Posts By :

aylin

MARSIN KOÇ BURCU YOLCULUĞU

890 593 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Bugün itibari ile Mars balıktan çıkıp Koç burcuna geçti.

Arzu ve isteklerimizin hayatın akışı içerisinde ve kendi zamanında olmasını kabul ettiğimiz enerji sona erdi. Artık hayırlısı neyse o demeyeceğiz. “Şimdi istiyorum, hemen istiyorum” dönemi başlıyor! “Kabul enerjisi” yerini “mücadele eden kazanır” inancına devrediyor bugün, hem de tam 6 aylığına. Mars bir burçta ortalama 40 gün kalıyor, geri gittiğinde ise bu süre elbette uzuyor.

Koç burcundaki Marsı eyleme geçen kazanır, ilkesi ile anlatabiliriz. İstiyorsan git ve al fakat bir başkasını sürükleme veya itekleme! Başkasından bekleme. Sen yap, uğraş, didin, gerekiyorsa savaş yarış rekabet et. Çünkü bu senin meselen, senin hikâyen. Engelleri ve korkularını kendi başına aşmanın bir yolunu bul. İlk yapan ilk harekete geçen sen olmaya cesaret et! Hedefini belirle, zamanını ve enerjini yönetmeyi öğren. Yani kendi kavganı kendin ver! Aslında bir çeşit erginlik sürecini yeniden tatbik ediyor olacağız. 20’lerin başında yaşadığımız ile 50’lerde yaşayacağımız “erginlik-rüştünü ispat etme” hikayesinin elbette birbirinden farklı olacağını tahmin edebiliriz. Yaş aldıkça bizim için önemli olanlar, öncelikli olanlar listesi değişiyor ve bunun sonucunda enerjimizi harcadığımız kavgamızı verdiğimiz konular farklılaşıyor. Yaşayıp göreceğiz. Fakat 2020’nin kalan yarısında evren, cesareti alkışlıyor olacak. Cesaret, girişim, yenilik, yaratım, çaba, hız, mücadele kavramları üzerine odaklanacağız. Evren, Kendi isteklerimiz için mücadele etmeyi bize öğretecek, hazır mıyız?

Tek başınalığın ve cesaretin sembolü olan koç burcu illa ki bu yolculukta birileri ile karşılaşır ve kendini kendine ispat etmek içinde bazı mücadelelere girişir. Tıpkı masallarda bizlere anlatıldığı gibi. Yaz aylarında masal kahramanlarına can veren hikayeyi zenginleştiren 3 gezegen etkileşimi dikkat çekiyor. Mars, 4 ağustosta Jüpiter ile karşılaşacak; cesaretimiz şevkimiz tavan yapabilir fakat aynı anda inandıklarımız ile eylemlerimiz de çelişebilir. Strese çelişkiye düşebiliriz. Doğru ve yanlış kavramlarınız arasında gidip gelirken önceliklerinizi belirlemeye bakın ve ona göre hareket edin. 13 ağustosta Plüton ile karşılaştığında ise, korkularımız ile yüzleşmekten başka çaremiz kalmaz vazgeçtim ben deyip geriye kaçamazsınız. İnsanlar veya aksi giden işlerle uğraşmanız gerekebilir. Üstesinden gelmek için korku ve öfkenizin gerçek nedenini aramaya bakın, bu keşif size güzel bir sıçrama yaşatabilir. 24 ağustosta Satürn ile karşılaştığında önümüze engeller pürüzler çıkabilir, arzularımızı elde etmenin bir bedeli olduğu gerçeği ile yüzleşebiliriz. Daha iyi bir planlama yapmak, sıkı çalışmak yola devam etmenin anahtarı olacaktır.

Mars’ın geri gideceği 10 Eylül-14 Kasım tarihleri arasında ise enerjinizi daha dikkatli kullanın ve dış dünyaya yansıtmayın, içe doğru yönelin. Bu kez yolculuk kendi içimizde başlıyor olacak. Kendimize koyduğumuz engelleri ve korkularımızı aşmak için 64 günlüğüne bir yolculuğa çıkacağız. Gittiğimiz yolları yeniden arşınlayacağız. Hepimizin hikâyesi başka olduğundan ipucu için doğum haritanızda Koç burcunun nerede olduğuna bakabilirsiniz. Koç neredeyse, tek başına çıkmamız gereken yolculuk ve mücadele oradadır. İlerleyen günlerde zamanı geldikçe Mars’ın yolculuğuna ilişkin ipuçlarını sizlerle yeniden paylaşacağım.

