikinci yarısında Ay Düğümleri burç değiştirecek
Gezegen veya herhangi bir sabit bir yıldız olmayan fakat dünyanın ve kişisel yaşamlarımızın nereye doğru aktığı ile ilgili bilgi veren bu sembolik nokta; Ay’ın ekliptiği kesmesiyle hesaplanıyor ve her 18-19 ayda bir değişiyor. Bu geçiş sırasında biz de pozisyonumuzu yenilemeye çalışmalıyız. Ay’ın ekliptiği kuzeyden kestiği noktaya kuzey ay düğümü (kad), güneyden kestiği noktaya güney ay düğümü (gad) deniyor. İki nokta birbiri ile tam zıt yönde hareket ediyor. Tıpkı yin ile yang, iyi ile kötü gibi. Her birimizin bireysel doğum haritasında bulunan bu noktalar ruhumuzun yolculuğu ile ilgili bilgiler veriyor. Bu ikisi arasında bir denge yaratabilmek hayatımızda da bir denge ve beraberinde ruhsal bir olgunluk, tatmin sağlıyor. Aynı zamanda Kuzey; gelişim fırsatlarının olduğu yönü, çaba göstermemiz gereken tarafı güney ise testten geçeceğimiz temaları ve tuzakları işaret ediyor. Güneş ve ay tutulmaları da bu noktaya yakın derecelerde gerçekleşen yeniay ve dolunaylarla birlikte oluşuyor. Aslına bakarsanız bu çok yönlü ve derin bir konu. Şimdi 2023’e gelelim ve değişen gökyüzü altında, zamanın ruhunun işaret ettiklerine bakalım.

Temmuz ayında Venüs gerileyecek
Ay düğümleri 2022 yılında boğa ve akrep burçlarında ilerlediler ve 17 Haziran 2023’e kadar da burada kalacaklar. Bu tarihten sonraysa KAD koç burcuna, GAD terazi burcuna geçiş yapacak. Yani yeni yılın ikinci yarısında gerçekleşecek bir değişim söz konusu. Aynı zamanda yaz aylarında huzurun, barışın, dengenin ve ilişkilerin gezegeni Venüs, aslan burcunda (23 Temmuz-4 Eylül) gerileyecek. Bu mevsimdeki değişim; özel ve iş ilişkilerindeki dengelerin yenileneceğini gösteriyor. Hem aslandaki Venüs hem de koç burcuna geçen KAD; kendimizi sevmenin, kendimiz için risk alma zamanın geldiğine işaret ediyor. Sağlıklı bencillik geliştirmekte zorlananlara müjde! Özellikle de burcunuz veya yükseleniniz aslan, koç, terazi ise.

2022 boyunca olduğu gibi yeni yılın ilk yarısında da sahip olduklarımızı, kaynaklarımızı, yaşam kalitemizi korumak ve hayatta kalmak meselesi gündemde yer almaya devam edecek. David Russel’ın, değişen düğümlerin dünya gündemi ve bireysel hayatlarımıza etkisini özetleyen harika bir yaklaşımı var. “Hayatta öğrenilmesi en zor şey; hangi köprüden geçmek, hangi köprüyü yakmak gerektiğine karar vermektir.”, diyor. Tehlikeyi sezmek, güvenli alanlarda kalabilmek, burada sürdürebilir bir düzen kurmayı başarmak ve kriz yaratan meselelerden uzaklaşabilmek ana hedefimiz olmalı! Yılın ikinci yarısındaysa yaşamın ritmini yakalayabilmek için konfor alanından çıkmamız, risk almamız, daha mücadeleci bir tutum içinde olmamız gerekiyor. Yılın en dikkat çeken ayları; Mart, Ağustos ve Kasım. Ayrıca tutulmaların gerçekleşeceği 20 Nisan, 5 Mayıs, 14 ve 28 Ekim tarihlerini ajandanıza not edin.

Türkiye’ye Dair Öngörüler
Türkiye haritasının 2023 yılında etki alacağı temaların başında elbette beklenen genel seçimler ve onun yaratacağı ekonomi ve yönetim değişikliği yer alıyor. Yılın ilk yarısında bu gündem maddesi bizi oldukça işgal edecek. Özellikle gençleri, sanatçıları, kadınları meydanlara veya daha çok kendini ifade etmeye çağıran bir hikaye var. Ayrıca 20 Mayıs’a kadar halkın güvenliği, esenliği ve ifade özgürlüğüne dair konular dikkat çekiyor. Sonbaharda Eylül ve Ekim aylarında muhalefet ile hükümet arasındaki diyalog ve pazarlıkların hız kazanacağını, bizi yeniden bir değerlendirmeye (belki de seçimin yenilenmesine) koalisyon tartışmalarına götürebilir.  Sonbahar ve kış aylarında ayrışmaların ve fikir ayrılıklarının arttığını, hukuki konuların, anayasaya dair gelişmelerin önem kazandığını görebiliriz. 4-5 Şubat, 24 Haziran-3 Temmuz, 13-31 Ağustos, 25 Ekim-13 Kasım tarihleri finansal açıdan önemli gelişmelerin yaşanacağı günler.

Yeni yılın sağlık, esenlik ve yeni tatlı heyecanlar getirmesi dileğimle,

25 EKİM 2022, GÜNEŞ TUTULMASI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yılın son Güneş Tutulması 25 Ekim Salı günü 13.48’de akrep burcunda doğuyor. Tutulma sırasında Ay ve Güneş’in yanı başında Venüs’ü görüyoruz. Bu birlikteliğin etkileri bir sonraki tutulmanın yaşanacağı 20 Nisan 2023’e kadar devam edecek. Hayatın bize sundukları ve yaptığımız seçimler, tutulmanın yarattığı öykü üzerinden şekillenecek, diyebilirim.

Güneş ve Venüs yan yana geldiğinde sevmeyi ve biri tarafından sevilmeyi arzu ederiz. İkili veya sosyal ilişkilerde aranan, sevilen, sayılan, etki yaratan biri olmak isteği duyarız. Sanat güzellik estetik ritim ahenk bolluk bereket maddi ve manevi açıdan bizi doyuranların hepsi Venüs gezegeni ile ilişkilendirilir. Peki siz, bugüne kadar hiç nasıl sevilmek ve sevmek istediğinizi düşündünüz mü? Yani diğerleri ve kendiniz ile kurduğunuz sevgi dilini biliyor musunuz? Astrolojide işte bu can alıcı sorunun yanıtını bize Venüs’ün yer aldığı burcun doğası anlatır. Nasıl seviyor, uyumu ve barışı, dengeyi nasıl yakalıyoruz? Zorla mı? Güzellikle mi? İş birlikleri nasıl kuruluyor? Alma-verme dengesi gözetilerek mi? Kaynaklarımızı nasıl ve ne için kullanıyoruz? 