İyi dileklerimle,

MERKÜR GERİ GİDİYOR 18 HAZİRAN-12 TEMMUZ 2020

1024 682 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Merkür 18 Haziran Perşembe günü yengeç burcunda geri gitmeye başlıyor. Yine mi dediğinizi duyar gibiyim. Güneş sisteminin en hızlı gezegeni ortalama olarak yılda 3 kez 3 hafta boyunca geri gider. Bu onun yolculuğunun rutin bir parçası (elbette dünyadan baktığımızda biz öyle yorumluyoruz). Bize vermek isteği mesaj ise, geri dön ve eksikleri tamamla’dır. “Bu noktada şuan bulunduğun yerde beklentilerini karşılaman mümkün değil, eksik bir şeyler var” der, Merkür.

Yengeç burcunun 14 ile 5 dereceleri arasında bir süreliğine (12 Temmuza kadar) geçmişe dönüş yaşayacağız. Yazılmamış düşünceler, konuşulmamış gerçekler, atmaya kısmet olmayan imzalar, proje ve iş fikirleri, seyahat planları, yarım kalan sohbetler dertleşmeler, açıklamalar, beklenen teklifler, gecikmiş itiraflar Merkür geri giderken kapınızı çalabilir. Açmazlık etmeyin, içeri buyur edin.

Aklın, iletişimin ve öğrenmenin gezegeni Merkür yengeç burcunda geri giderken anılar, eski defterler, birikmiş duygular canlanır. Aile yuva eve ait konular, yaşadığınız yer ile yakın çevrenizdekiler, canımın içi kategorisine girenler, kendinizi ait hissettiğiniz insanlar ve mekanlar ile ilgili olaylar yeniden gündeme gelir. Hassasiyetler artar. Duygusallık ve beraberinde içe kapanma artabilir. Kendini ifade etmek zorlaşır, sözcükler oluşmaz. Daha çok iç dünyanıza dönersiniz. Kabuğunuza çekilmek, evde veya güvende hissettiğiniz yerlerde olmak size iyi gelebilir. Tanıdık bildik bir çevrede olma ihtiyacınız yükselir. Bu kiminin mağarasıdır kiminin kuyusu kiminin de ini!

Yengeç hayatta kalmak için yumuşak karnını nasıl korumaya çalışıyorsa siz de incitmemek veya incinmemek için bu uğurda ekstra çaba harcayabilirsiniz. Üzerine titrediğiniz, önemsediğiniz meseleler ile ilgili daha çok düşünmeniz, araştırmanız, konuşmanız ve dinlemeniz gerekebilir. Odak noktanız, duygusal ihtiyaçlarınız ve ailevi konular olabilir. Burada konuşulmamış duygular, yer eden anılar, travmalar, açığa çıkarılmayı bekleyen kırgınlık ve dargınlıklar kendini gösterebilir.

Aklın gezegeni Merkür, hassas kalplerin birincisi yengeçteyken yüreğinizle düşünmeye özen gösterin. Sezgilerinize şans tanıyın. Duygularınızı önemseyin, ifade etmekten kaçınmayın. Geçmiş sizi rahatsız ediyorsa, yüreğinizde taşıdığınız bir yaranız varsa onu sarmak için bir çare bulabilirsiniz. Kırgınlıkları, düş kırıklıklarını, suçluluk duygularını yüreğinizde taşımak yerine kendinizi ifade etmenin yollarını arayın. Acı veriyorsa geçmiş, geçmemiş demektir.

Olumsuz yanıyla Yengeç burcu duygularının altında yatan gerçekle yüzleşmek yerine dolaylı bir dil kullanır. Anlaşılmayı bekler. Çok kırılgan olduğundan söyleyemez. Çünkü bu konuyu konuşurken bile tekrar tekrar incinir. Çevrede olup biteni, izlediklerini, okuduklarını tarafsız bir şekilde gözlemleyip anlatamaz. İşin içine hep duygular girer, kişisel meseleler konuya dâhil olur. Görmek istediği gibi görmeye yatkındır. Bazen de anlaşılmadığından, beklentileri karşılanmadığından veya kendini güvensiz hissettiğinden karşı taraf üzerinde “suçluluk duygusu” yaratarak dikkatinizi çeker. Bir bakmışsınız durumun tüm yükü omuzlarınıza düşmüş.

Öyle görünüyor ki Merkür yengeçte geri giderken; ev ve aile yaşamı, yuva kurmak, ev almak-satmak, ebeveynlik, güvenlik, gizlilik, ülke meseleleri, milliyetçilik, bakım ilgi şefkate ihtiyacı olan kişiler/hayvanlar ile ilgili konular bolca gündemde yer alacak. Fakir edebiyatı yapanlara karşı uyanık olun. Asıl meselenin çevresinde dolanıp durarak zaman kazanmaya çalışanlara karşı dikkatli olun. Temmuz ayı ortalarına kadar başta kendinize olmak üzere diğerlerine gösterdiğiniz ilgiyi özeni sorgulama ihtiyacınız artabilir, endişelenmeyin bu çok normal. Haziran ve temmuz aylarına denk gelen Merkür retrosuna eşlik eden güneş ve ay tutulması burada kilit rol oynayacağa benzer. Duygularınızı hassasiyetlerinizi önceliklerinizi daha etkin yapıcı bir şekilde ifade edebilmek için yazın, çizin, söyleyin, resmedin. Böyle zamanlarda yaratıcılık ve üretkenlik artar. İlham ve esin kaynaklarımıza ulaşmak, onlarla karşılaşmak kolaylaşır. Böylece hafifleyebilir, kendimize karşı yapıcı anlamda farkındalık kazanabiliriz. Ne de olsa onların hepsi duygu ve düşüncelerimizi dış dünyaya yansıtmanın birer aracı.

Sevgiyle,

Venüs İkizler Döngüsü Başladı

750 1000 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

VENÜS İKİZLER DÖNGÜSÜ BAŞLADI

İkizler burcunda geri giden Venüs dün gece, 3 haziran 2020 20.43’de güneş ile kavuştu ve yeni bir döngü başladı!

Astrolojiye göre, dünyadan bakıldığında bir gezegen güneşe yaklaştığında (8 ila 0 derece yakınlıkta) gündelik yaşamda ona atfettiğimiz önemi artar. Malum yaşam kaynağımız Güneş’in çekim kuvvetine karşı koymak imkansız. Söz konusu gezegen de Venüs olunca; ilişkiler aşk para sanat güzellik barış politika ortaklıklar ve işbirlikleri konularının bir süre daha, 9 Hazirana kadar, gündemimizde yer alacağını öngörebiliriz. Fakat bu birleşimin hikayesi çok daha özel bir anlam taşıyor.

Venüs geri giderken Güneş ile bir araya gelmesine inferior kavuşum deniyor. Bu bir araya geliş yaklaşık 584 günde bir yaşanıyor ve düzenli bir şekilde 5 kez farklı burçlarda yeniden birleşiyorlar. Bir araya geldikleri burcun doğasında bir hikaye başlatıyorlar ta ki 584 günlüğüne! 2020 bahar ayları boyunca gecelerimizi aydınlatan Venüs, şimdi yer altına iniyor. Batı ufkunda artık onu göremeyeceğiz Fakat bir süre sonra sabah yıldızı olarak yeniden doğacak. Matematiksel olarak 584×5=2920/365=8 yıllık Venüs döngüsü bu şekilde oluşuyor. 8 yılda bir aynı burçta bir iki derece farkla kavuşumlar tekrar ediyor. Zamanda örümcek ağına benzer şekilde birbirlerine ağ atıyorlar. Biz de bu ağ içinde kendimize düşen payı seçimlerimiz doğrultusunda yaşıyor ve tecrübe ediyoruz.