Venüs akrepte ilerlerken sahiplenici sever. Birini veya değer verdiği şeyi (malı, fikri, zamanı vb.) öteki ile paylaşmakta ve kendi yoluna bırakmakta zorlanır. Örneğin, kıskançlık gibi yönetilmesi zor duygular su yüzüne çıkar. İnsanların çiğ süt içtiğinden, nankörlüğünden hep şikayet edilir. Güvenilecek kimse yoktur, kendin dışında! Diğeri ile tek vücut olmayı isterken bu niyetine farkında olmadan gem vurur. Yaşam kolay akmaz. İnsan, şüphe duyarsa kendinden veya ötekinden, karanlık düşünceler dönüyorsa zihninde, onu zorlayan gerçekler içindeyse nasıl yol alır? Hemen güvenemez. Düşüncelerini ve duygularını kendine saklar fakat başkalarınınkini öğrenmek için sabırsızlanır. Sorgular, eşeler, didişir, sınırını aşar. Bir şeyler arayan illa ki sonunda bir şey bulur, değil mi?

Tutulma haritasında, akrebin yöneticisi Plüton’un Merkür ile sert bir etkileşimde olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda bir diğer tutulma yöneticisi olan Mars da ikizlerde ve yine Merkür ile etkileşimde. Ayrıca yakın zamanda (ay sonunda) bu burçta Ocak ayının ortalarına kadar gerilemeye başlayacak. Gökyüzündeki bu kombinasyonlar; iletişimin aksadığı engellendiği bir kışa girdiğimizi gösteriyor. Gerçeği, görünenin ardındakini aradığımız ama net bir cevap almakta zorlandığımız bir mevsim geliyor. Böyle bir gökyüzünde iki kere ikinin dört etmesini bekleriz ama hayat, sayısız sonuçları önümüze çıkarır. Bu gelişme, güvendiğimiz arkasına sığındığımız kalıplarımızı, tabularımızı yerle bir eder. Aynı zamanda bu süreçte tabulardan, ihanetten, yasak ve günah olan şeylerden, seksten, ölümden, mirastan, gidenin geride bıraktıklarından, alacaklardan, güçlünün güçsüzlüğünün ifşa olmasından da bolca bahsedeceğiz. Yani güneşli bir günde görmek duymak bilmek istemediklerimiz gün yüzüne çıkacak dolayısıyla yaşam kolay akmayacak, diyebilirim. Neyse ki kışa giriyoruz, bir yanımız bu öyküye hazır bile. Örneğin kriz yaratan bir durumu fırsata çevirmek gibi bir şansı yakalayabilirsiniz bu dönemde. Ancak işi/ilişkiyi/ortaklığı bitirmeye çalışırken karşı tarafın tutumları ve dış etkenler buna engel yaratabilir. Neyi ne kadar bırakacağınıza karar veremeyebilir, zararın kenarından dönemeyebilirsiniz. Tehdit, zora koşma, manipülasyon, kıskançlık, takıntılı düşünceler sizi tuzağa çekebilir. Negatif yükü çok olan, ayak bağı olan insanlar yaşamınıza dahil olabilir. Biriyle yakınlık kurarken, güven duygusunu inşa ederken, hayatınıza katarken bu döngüde çok acele etmeyin. Elinizdekileri korumak ve artırmak isterken seçimlerinize dikkat edin. Hiçbirimiz yenilmez ve de hatasız değiliz. 

Akrep burcunda ve güney ay düğümü yönünde gerçekleşen tutulma sembolik olarak, hayatta gücümüzün yetmeyeceği şeyler olduğuna vurgu yapar. Ölüm ilk akla gelendir elbette, bir şekilde bir konuda “yenilmez” olmadığını anlamak; ebeveynlerin ayrılığı, itibar kaybı, güçlü bir desteği/kaynağı kaybetme, işin sona ermesi, sağlık sorunları gibi deneyimler hayatın masumiyetini yitirmesine neden olur bizim gözümüzde.  Ne kadar güçlü bağlara, kaynaklara, imkan ve ilişkilere sahip olunsa da kazanılmayacak bir mücadele ile karşılaşabiliriz yaşamda. Yanlış insanlara güvenmek, tedbirsiz davranmak, aşırı borçlanmak, yanlış yatırımlar/harcamalar, bahse girmek… bunlar olası akrep senaryolarıdır aklınızda bulunsun. O yüzden bir insan olarak “yenilmez” olmadığınızı aklınızda tutun ama dönüşmek mümkün. Bizi ölümsüz kılan tek hal bu! Kendimizi şifalandırmak için bir parçamızı (niyetimizi, düşünceyi, bağı, gelecek planlarını, yatırımı, alacağı…) geride bırakmak, uğurlamak bizi iyi gelebilir.

Bu tutulma mevsiminde kolektifi etkileyen acı bir yıkım, kayıp, kaza, toplum vicdanını yaralayan bir cinayet, yolsuzluk, skandal, gizli ilişkiler, yasadışı işler, ticari sırlar, güvenlik sorunları ifşa olabilir. Bitme zamanı gelmiş olanın kolaylıkla uzaklaştığı bir mevsim olması dileğiyle.

İKİZLERDEKİ MARS’IN HİKAYESİ

1024 660 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugün itibari ile (4 Eylül) Mars, ikizler burcunun gölgelerine vurgu yapan yolculuğuna başladı. Geri gitmeye başlayacağı 30 Ekim tarihine kadar (yani yaklaşık 50 gün) bizi bekleyen kış için özel ipuçları verecek.

Mars bir burçta ortalama 40 gün kalıyor, geri gittiğinde ise bu süre elbette uzuyor. 30 Ekim 2022 ila 12 Ocak 2023 arasında ikizlerin 25 ile 8.derecelerinin üzerinden 75 gün boyunca itinayla tekrar geçecek. Bir amaç uğruna daha önce yürüdüğünüz yollardan, çözdüğünüz/çözemediğiniz problemlerden, yolculuklardan, fikirlerin üzerinden çift dikiş yapacağız. Henüz nedenini bilmesek de 30 Ekim’e kadar efor harcadığımız meselelerde bir gizem var. Mars geri giderken hikayenin detaylarını göreceğiz ve alternatifler üretmeye çalışacağız. Böylelikle dikişi sağlamlaştıracağız elbette bunu yapmayı istiyorsak. Bilirsiniz “ikizler burcu” değişkenliği ile ünlüdür. Turgut Uyar’ın denge adlı şiirinde yazdığı gibi “aşkı da değişebilir gerçekleri de”.

Astrolojik bakış açısıyla Mars; kendimizi ortaya koymak, korumak ve belaları def etmekle ilgilidir. İkizler burcundaki Mars kendimizi düşünceler ve sözler ile ortaya koyacağımızı anlatır. Hızlı düşünmek, çözüm üretmek, projeler geliştirmek, kelimeleri doğru kullanmak, etkili ve dikkat çekici içerikler (kitap, metin, yazı) üretmek yönünde adımlar atılabilir. İkizler yakın komşuları, kardeşleri de anlatır. Onlarla olan işbirlikleri ve ilişkiler önem kazanır. Aynı zamanda sinir sistemini, zihinsel aktiviteyi, yolculukları, günlük yaşamı, gündelik iletişim dilini, eğitimi anlatan bu burç aklımızı daha çok kullanacağımızı da anlatıyor.

Mars’ın bu burçtaki gölgesi daha çok kendini anlatmaya daha az dinlemeye yatkınlık yaratır. Tartışmacı ve kimi zamanda sert konuşmaya meyil edebiliriz. Sözlerle, düşüncelerle kolayca kışkırtılabiliriz. Kardeşler/kuzen/komşu ilişkilerinde stresler anlaşmazlıklar mümkün. Zihni yatıştırmak, dinginleştirmek, öfkeyi kontrol edebilmek ve doğru ifade edebilmek önem kazanır. Olumsuz anlamıyla Mars bu burçta geri gittiğinde; kararsızlık, kavga gürültü, kurnazlık, aklı kötüye kullanma, yalan dolan, dürüst olmama, korkaklık, acelecilik, sakarlık, dikkat dağınıklığı, eyleme geçememe yani atalet içinde olma bu geri gidişin yaratabileceği yıkıcı sonuçları arasında yer alıyor. Bu tarz olumsuzluklarla karşılaşırsanız durup bir bakın, kendinize format atmayı deneyin! Seçenekleri değerlendirin çünkü çoğu zaman sandığımızdan fazla sayıda seçeneğimiz vardır.

Mars inisiyatif almak ve başlangıç yapmak, atağa geçmekle ilişkili olduğu için geri gittiği zamanlarda büyük projelere girmek çok daha masraflı olabilir. Gecikmeler ve hayal kırıklıkları yaşanabilir. Mars savaşı anlatan gezegen olduğu için geri gittiği zamanlarda şiddet ve çatışmalar içinden çıkılmaz bir hale gelebilir. Pire için yorgan yakılabilir. Dünya astrolojisindeyse eğitsel konularda, yayıncılıkta, taşımacılık ve medya sektöründe, iletişim ve enerji hatlarında anlaşmazlıklar, gecikmeler sorunların kaynağını oluşturabilir.

Kış aylarında ikizlerdeki Mars’ın hikayesini çeşitlendiren 4 tarih dikkat çekiyor. Mars, 18-21 Kasım’da Neptün ile sert bir etkileşimde olacak.  27-30 Kasım mevcut sorunlara çözüm bulabilmek için avantajlı bir zaman. 8 Aralıkta ikizlerde Mars ile aynı derecede bir dolunay var; yıkıcı etkilerin artabileceği bir tarih. 7 Mart ve devamında 15-26 Mart 2023 tarihleri Mars retrosunun yarattığı tahribatın telafi edilebileceği önemli tarihler!

Mars’ın geri gideceği 30 Ekim-13 Ocak tarihleri arasında enerjinizi daha dikkatli kullanın ve dış dünyaya yansıtmayın, içe doğru yönelin. Asıl yolculuk kendi içimizde başlıyor olacak. Kendimize koyduğumuz zihinsel engelleri ve korkularımızı aşmak için 75 günlüğüne bir yolculuğa çıkacağız. Gittiğimiz yolları yeniden arşınlayacağız. Hepimizin hikâyesi başka olduğundan ipucu için doğum haritanızda ikizler burcunun nerede olduğuna bakabilirsiniz. İkizler neredeyse, mücadele oradadır. 

İyi dileklerimle,

URANÜS SAHNEDE

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugünlerde hayatın bizi sürükleyerek bir yere doğru hızla taşıdığını düşünüyorum. Yol yordam göz etmeden öylesine paldır küldür sürükleniyor gibiyiz. Bu hale en uygun tanım, HEYELAN! Toprak elementi olan boğa burcunda bir araya gelen Uranüs, Kuzey ay Düğümü (KAD) ve Mars’ı onlara stresli bir pozisyondan temas eden hava elementindeki Satürn’ü düşündüğümde bu betimleme aklıma çok yatıyor. Bitki örtüsünün köklerinden mahrum kalmış ve zamanla aşınmış toprağın (Uranüs boğada), dış etkenler yüzünden (Mars, Satürn) kütleler halinde akıp gittiği yerde oluşan durum. Ayağımızı bastığımız, yuvamızı kurduğumuz zemin altımızdan kayıp gidiyor.

Bu sürece yukardan bir bakış atarsak; hayatı karmaşık hale getirenin ne yaşadığımızdan çok, olaylara nasıl baktığımız ve tutumlarımız da saklı olduğunu söylemek de mümkün. Anlam arayarak ve derin bir nefes alarak yönünü bulmaya çalışmak, zorlayıcı anlardan çıkabilmek için insana en iyi gelen yöntem olsa gerek. Astrolojiyi böyle zamanlarda araç olarak kullanabilmek bir şans! Kuzey Ay düğümü ile 31 Temmuz’da ‘18 derece boğada’ bir araya gelen Uranüs 1-2 Ağustos’ta Mars’ın bu noktadan geçmesiyle tetiklendi yani zeminde var olan çatlaklar ortaya çıktı. Belki de harekete geçtiler bile! Bu devinim 2022 yılında 1/10 Ağustos ila 1Ekim-14Kasım arasında aktif olmaya (su/toprak elementi akrep/boğada tutulma) devam edecek yani toprağın yerinden kaymasına neden olan dışsal faktörler harekete geçtiler diyelim. 2023’de ise 5 Şubat dolunayı ile 20 Nisan-12 Mayıs tarihleri bir diğer aktif tarihler!

Bu kombinasyon ciddi bir karmaşa ortaya çıkarır. Maddi dünyada güven duyduğumuz kişi/konular ile ilgili güvensizlikler, değişimler, parayla ilgili zorluklar gibi. Peki bunlar olurken, biz neyi değiştirmek istiyoruz? Yeni yollarımız ne olmalı? Garantisi olmayan çıkış yolları gündemdeyken güven dolu olmasını umduğumuz bir varış noktasına nasıl ulaşacağız? Ay ve Güneş’in yörüngelerinin kesişim noktası olan düğümleri bir geçiş noktası olarak düşünebilirsiniz. Maddi ve manevi alemin kavşağı. Bilinen ve bilenenden öte olan. Bu kavşağa uğrayan ağır gezegenler (Uranüs, Neptün, Plüton) “neyin zamanın geldiğini söyler”. Uranüs; hızlandırır, değiştirir, olasılıkları zenginleştirir, yeni çıkış/başlangıç yolları sunar. Çözümü ve karmaşayı aynı anda getirir. Öyleyse şimdi düzen bozmanın/kurmanın, cesaret etmenin, ağır giden işleri hızlandırmanın, bir şeyleri silkeleyip atmanın tam zamanındayız. 