Dün gece İkizler burcunda geri giden Venüs ile güneş kavuşarak yeni bir hikayenin kapısını aralamış oldu. Bu döngü boyunca İkili ilişkilerde merak ve yeniliklere açık olmanın önem kazanacağını söyleyebilirim. Öğrenmeye ve denemeye açık olan ikizler, Venüs’ü çeşitliliğe ve zaman zaman kararsızlığa itecektir. Bugün size hoş gelen yarın gelmeyebilir. Ayrıca kişisel ve sosyal ilişkilerde daha rahat olmak, anlaşılır bir dil kullanmak, derin duygusal bağlar kurmak yerine birbirinizden yeni şeyler öğrenebileceğiniz, sizi hafifleten, güldüren, arkadaşça ilişkilere çekilmeyi tecrübe edebilirsiniz. Aşk ve ilişkilerde, ortaklıklarda ne hissettiğinizden çok ne düşündüğünüz konusu önem kazanabilir. Bu süreçte akla hitap eden, pratik olan daha çok dikkatimizi çeker. Özetle, sözlerle büyülenme dönemi başlıyor.

Ayrıca, geri gidiş astrolojide karma ile ilişkilendirilir. Aile öykünüzle bağlantılı veya bu yaşamda seçimlerinizden kaynaklanan düğümlerle Venüs döngü sırasında karşılaşıp çözümleme ihtimaliniz doğabilir. Tekrar eden tecrübelere çekilirseniz bu ipucu aklınızda olsun, kendinizi yenilemeye özen gösterin.

Hava elementi bir burç olan ikizler terazi ve kova’da doğduysanız veya doğum haritanızda Venüs’ünüz ikizlerdeyse bu daha çok sizin hikayeniz olabilir. Venüs’ün ikizler döngüsü yaşamınızda önemli tecrübelerden geçmeniz için size eşlik edecektir. Değer verdiğiniz şeylere, ikili ilişkilerinize, sosyal çevrenize ve parayla olan ilişkinize karşı yaklaşımınız 9 Ocak 2022’ye kadar bu konu başlığı altında gerçekleşeceğini söyleyebilirim. Kendi hikayenizin baş rolünde olduğunuz keyifli bir yolculuk diliyorum sizlere,

5 Haziran Yay Burcunda Ay Tutulması

1000 920 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

5 HAZİRAN YAY BURCUNDA AY TUTULMASI

5 Mayısta Ay düğümlerinin ikizler/yay burçlarına geçmesiyle birlikte yeni bir döngüye giriş yaptık. Artık aşkımız da değişebilir gerçeklerimiz de!

Her 28 günde bir gerçekleşen yeniay-dolunay 6 ayda bir düğümlere (ay ve dünyanın yörüngelerinin kesiştiği göksel noktalar) yakın derecelerde doğar. Bu döngüler 18 ayda bir yerini bir başka hikâyeye yeni burçlara bırakır ve yepyeni tecrübelere kapı açarlar. Biz bu kapılara “Güneş ve Ay Tutulması” adını veriyoruz.

Tutulmaların bir kısmı güney bir kısmı da kuzey ay düğümü yönünde gerçekleşirler. Kuzey yönündekiler gelişim fırsatlarını getirir. Daha çok bu geçişi, nehrin akış yönünde kürek çekmeye benzetebiliriz. Hayat, bu yönde ilerlememiz yönünde itekler bizi. Güney ay düğümü tarafında gerçekleşen tutulmalar daha çok geçmişten izler taşır, karmayı tetiklediği (eskinin açığa çıkması veya yeni karmanın yaratılması gb.) düşünülür. İnsanların ve toplumların yüklerini artırma potansiyelleri bu dönemlerde fazlalaşır, zaaflar tetiklenir, bir şekilde bizi hataya sevk eden olaylara çekiliriz. Bir nevi teste tabii tutuluruz aslında. O yüzden bu döngülerde farkındalık sahibi olarak seçim yapmak hayatımıza  renk katabilir.

2021 Aralık ayı sonuna kadar İkizler ve yay burçlarında toplamda 6 tutulma gerçekleşecek. Bu gayet olağan bir sayı fakat çoğu güney ay düğümü yönünde gerçekleşiyor. İşte bu dikkat çekici! O yüzden önümüzde açılan kapılardan kolaylıkla geçebilmek, fırsatları değerlendirebilmek için bırakmak sorgulamak ve yenilenmek teması önümüzdeki 2 yıl boyunca daha çok dikkat çekiyor. Yay burcunun gölge yanlarının tetikleneceği bu döngüde; anlam arayışında takılı kalmak, sahip olduğumuz inanç ve değerlere fazlasıyla tutunup yeni deneyimlere kendimizi kapatmak bu iki yılın tuzağı olacağa benzer.