Mars mücadele etmek, aksiyon almak, girişimde bulunmak ile doğrudan ilgilidir. Mars tehlikeli bir yolda bizi korumasını umduğumuz silahımızdır. Uranüs ise yaramazdır, işleri raydan çıkarır. Beklenmeyen ve ani olayların gelişmesine, silahın patlamasına neden olur. Kıvılcımı çakar. Sınırları aşar, kural tanımaz. Koca ormanda belki onlarca yıl duran cam parçası bu ikili bir araya geldiğinde birden alev alır ve orman yangını çıkar. Bu ikilinin etkileşiminde çoğunlukla, gerilim patlama öfke stres vardır ve böyle şeyler genelde beklemeyen olaylar sonucunda oluşur. Ama bunun illa ki ölüm kalım meselesi olması gerekmiyor. Örneğin, daha önce sizi çok kızdırmayan şeylere tahammül edemezsiniz. Artık tamam değildir, sanki bir şey taşmıştır, tutamazsınız. O yüzden bu tarihlerde, bu temalar ve buna benzer düzinelerce verilebilecek örnekler aklınızda olsun. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olayları değiştiremeyiz ama onu ateşleyen, zarar yaratan taraf olmamaya gayret gösterebiliriz. Şu anda değişimi arzulayan bir noktadaysanız, bu kıvılcımdan faydalanabilir, onu büyütme yönünde seçimler yapabilirsiniz. İlişkilerde güven kaybı yaşadığınız insanları hayatınızdan çıkarabilir, yeni dostluklara işbirliklerine ilişkilere şans verebilirsiniz. Mevcut kaynaklarınızı, birikiminizi yenileyebilirsiniz. Düşünsel anlamda hayata baktığınız yer altınızdan kayıyorsa yeni bir bakışa açısı yaratmak için pozisyonunuzu değiştirebilirsiniz. Kayan zeminden etrafı seyre dalmayın, hareket edin yoksa heyelanın altında kalırsınız.

Dünyasal anlamda, bugünlerde, Tayvan krizi patlak verdi. İleri ki dönemde uluslararası arenada mevcut işbirliklerinde ve birliklerde güven kaybının yaşanacağını elbette varsayabiliriz. Dünya zaten bir süredir güvenli bir yer değil belki de hiç olmadı ama uzunca? bir süredir sistem bir şekilde işliyordu. Şimdi doğa ana bile bizi idare edemeyecek noktaya geldi. Her yerden ‘kaynaklarımız tükeniyor, yetmiyor’ gibi sesler duyuyoruz. Aslında hiçbir zaman kaynaklar eşit dağıtılmamıştı ki? Ne değişti? Enerji, gıda, ilaç, hammadde sıkıntıları yaşıyoruz. Şu ana kadar hiçbir soruna sürdürülebilir bir öneri sunulamadı. Belki şimdi bu kaos ile artan kişisel çıkar çatışmaları beraberinde bir sıçrayış yaratabilir. Ortak bir paydada buluşabileceğimiz tarih için dışsal gezegenlerin hareketlerine bakmak gerekiyor. Satürn/Neptün’ün koçta kavuşacağı, Plüton’un kovada ilerlediği 2026 ve sonrasının dikkat çekici olduğunu belirtmek isterim.

Türkiye haritasında bu tema kendini meclis, yasalar, ülkenin rezerv kaynakları, uluslararası anlaşmalar-ittifaklar, bizim deyişimizle dış güçler alanında etkili. Yani dışarıda bir şeyler yer değiştiriyor. İçeride ise halkı temsil eden; yasama, yargı, yürütmeyi yerine getirmekle görevli kurumda çatlaklar büyüyor. Enteresan olan bir başka konu Türkiye’nin 18 derece akrepte bulunan Jüpiter’i bu durumdan doğrudan etkileniyor. Jüpiter sembolik olarak zenginlik büyüme yükselme genişleme hukuk üniversite aydınlar ahlak demek ve 5.evde yer alıyor. Gençler çocuklar sanatçılar açık alanlar meydanlar ile bağlantılı … Atatürk boşuna ülkeyi gençlere emanet etmemiş, geleceğimiz onlar! Peki biz onlara iyi bakabiliyor muyuz? Onlara fırsat eşitliği yaratabiliyor ve önlerini açabiliyor muyuz? Aynı zamanda Jüpiter 6.evi yönetiyor ve ülkenin memurlarını, askerini, sağlık sistemini anlatıyor. Yani devlet kurumları ve görevlileri olumsuz etki altında. Mecliste ve meydanlarda hareket var. Bu yazıyı yazarken KPSS ile ilgili bir skandal açığa çıktı örneğin. Bir süre önce üniversitelilerin kredi borç faizleri silindi. Jüpiter, ülkenin başkanı ve itibarını ilgilendiren 10. evin de yöneticisi konumda. Ülkenin kaynaklarını anlatan evde yer alan ve yine 10.evin yöneticisi aslandaki Neptün de hem bu kombinasyondan hem de Satürn’den olumsuz etkileniyor. Yani dışarıda oynayan taşlar bizim de yer değiştirmemize ve yeni pozisyon almamızı zorunlu kılıyor. Sürekli değişen, güvensiz ve istikrarsız koşullar var önümüzde. Tüm bunları güven veren yeni bir düzen, sistem kurmak için kullanabilecek miyiz? Göreceğiz. Yükselen enflasyonun ülke kaynaklarını, cebimizdeki paranın değerini düşürdüğü gerçeğinin gün geçtikçe bizi hırpaladığı bir döngü içindeyiz. Bu dalga yeni başladı ve bir sonraki yaza kadar hız kazanacağa benzer.

Güven içinde hissettiğiniz yeni limanlar yaratabilmeniz dileğiyle,

YAZA MERHABA

1024 596 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugün 2022’nin en uzun gününü yaşarken yaza da merhaba diyoruz. Astrolojik öngörülerde Güneş’in öncü (koç, yengeç, terazi, oğlak) burçlara geçiş yaptığı anın gökyüzü haritaları gündeme dair 3 aylık perspektif katar. 21 Haziran 12:13’de Güneş’in yengeç burcuna giriş yaptığı, Ankara’yı merkez alarak analiz yaptığım haritada Güneş’in tepede 10.evde yer aldığını görüyoruz. Burası; iktidarı, iktidarın temsilcilerini, ülkenin liderini ve ülkenin itibarını anlatır. Öyleyse yaz aylarında, 2023 seçimlerine doğru giderken kabinede, ülkeyi yöneten siyasi partinin/iktidarın yönetim kademelerinde değişimler bekleyebiliriz. Aynı zamanda ülkeyi yönetmeye aday olacak olanlar hakkında konuşmaya tartışmaya başlayabiliriz. Merkür’ü de ikizlerde 9.evde görüyoruz.

Haritada 7.evde koç burcunda yer alan Ay’ın son dördün fazında olduğunu görüyoruz. Bu faz, bir şeylerin sonuna yaklaştığımızı sezdiğimiz halde onu sürdürmek için uğraştığımız bir dönemi anlatıyor. Bitip gidecek olanı kabul edip yeniye yer açmak yerine eskiyi korumayı, mevcut durumu sürdürmeyi ifade ediyor. Geçerliliğini yitirmiş olanın 7.evde yer alan konular olduğunu varsayabililiriz. Müttefikler, fikir alınan danışmanlar, eskiye dayanan düşmanlıklar gibi. Yeni işbirlikleri kurulmadan önce bu yaz var olan ittifakların çatırdadığını göreceğiz.  Aynı zamanda Ay, yengeçteki Güneş’in yani liderin yöneticisi durumda. Sanki kimse olduğu yerden, pozisyondan, halden memnun değil gibi. Ne dost ne düşman. Ne iktidar ne de muhalefet! Ne yapacağını, nasıl yeni bir başlangıç yapacağını, kime güveneceğini bilemiyor. Haritanın 7.evinde ve yükselen derecesinin karşısında bulunan Neptün de buna işaret ediyor. Bulanık sularda yüzüyor gibiyiz. Yine de Heraklitos’un meşhur deyişini akılda tutmakta fayda var; “aynı nehirde iki defa yıkanılmaz”. Hayat hızla akıp gidiyor, biz ne yapacağımıza dair net olsak da olmasak da.

2022 Yaz Haritası

7.evde yer alan koçtaki Jüpiter (haritada 4.evdeki yayın yöneticisi), muhalefeti sembolize ediyor. Onun yanı başında yer alan Ay ise halkı, vatandaşı anlatır. Bu açıdan bakıldığında hükümete karşı seslerin, tepkilerin, taleplerin yükseldiği bir dönem olacağını söyleyebilirim. Mücadeleyi, çabayı, hareketi anlatan Mars’ın ise koçta fakat tatsız bir yer olan 8.evde yer aldığını görüyoruz. Bu durum parasal konularda, bütçe-ödemeler dengesinde (kriz yaratan) yeni bir politika izlenebileceğini, daha cesur belki de fevri davranmayı anlatıyor olabilir. 

Haritanın yükseleninde ise başak burcu yer alıyor. Sağlık, düzen, hizmet, var olan koşulları iyileştirmeye ve onarmaya çalışmak gibi temaların yaz aylarında öne çıkacağını söyleyebilirim. Bir tatil havasından uzakta gibiyiz sanki bir şeyleri onarmak düzeltmek ister gibi sürekli bir zihinsel çalışma içindeyiz. Yaz aylarında hem hükümet hem de muhalefet bolca fazla mesai yapacak gibi görünüyor.

Haritada bir diğer dikkat çeken tema boğadaki Venüs’ün Neptün, Plüton ve Satürn ile yaptığı açılar. İlişkileri, işbirliklerini, sanatı/sanatçıyı, pazarlıkları ve harcamaları/parasal konuları anlatan Venüs’ün yaptığı açılar yaz aylarındaki gerginliği azaltmak ve çıkış yolu bulabilmek için yol gösterici. İçinde bulunduğumuz zorlukları (Satürn) görmezden gelmeyip kabullenmek (Neptün) ve burnumuza gelen pis kokuları temizlemek (Plüton) için harekete geçmekten başka çaremiz yok. Atık merkezlerini düşünün; yiyip içmekten, tüketmekten keyif aldığımız onca şeyin bir araya geldiği kokuşmuş çöplüğü doğru ayrıştırabilirsek kazançlı çıkabiliriz. Hem şimdi için hem de gelecek için.

3 Aylık takvimde öne çıkan tarihler şöyle; 29 Haziran, 2-3-13-28-31 Temmuz, 1-2-12 Ağustos, 2-10 Eylül 2022

Geri dönüştürebildiğiniz güzel bir yaz olsun.

AKREP BURCUNDA AY TUTULMASI

1024 684 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Akrepte Ay Tutulması, 16 Mayıs 2022 07:14

Bu yıl bahara denk gelen Tutulma döngüsünün etkisi sürüyor. 30 Nisan’da boğada gerçekleşen tutulmanın hemen ardından şimdi sırada akrepte Ay tutulması var. Bir sonraki döngü bu kez sonbaharda 25 Ekim’de başlayacak. Genel anlamıyla Güneş tutulması başlangıçları, yepyeni oluşumları; Ay tutulması ise farkındalık ve kavrayışı beraberinde getirir. Gökyüzü bugünlerde bize ne anlatıyor, gelin birlikte bakalım.

Buz gibi soğuk suya alıştıra alıştıra değil de balıklama atlamayı gerektiren bir tutulma ile karşı karşıyayız. Akrepte gerçekleşen tutulma; dönüşüm ve kriz yaratan gelişmeleri ortaya serecek gibi görünüyor. Hayat bir şekilde belli konularda bizi bir bitişe, adanmışlık isteyen son ama belki de yepyeni bir raunda hazırlarken bir yandan bu maçı sonlandırmayı istemeyebiliriz. Koşulların istediğimiz gibi gitmeyeceğini veya sadece kontrolümüz dışında ilerleyeceğini fark etmek bile keyfimizi kaçırabilir, yani su akıp yolunu kolaylıkla bulamayabilir çünkü biz suyu, sızdıran havuzun içinde tutmakta ısrarcı davranabiliriz. Havuzun boşalacağını görüp süreci hızlandıran çözümler bulmak yerine zaman ve para kaybettiren anlık çözümler yaratabiliriz. Sonu gördüğümüz halde onu engellemek için fazlasıyla efor harcayabilir, işin daha çok sarpa sarmasına neden olabiliriz. Bir şeylerin bittiğini, işe yaramadığını, çürüyüp bozulduğunu illa ki dönüşmesi gerektiğini görmek bir sebeple bize sarsıcı geldiğinden hayatın akışını bizzat biz bloke edebiliriz!

Bu bitişin ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunu kabul edenler içinse bu tutulma oldukça cesaretlendirici ve eyleme dönük çıkış yolları sunabilir. Fakat bu esnada gökyüzünde Merkür de geri gittiğinden kafamızı karıştıran ikircilik yaratan şeyler var. Eksik olan, tekrar üzerinden geçmek gereken çok sayıda mevzu olduğunu söyleyebiliriz. Elimiz henüz yeterince güçlü değilken tam anlamıyla fikir sahibi olmadan, detayları öğrenmeden net kararlar almak zorlayıcı olabilir. O yüzden çok yönlü düşünmeye önem verin. Tüm bu sürecin kendisi, özellikle, 25/30 Mayıs ile birlikte oldukça hızlı gelişebilir, bir yandan da kısıtlayıcı ve daraltıcı olabilir. Diğer bir önemli tarih 28 temmuz -21 ağustos haftası! Üstlenilmesi gereken sorumluluklar yani gözle görülen hakikatın getirdiği sonuçlar, istikrarsız koşullarla dolu olabilir. Şimdilik haziranın 14’ünde gerçekleşecek olan yay dolunayına kadar zaman kazanmak mümkünse sürecin iyice kendini göstermesini beklemek veyahut elimizden geleni gücümüz yettiğince yapmak iyi bir fikir gibi görünüyor!

Güney ay düğümünde olan tutulmalar; birtakım mevzuları geride bırakmayı gerektirir. Bu tutulma da bu yönde gerçekleşiyor. İçinizde taşıdığınız bir korku, yenilgi, boşluk, kayıplar, hatalar, faydasız alışkanlıklar, hastalıklar, bağımlılıklar, geçmişe ait meseleler, intikam, hırs, yara, tasa, alacak-verecek işleri… Bu kavramlara ek olarak Akrep’in hikayesi; yitip gideni fark edip onu kendi haline bırakmayı öğrenmekle ilgilidir. Sürmeyeni, yoranı, korku/kaygı yaratanı, başımıza dert açacak olanı, kriz yaratan ilişki ve yatırımları, projeleri bırakmak veya dönüştürmek bu tutulmanın ana temasını oluşturuyor. Bir yanıyla bu süreç olgunluk, kavrayış ve arınmayı da beraberinde getiriyor. Yolunda gitmeyeni kabul etmek insanı özgürleştiriyor. Kaybetmeyi sevmeyen çocuklar gibi oyunu sürdürmek için efor harcamak yerine adabıyla değişimi/yenilgiyi/sonu kabul etmek oldukça onurlu bir davranıştır. Bir şeyleri nasıl başardığınız, işler istediğiniz gibi ilerlemediğinde nasıl sona erdirdiğinizden daha önemli değildir, dimi? 