Özellikle yay burçları ve yükseleni yay olanlar alışkanlıklarını yenilemeye bakmalılar. Doğum haritasında (aksları) tepe dip ve alçalan noktası yay burcu olanlar geçecekleri testlerde bu kavramlara dikkat etmeliler. Ayrıca hepimiz doğum haritamızda yay burcunun olduğu ev konularında yenilenmeye açık olmalıyız. Bu sayede yaşantıları olumluya çevirebiliriz. Önemli tarihler;

5 Haziran 2020 yay burcunda ay tutulması
14 Aralık 2020 yay burcunda güneş tutulması
26 Mayıs 2021 yay burcunda ay tutulması
4 Aralık 2021 yay burcunda güneş tutulması

Bu döngüler sırasında bazı şeylere gereğinden fazla veya yanlış anlamlar yüklediğimizi fark edebiliriz. Belki de haksızlığa uğrayan değil haksızlık eden sizsinizdir? İnsanlara vaat veren, aldanmalarına neden olan bizzat kendimiz bile olabiliriz. Zamanı gelince yaşayıp göreceğiz. Şimdilik inanç ve fikir kalıplarının, öğretilerin, yaşam tarzlarının, adaletin, ahlakın, hukukun, tartışılması mümkün görünmeyenlerin bu iki yıl boyunca bolca tartışılacağını söyleyebilirim. Uluslararası ticaret ve ilişkiler, uzak ve yakını birbirine bağlayan iletişim ve seyahat araçları, dijital uygulamalar, taşımacılık, eğitim ve öğrenim, medya yayıncılık basın sektöründe yenilenmeler ve değişimler bizi bekliyor. Bu alanlarda ileriye dönük proje üretenler avantajlı çıkacaktır.

2020 Haziran ve temmuz ayları boyunca tutulma etkisini bireysel olarak olumluya çevirmek için inandığınız değerlere çevirin dikkatinizi. “Başarılıyım başarısızım, sevilirim sevilmem, sağlıklıyım hastayım, kimseye güvenemem insanlar iyidir” gibi düşünce kalıplarınızı yenilemenizde fayda var. Neye inanıyorsak o yönde hikayelere çekiliyoruz çünkü. Bilinçaltının gücünü anlatan onlarca kitap var; onları okuyabilir, kendi içinizde yarattığınız tuzakları yakalayabilirsiniz. Aynı zamanda arzularımızı gerçeklerimizi doğrularımızı ideallerimizi hayallerimizi sorgulamanın tehlikeli yanlarını ve faydalı yanlarını fark edeceğiz bu dönemde. Kendimize yakınlarımıza ilişki içinde olduğumuz insanlara sahip olduğumuz toplumsal rol gereği yarattığımız ya da onların yarattığı zorlukları göreceğiz. İnandıklarımızın, sorgulamadan peşine takıldıklarımızın zararlarını göreceğiz. Dört bir yanımızı saran sahte gerçekliklere uyanacağız. Plesibo etkisi yaratan konuşmalar, yayınlar, kişisel gelişim uğraşları, ilaçlar, yiyecekler… Aklınıza ne gelirse tüm bunları ayıklamaya başlayacağız. Ve sonra bu döngü sona erecek. Her şeyin başlayıp bittiği gibi.

Güzel günler diliyorum her birinize,

Danışman Astrolog
Aylin İleri

Ay Düğümleri Değişiyor ve Hayat Yeni Kapılar Açıyor

544 1024 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

AY DÜĞÜMLERİ DEĞİŞİYOR VE HAYAT YENİ KAPILAR AÇIYOR

Geri giden gezegenler, gezegenlerin etkileşimleri, Satürn Plüton Uranüs Neptün’ün burç değişimleri, yeniay ve dolunaylar… tüm bunlar esasında bir nokta için çalışır. Bu verileri bir araya getirdiğimizde seçimlerimizin, zamanın ruhu ile uyumlu olup olmadığı hakkında yorumlar getiririz. Gezegen veya herhangi bir sabit bir yıldız olmayan fakat dünyanın ve kişisel yaşamlarımızın nereye doğru aktığı ile ilgili bilgi veren sembolik bir nokta! Ay Düğümleri