Akrep burcu doğum haritanızda nerede yani hangi evinizde yer alıyorsa orada; bırakmak, kendi akışında olmasına izin vermek, uğurlamak, dönüştürmek ve de hakkıyla veda edilmesi gereken kişi, proje, hayal, iş, uğraşlar olabilir. Yazımı Özdemir Asaf’ın çok sevdiğim “Yalnızın Durumları” şiirinden bir alıntı ile bitireyim. İyi dileklerimle,

“Her şeyi süpürebilirsin; 

Sonbaharı süpüremezsin. 

Sen her şeyi süpürebilirsin; 

Sonbaharı süpüremezsin. 

Yalnızsa 

Sürekli bir sonbaharı 

Süpürür hep. 

Düşünemezsin.”

BOĞA BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

1024 325 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

30 Nisan 2022, Güneş Tutulması

Astrolojide burçlar, niteliklerine ve elementlerine göre sınıflandırılırlar. Boğa burcu, “sabitlik” enerjisini taşır ve toprak elementinde yer alır. Kendini tekrarlayan bir durağanlık, sükunet içindedir. Dalgalı sulardan, fırtınalardan çok uzaktadır. Durağanlığın içinde kendini tekrarlayan bir hareket varsa eğer sabitlik enerjisi olumluya evrilebilir. Belli bir konu (fikir/kişinin kendisi/iş/uğraş/ilişki) etrafında odaklanarak dönmek zamanla bir gelişim ve farkındalık getirir. Olumsuz anlamdaysa içinden çıkamadığınız bir girdaba dönüşür. 

“Boğa burcu” dendiğinde yenilikten veya hızdan değil yavaşlıktan, sakinlikten, dinginlikten bahsediyoruzdur. Ordan oraya koşan, risk alan, meraklı bir halden değil güvenliğini sağlamaya ihtiyaç duyan bir varoluştan gelir. Dolayısıyla bu burçta değişim çok uzun zamana yayılır hızla olmaz, olamaz ancak birdenbire oluşur. 30 Nisan Cumartesi akşamı 23.28’de tutulma sırasında gökyüzünde Ay ve Güneş’e eşlik eden Uranüs, zamanı beklenmedik yönde hızlandıran bir gezegen. Sürpriz, hız, aniden gelişen şoklar, değişim, devrim, yenilik, reform, aydınlanma, yüksek bilinç, kavrayış, uyanış, sıçrayış, solucan deliği… bunlar ona ait anahtar kelimeler. Uranüs’ün boğa burcu (toprak elementi) ile olan etkileşimi, tünel açmak için kullanılan “dev köstebek” makinasına benziyor. Makine kendi etrafında dönerek, açılması imkansız dediğiniz tünelleri kazarak yolları birbirine bağlıyor. Sizi bir yerden bir yere hızla taşıyor. Bir fikirden bir fikre, bir insandan diğerine veya bir halden ötekine hızla geçtiğinizi düşünün. Böyle zamanlarda olumlu anlamda hızlı bir kavrayış geliştirir, farkındalık yaşarız. Hayatımız yepyeni bir yöne doğru evrilir.

Olumsuz anlamdaysa bildiğimizden şaştığımız için önümüzde açılan yeni korkutucu gelebilir. Uranüslü güneş tutulması, hızla gelen değişim dalgasını tetiklediğinden güven içinde hissettiğimiz sağlam, dayanıklı, sarsılmaz olarak gördüğümüz temalar beklemediğimiz şekilde ilerleyebilir. O veya bu sebeble sırtımızı yaslayacak duvarın artık sağlam olmadığını her an düşebileceğini fark etmek kavrayışımızı ve hayatımızın akışını değiştirir. Yeterince düşünmeden, önlem almadan, toplayıp çıkarmadan kendimizi yeni bir süreçte bulabiliriz. Düzenimiz değişir. Konfor alanımızdan çıkarız. Ezberimiz şaşar bu da insanı korkutur. Tepkiselliği artar, sesi yükselir, itiraz eder. Değişimin kendisi olumsuz yöndeyse, bu gidişatı görüp itiraz etmek elbette olumludur! Sesin yükselmesi, karşı koymak, direnç göstermek bu açıdan olumludur.

Zihin boyutundaysa “işlevsel sabitlik” yani önyargı diyebileceğimiz bir kavram var. Bir nesneyi tek bir şey için geleneksel şekilde kullanmak bunun bir örneği. Çay bardağından su değil sadece çay içilir gibi. Karl Duncker işlevsel sabitliği “bir objeyi problem çözmek için gerekli olacak şekilde yeni bir yöntemle kullanmaya karşı zihinsel tıkanıklık” olarak tanımlamıştır. Örneğin, eğer biri kâğıtların uçmasını önleyecek bir ağırlığa ihtiyaç duyuyorsa ve elinde yalnızca bir çekiç varsa, çekicin nasıl kâğıt ağırlığı olarak kullanılabileceğini düşünemeyebilir. İşlevsel sabitlik, çekicin çivi çakmak dışındaki herhangi bir işlevini görememe durumudur; kişi çekici bilinen fonksiyonunun dışında bir şekilde kullanmayı düşünemez. Yani çok yönlü ve pratik düşünme alışkanlığını kaybeder. Yapılan araştırmada 5 yaşındaki çocuklarda işlevsel sabitlik gözlenmemiştir. Tartışmalara göre bunun sebebi, 5 yaş için bir obje ile ulaşılacak amaç herhangi bir amaçla denktir. Ancak 7 yaşındaki çocuklar objenin orijinal amacına özel bir anlam yükleme eğilimi edinmişlerdir. Öyleyse yaratıcı ve özgür zihinler bu tutulmayla birlikte öne çıkmak için şans yakalayabilir, diyebilirim.

30 Nisan’da gelişecek güneş tutulmasının etkisiyle ezberimizi bozacak deneyimlere çekileceğiz. Tutulma, kuzey ay düğümü yönünde olduğundan ve yönetici gezegeni Venüs’ün balıkta Neptün ve Jüpiter ile bir arada oluşundan, yapıcı ve kitleleri saran etkileyen bir enerjiye sahip olduğu görüşündeyim. Bir sorun veya çıkmaz olarak gördüğümüz mesele ile karşılaşacağız. Onu çözmek, geliştirmek, düzenimizi iyilik halimizi sürdürmek için harekete geçme zorunluluğu hissedeceğiz. Bu sayede elimizdekileri, edindiğimiz tecrübeleri, birikimleri ve doğuştan getirdiklerimizi nasıl kullanabileceğimize dair yepyeni bir kavrayış kazanacağız. Tutulma haritasını incelediğimde Satürn’ün ay düğümleri ile yaptığı açıyı göz önünde bulundurarak yol almanın önemli olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki 6 ay boyunca, özellikle temmuz sonu ve ağustos ayında dürtülerinize, hırslarınıza yenik düşmeyin. Öz disiplin geliştirin. Hedefinizi belirleyin, ona ulaşacak davranışları uygulayın, istikrarlı ilerleyin. Belli bir konuyu öncelik vererek sondaj kazma makinesi gibi üzerinde dönüp durmaktan bahsediyorum. Uzun yıllar alacak bir sonucun hızla ve kuvvetle gelen bir hareketle doğmasından. Değişimi, yeni alternatifleri, yeni düzeni getirmesinden! 

Boğa burcu “sahip olmak” kavramı ile de bağlantılıdır. Bu nedenle “sahiplik” üzerine ve bunu sağlayan araçlar üzerinde de bir devrim başlıyor. Para ve finans sisteminde, kişiler arası ilişkilerde (evlilik, flört, dostluk, ortaklık, ebeveynlik), sahip olduğumuz varlığımız bedenimizle ilişkimiz-alışkanlıklarımız, hepimizin olan? dünya kaynakları/doğa, hayvan sahipliği, toprak-mal-mülk sahipliği, ürettiklerimiz, alışveriş ve tasarruf etme alışkanlıklarımız gibi. Hoşumuza giden her şeye karşı olan sahip olma tutumuz yani cebimizde kolumuzda yanı başımızda taşımak şeklimiz değişecek. Başkalaşacak çünkü mantalitemiz değişim yaşayacak. Boğa burcu ile bağlantılı bir konudan ilerleyerek örneklendirirsem; bedenimizle ilgili seçim ve tercihlerimize dair sahip olduğumuz özgürlük alanlarını yeniden çizmek isteyebiliriz. Gündemde olduğu için ilk aklıma gelen aşıların işlevselliği ve bedene etkisi, ilaç-tedavi şekillerine dair tüm uygulamalar, hayvan-insan deneyleri, üreme sağlığı, cinsel tercihler, cinsiyet kavramı, yapay/organik beslenme şekilleri-tercihleri, sağlıklı yaşam, yapay organlar, teknolojik aletlerin beden içinde kullanımı (çipler), bedensel farkındalığa özgürlüklere dair her şey bu tutulma ile birlikte gündemimizde daha çok yer alabilir.

Tutulmanın enerjisinin yaşamınıza olumlu bir sıçrayış katması dileklerimle,

Not: Doğum haritanızda boğa burcunun olduğu yere, eve bakabilir, değişimin ve odak noktanızın neyle ilgili olacağını yakalayabilirsiniz. Bunun için astroloji temel bilgileri dosyasından evlerin anlamlarına bakabilirsiniz.

BİZİ BEKLEYEN BAHAR

900 824 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bizi Bekleyen Bahar

Astrolojiyi kullanarak içinde bulunduğumuz yıla dair genel öngörülerde bulabiliyoruz. Mevsimleri başlatan solist (gün dönümü) ve ekinokslar (gece-gündüz eşitliği); bizi bekleyen baharın, yazın, sonbahar ve kışın nasıl ilerleyeceğine dair ipuçlarını verirler. Şimdi sizler için Güneş’in 0 derece koç burcuna giriş yaptığı , ilkbahar haritasını yorumlayacağım. Ülkemizin başkentini merkez alarak çıkardığım 20 Mart 2022 18:33 tarihli gökyüzü haritası gündeme dair 3 aylık bir perspektif kazanmamızı sağlayacak.

Ankara’yı merkez alarak analiz yaptığım haritada Güneş 7.evde yer alıyor. Burası dünya astrolojisinde, evlilik ve boşanma olaylarını, muhalefet partilerini, diğer ülkelerle yapılan anlaşmaları, işbirliklerini veya doğacak anlaşmazlıkları/çatışmaları, barış veya savaş beklentilerini, kanun dışı kişileri, kaçakları anlatıyor. Öyleyse 3 ayın ana gündem maddelerinin bu konular etrafında döneceğini varsayabiliriz. Bahar ayında olayların ortaya çıkmasını, yayılmasını beklediğim önemli zamanlar var. Bu tarihlerde gezegenler birbirleri ile yakın temastalar ayrıca baharda tutulmalar da var. 22-28-29 Mart, 1-4-5-11-12-16-17-30 Nisan, 2-11-16-25-29-30 Mayıs, 11-18 Haziran!

Şubat ayında 6 muhalefet partisi bir araya gelerek “güçlendirilmiş parlamenter sistem” modelini açıkladır. Hem kendi içlerindeki süreç hem de iktidar ile yürütecekleri görüşmelerin ve görüş ayrılıklarının önem kazanacağını tahmin edebiliriz. Kimin aday olacağına dair görüşmeler ve seçim sistemi ile ilgili konular gündemi meşgul edebilir. (21 Haziran’da Güneş’in yengeç burcuna geçerek yaz solistini başlattığı haritada ise bu konunun, yani liderin ilan edileceğini tahmin ediyorum. Bu meseleyi bir sonraki 3 aylık değerlendirmeye bırakıyorum.)

Ukrayna-Rusya arasında süren çatışmaların, uluslararası işbirliklerimizi etkilemesini bekleyebiliriz. Antalya’da yapılan görüşmelerin devamını bekleyebiliriz. Müzakerelere ev sahipliği yapmaya devam edebilir, sürecin ilerlemesine katkı sağlayabiliriz. Uluslararası ilişkileri ve birlikleri anlatan 11.evde yengeç bulunuyor. Yöneticisi Ay’ın terazinin (pazarlık-uzlaşma) son derecesinde oluşu, “krizi çözmeye” işaret ediyor olabilir. Olumsuz anlamdaysa ilişkilerin kopmasını anlatabilir. Terazinin son derecesindeki Ay’a ek olarak haritada Güneş 7.evde yer alması, Venüs’ün Mars ve Uranüs ile zorlayıcı açısı ve sonrasında Satürn’e kavuşma yolculuğu çok dikkat çekici. Venüs bu haritada yabancılarla süren dostane ilişkileri, görüşmeleri ve elbette davaları anlatıyor. Aynı zamanda ülkenin kaynaklarını da gösteriyor. Zaten Ay’ın 2.evde terazinin son derecesinde olması ne kadar zorlandığımızın göstergesiydi. Venüs’ün Mars Satürn ve Uranüs’ten aldığı zor açılar; diplomatik ve finansal açıdan çıkmaza sokan, güven vermeyen koşullara çekilmekte olduğumuzu anlatıyor. Bu kombinasyon; diğer güçlerle ilişkilerde ikiyüzlülüğe, değişken koşullara, diplomatik hatalara, antlaşmaların bozulmasına, ticari çatışmalara ve uluslararası ilişkilerde genel olarak uyuşmazlıklara işaret ediyor. Değinmekte yarar var; 8.evde yer alan Uranüs’ün, 5.evdeki Venüs Mars ile teması; borçlar, vergiler, ödemeler dengesi, kriz yaratan düzen bozan olaylar, finans piyasalarda çalkantıya işaret ediyor.