Ay’ın ekliptiği kuzey ve güneyden kesmesiyle elde edilen bu iki nokta her 18-19 ayda bir değişir. Usta sörfçülerin büyük dalgalara karşı yüzmek için yönünü değiştirdiği gibi biz de ay düğümlerinin değişimine göre pozisyonumuzu yenilemeliyiz. Onunla birlikte akmak ve yol almak için onun ritmine ayak uydurmalıyız yoksa sörf yaparken kemiklerimiz kırılabilir. Ay’ın ekliptiği kuzeyden kestiği noktaya kuzey ay düğümü (kad), güneyden kestiği noktaya güney ay düğümü (gad) deniyor. İki nokta birbiri ile tam zıt yönde hareket ediyor. Tıpkı yin ile yang, iyi ile kötü gibi. Her birimizin bireysel doğum haritasında bulunan bu noktalar ruhumuzun yolculuğu ile ilgili bilgiler veriyor. Bu ikisi arasında bir denge yaratabilmek hayatımızda da bir denge ve beraberinde ruhsal bir tatmin sağlıyor. Yani buradaki düğümü anlayıp çözebilirsek bir nevi üst bir bilince geçiyoruz. Aynı zamanda Kuzey, yönümüzü çevirmemiz gereken tarafı güney ise dikkatli olmamız gerekenleri işaret ediyor. Güneş ve ay tutulmaları da bu noktaya yakın derecelerde gerçekleşen yeniay ve dolunaylarla birlikte oluşuyor. Aslına bakarsanız bu çok yönlü ve derin bir konu. Şimdi günümüze gelelim ve değişen gökyüzü altında, zamanın ruhunun işaret ettiklerine bakalım.

5 Mayısta KAD İkizlere, GAD Yay burcuna geçiş yapıyor.

İkizler burcu öğrenmek, dinlemek, sağlıklı sorular sormak, kendini ifade edebilmek ve mizah duygusu ile ilgilidir. Öyleyse hayatımıza tatbik etmemiz gereken en önemli şey sormak ve soruşturmak olmalı, merakımızın peşinden gitmeliyiz. Bize sunulan bilgileri kabul etmek yerine hakikatin peşine düşmeliyiz. Ezber bozmak ve alışılmış kalıpların dışına çıkmak zihnimizi aydınlatmanın ve genç kalmanın ilk koşulu. Bildiğini düşünen insan merakını kaybeder, soru sormaz zaten biliyordur, neden uğraşsın ki? Ama dalganın yönü bir şekilde sizi bu yöne doğru itekleyebilir, hemen hayır demeyin. Yaşım geçti, işim çok, sorumluluklarım fazla, param yok, ilgimi çeken bir şey de yok, hem zaten ben bunları daha önce öğrenmiştim, yaptım da demeyin. Sadece gelen zarfı bir açın, bakın, belki içinde yepyeni bir çağrı vardır. Aynı zamanda belli bir konuda sözcü olmak, birilerinin adına konuşmak veya aracılık etmek önünüze çıkan gelişim fırsatlarından birkaçı olabilir. Yazarak çizerek kelimelerin gücünü kullanarak kendimizi daha iyi ifade edebilmenin yollarını aramalıyız. Yeni şeyler öğrenmeye ve öğrendiklerimizi paylaşmaya açık olmak bize avantaj sağlayabilir. Burada dikkatli olmanız gereken en önemli konu ise tarafsız olmak! Taraf olduğunuz anda ve bildiğinizi varsayarak kendinizi kapattığınız anda GAD’ın yani yay burcunun karanlık yanı kapınızda bitebilir. Yeterli veriye sahip olmadan, dinlemeden, anlamadan, görüş almadan sadece kendi bilgi ve doğrularınızdan yola çıkarak hareket ederseniz geriye düşersiniz. Beslenmeden, eğitime, dinden, politikaya, çocuk yetiştirmekten spor yapmaya kadar hayatın her alanında edindiğimiz deneyimler ışığında hareket ediyoruz. Bu deneyimleri (yay) oluşturan ise bilgidir (ikizler).

Yakın çevremizden, ailemizden, okuldan, ilişkilerden öğrendiklerimiz bizi şekillendiriyor. Almış olduğumuz bu form zamanla katılaşıyor. Bazılarımız yeterli esnekliğe sahibiz; ikizler başak yay ve balık burçları doğuştan bu konuda yetenekli. Özellikle aslan kova akrep boğa burçları bu süre zarfında esneklik kazanabilmek için daha fazla gayret göstermeliler. Koç terazi yengeç ve oğlaklar da değişime ayak uydurmaya çaba harcarken şansı yaver gidenlerden. Alışkanlıklarımızı ve inandıklarımızı değiştirmek çoğu zaman bizi zorlasa da şimdi değişim zamanındayız. Bildiklerimiz değişiyor, hayat hızlanıyor. Alışkanlıkları, yanlış inançları yıkmanın zamanındayız. Özellikle 21 Aralık 2020’de Satürn ve Jüpiter’in bir başka hava elementi olan kovada birleşmesiyle birlikte insanlık olarak bir sıçrayış yaşayacağız. Bunun adı bilgi çağı mı olur yoksa dijital devrim mi denir bilemiyorum ama bilginin öneminin artacağı kesin. Biz de bir şekilde değişen çağa uyum sağlamanın kendimize özgü şekilde bir yolunu bulabiliriz.

Diğer taraftan bu geçişi “yin yang” olarak iyi ve kötü şeklinde ele alırsak; işimize yarayan pratik ve sağlıklı bilginin yanında bizi ikileme sokan, güvenilir olmayan bir veri akışına maruz tutulabileceğimizi öngörebiliriz. Söylentiler, yalan yanlış haberler, kaynağı belli olmayan bilgiler, demagojik söylemler, akla mantığa uymayan fakat belli gruplara hizmet eden yayınlarla karşılaşabiliriz. İkizler ve yay burçları; haberleşme medya yayıncılık reklam iletişim eğitim-öğrenim inançlar dinler ile ilgilidir. Aynı zamanda uzakları yakına getiren lojistik turizm ve yolculuklarla doğrudan bağlantılıdır. Bu sektörlerde yeni gelişmelerin doğacağını tahmin edebiliriz. Türkiye haritasında ay düğümlerinin geçiş yaptığı ikizler-yay burçları, 6-12. evlere denk gelir. Bu alanlar; hizmet sektörü, ordu, polis, hastaneler, hapishaneler, devlete ait veya gönüllü yardım kuruluşları, vakıf ve dernekleri kapsar. Özellikle KAD’ın Türkiye’nin 12.evinde hareket ediyor olması; bu konularda kontrolümüzün dışında gelişen olayları gün yüzüne çıkabilir. Gizliden gizliye süren işler-süreçler soruşturmalar, birden bire doğan engeller, zorunlu kısıtlamalar, talihsizlikler, ambargolar gibi öngörmekte zorlandığımız, bu yüzden de yönetemediğimiz ancak olduğu zaman fark edip pozisyon alabileceğimiz olaylarla yüzleşebiliriz. Haziran 2020’de, bu alanda yer alan, Türkiye haritasında halkı, toplumun sağlığı huzuru ile bütçesini anlatan Ay’ın üzerinde bir güneş tutulması gerçekleşiyor. Bu tarih oldukça dikkat çekici. Finansal kurumlar ve ekonomistlerin, ekonomik daralmadan ve büyüyebilecek olan işsizlik rakamlarından bahsettiği bugünlerde, yeni ve daha ciddi önemler alınması söz konusu olabilir. Ekonomik ve sosyal açıdan elimizi kolumuzu bağlayan koşullar iyi yönetilebilirse süreci yenilenerek atlatabiliriz. Kad’ın olduğu taraf bir şekilde zamanın ruhunun bizi çağırdığı tecrübeyi anlattığını hatırlatmak isterim. Toplumsal olarak içinden geçeceğimiz sürecin kolay veya zor olacağını kolektif bilincimiz, seçimlerimiz belirleyecektir.