Terazinin son derecesindeki Ay’ın en son açısı oğlaktaki Plüton ile. Bu da sevimsiz bir etkileşim. Bu açı: keder, endişe, korku ve manilüplasyona işaret eder. Biri veya koşullar sizi istemediğiniz bir şeyi dayatmış, mecbur etmiş gibidir. Aslında bu hal, artık idare edemiyoruz, hoş göremiyoruz anlamına da gelebilir. Çünkü Ay’ın bir sonraki geçişi akrep olacak. Akrep, yolunda gitmeyen, kokan, rahatsız eden, gizlenen konuları ortaya çıkarır. Yani kanalizasyon borusu patlar, içinde ne olup bittiğini görürsünüz, kokusu heryere yayılır. 2.ev halkın cebindeki parasını, ülke kaynaklarını anlattığına göre cebimizin delik olduğunu anlatıyor. Ülke kaynaklarının kullanımı, tasarrufu ve değerlendirmesi ile ilgili kriz yaratan meselenin ortaya dökülmesini bekleyebiliriz.

Haritanın Yükseleninde başak burcunu görüyoruz, yöneticisi Merkür balıkta 6.evde Jüpiter ve Neptün ile birlikte yer alıyor. Halk sağlığını, genel durumunu etkileyen, insanları bunaltan yoran gelişmelerin olacağını düşündürüyor. Sağlık, ilaç, tedavi hizmetlerine ulaşamamakla ilgili bir gündem maddemiz olabilir. Sağlık ve hizmet sistemi ile ilgili yeni bir model üzerinde fikir paylaşımları olabilir. Aynı zamanda yardımlaşma, birbirine kucak açma gibi evrensel değerlerin, bunlara yönelik konuşma ve metinlerin de önem kazandığını görüyoruz.

Özetle, politik ve ekonomik açıdan inişli-çıkışlı oldukça dengesiz, durağanlıktan çok uzakta bir bahar geçirecek gibiyiz. 

İyi dileklerimle,

TUTKU DOLU BİR KIŞ BAŞLIYOR

600 800 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Sizi hayata aşkla bağlayan bir tutkunuz veya birileri var mı? Onu gerçekleştirmek, ona sahip olmak ve geliştirmek için peşinden kararlılıkla gidiyor musunuz? Rakipleriniz veya düşmanlarınızla uzlaşmak, anlaşmazlıkları çözmek ister misiniz? Öyleyse buyrun, başlıyoruz.

Bir başkasıyla veya size heyecan katan bir uğraş/proje ile tutkuyla birleşmeyi ifade eden Mars ve Venüs kavuşumu aktif olmaya başladı. İçinde bulunduğumuz soğuk kış mevsimine rağmen hayatımız ısınmaya başlıyor. Nisan ayına kadar bu döngüyü değerlendirmeye bakmalıyız. Bu ikili yan yana geldiğinde kıvılcımlar çıkar. Böylelikle, şöminede yanmaya bekleyen özenle dizilmiş odunlar bir anda tutuşurlar.

Bu ateşin ne kadar süre ile yanacağını biliyoruz. 6 Nisan 2022’ye kadar yeryüzünde ateşimizi besleyen iki ayrı tema olacak. Şubat ayının genelini oğlak burcu temaları tutuştururken, 7 Marttan itibaren meşaleyi kova burcu devralacak. Venüs ve Mars sırayla ve yan yana bu burçlarda ilerleyecekler. Fakat buradaki asıl mesele zaman değil, büyüklük! ateşi ihtiyaç duyduğumuz büyüklükte kontrol altında tutabilmek. Sınırlarını belirlediğimiz bir alanda yanması için çaba harcamamız gerekiyor yoksa yayılıp bize ve sahip olduklarımıza zarar verebilir.

Ateşi dizginleyebilmek için gözümüzü Satürn’e çevirmeliyiz. Hem oğlak hem de kova burçlarının yöneticisi (Burçları, gezegenler yönetir. Öngörü yaparken, onların o anda bulundukları burç ve diğer gezegenlerle yaptığı temaslar hikayeyi yaratır.) olan bu gezegenin doğasına uygun olarak ateşi beslememiz ve yeri geldiğinde dizginlememiz gerekiyor. Satürn; disiplin ve kontrol demektir. Taahhüt demektir. Ateşi yakmak ile Satürn arasında nasıl pozitif bir bağlantı olabilir ki diyebilirsiniz. Haklısınız fakat hepimizin alışık olduğu otoriter baskıcı bir disiplin modelinden bahsetmiyoruz. Tekrarla zamanla çabayla ortaya çıkan bir büyümeden bahsediyorum. Bu biraz da ateşi yeniden keşfetmeye benziyor. Müzik aleti çalma tutkunuz olabilir veya mutfakta lezzetli yemekler ortaya çıkarmayı istiyor olabilirsiniz belki de bir uğraşınızı işe çevirmek ondan kazanç sağlamak istiyorsunuz. Arzunuz her neyse bunun için gerekli çabayı gösteriyor musunuz? Disiplin olmadan hiç bir hayal gerçekleşmez! Şimdi hayat bize bu olanağı sunuyor.

1 Şubatta doğan yeniay ile birlikte Venüs ve Mars yakınlaşmaya başlayacaklar. Bu iki gezegen birbirleriyle 5 derecelik bir mesafe kurduklarında kıvılcımlar çıkmaya başlayacak. Ateşin tutuşup harladığı zaman ise 16 Şubat. Özellikle de 2-6 Mart tarihlerinde ateşi kontrol altına alabilmeniz çok önemli. Plütonla bir araya gelen bu ikili yıpratıcı olabilir. Sizi zora sokabilecek iş, ilişki, anlaşma, münakaşa, yatırım, ortaklıklardan uzak durun. Aşk skandalları, entrikalar, sarsıcı politik ve yönetsel olaylar, baskı-şiddet böyle bir gökyüzü altında patlar. Özel ilişkileri bozan gerilimler yaşanabilir. Mevcut ilişkilerdeki sorunları görün, sınırlarınızı yeniden çizin, yüzleşin ve yapabilecekseniz eğer çatışmayı göze alın.

Venüs ve Mars 7 Martta kova burcuna geçtiğinde; sosyal ilişkileri, iş bağlantılarını, etkinlikleri, paylaşımı, toplu katılımı gerektiren işlerinize ağırlık verin. Diğerleri ile hoşgörülü ve geliştirici ilişkiler kurmaya çalışın. Ortak bir paydada buluşmak, uzlaşmak, çözüm geliştirmek için bu ayı değerlendirin. Özel ilişkilerimizde ise, biraz daha özgürlüğe ihtiyaç duyabiliriz. Koşulların dayattığı gibi değilde nasılsak öyle davranmak ve bu yönde seçimler yapmak isteyebiliriz. Eş, ebeveyn, evlat, çalışan, komşu, öğretmen … olmak gibi çok sayıda farklı kimliklerimiz var. Onlarla kurduğumuz ilişkilerimiz, taahhütlerimiz artık bizi sıkabilir. Birine veya bir şeye bağlı kalmanın bedeli bize ağır gelebilir. Bunları yeniden düzenlemek isteyebiliriz. Ben artık bunu yapmak istemiyorum, vazgeçiyorum diyebiliriz. Tüm bu olasılıkları aklınızın bir köşesinde tutarak yolunuza devam edin.

Size gelişim olanağı sunan doyurucu ilişkiler ve uğraşlar içinde yer almanız dileğiyle.