Bu önemli konuyu, Twitter’da takip ettiğim Dücane Cündioğlu’nun bana ilham veren paylaşımıyla tamamlamak istiyorum. Değişen düğümlerin dünya gündemi ve bireysel hayatlarımızda yaratacağı olası değişimi harika özetliyor. “inancın özü değişmemek, hep aynı kalmaktır, daima eskisi makbuldür. Düşüncenin özü ise sürekli değişmektir, makbul olan hep yenisidir. Gözden geçirilmezse eğer, düşünceler inanca dönüşür ve korunması gerekenle terkedilmesi gereken arasındaki ayrım zamanla ortadan kalkar”. İyi dileklerimle,

Venüs Geri Gidiyor 13 Mayıs-25 Haziran 2020

620 413 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

VENÜS GERİ GİDİYOR 13 MAYIS-25 HAZİRAN 2020

Aşkın ilişkilerin güzelliğin ve paranın gezegeni Venüs, ikizler burcunda geri gitmek için 13 Mayısı bekliyor. Peki, “şimdi neler yapıyor?” diyorsanız bugünlerde hızı oldukça düştü, yerinde sayıyor desem yanlış olmaz. Üstelik yerinde sayarken Neptün’den de açı alıyor. Yanılgıların artabileceği, beklentilerin gerçeküstü şekilde arttığı, bir nevi rüyalar denizinde yüzeceğimiz mayıs ayına giriş yapıyoruz. Düşünceler fikirler diyaloglar havada uçuşabilir. Birilerinin, hiç olmadı evrenin kafasını şişirebiliriz. Eğer sanatla edebiyatla müzikle resimle yazıyla uğraşıyorsanız yani bir şeyler kurguluyor ve tasarlıyorsanız müjde! Rüzgâr tam tersi yönde esiyor, üretmenin tam zamanı. Böyle zamanlarda gerçek hayatta umduğunu bulmak kolay olmaz fakat sanat ve yaratıcılık alanında fırsatlar doğar. İlişkilerde, ortaklı işlerde, parasal yatırımlar ve finans piyasalarında göremediğimiz öngöremediğimiz gerçekler canımızı sıkabilir. Daha dikkatli ve akılcı olmalı, tedbiri elden bırakmamalıyız. O yüzden bir süre, yaklaşık 45 gün, 25 hazirana kadar bizi bu konular uğraştırabilir.

Venüs 18 ayda bir ve her 8 yılda bir 1-2 derece farkla aynı burçta geri gider. Aslına bakarsanız yakın dereceler arasında mekik dokur. Dünyadan bakıldığında Venüs ile Güneş arasındaki yolculuk gözlemlendiğinde ortaya harika bir mandala çıkıyor, görselde kullandığım desen Venüs’ün 6.12.1882 tarihinde başlayarak her 5 günde bir toplamda 2000 kez ölçülmüş rotasıdır. ”Astrolojik Mandala” programı ile oluşturulmuştur. Bu yüzden Venüs Retrolarında resimde olduğu gibi, geçmişe dönmek ve o dönemde neler olduğunu gözden geçirmek, önümüzdeki günler için size avantaj katabilir. Daha derinlere inmek, bu ipucunun üzerine düşünmek isterseniz 2012 ve 2004 yıllarında Venüs ikizler burcunda geri gitmişti, o yıllara bir dönüp bakın. “Hayat hangi konularda sizi bekletti?” ve “hangi konularda fırsatlar getirdi?”, inceleyin.  

Bunların dışında ikizler burcundaki Venüs; yakın ve sosyal çevre, ikili ilişkiler, kardeşler kuzenler ile olan bağlar, internetten alışveriş konuları, kadın sağlığı ve hastalıkları (Zühre=Venüs demektir), kadın bedeni, cinsellik, seyahat-yolculuk planları, para ile olan ilişkimiz, harcama ve biriktirme tarzımız, eğitim-eğitsel işler, fikir sanat eserleri, haberleşme-yayıncılık konularıyla da ilgilidir. Bu alanlarda yeni işlere girişmek, adım atmak ileri ki günlerde sizi tekrara düşürebilir, yorar. O yüzden mümkünse haziran sonuna kadar bu temaları yavaşlatın ki muhtemelen hayat size yavaşlatacaktır. Bazen ısrarcı olur, acele ederiz ya, yapmayın. Bırakın zaman kendi ritminde aksın ve yol alabildiği kadar ilerlesin.

Hava elementinde geri giden Venüs; güzel düşünmek, etkili konuşmak, eğlenceli sohbetler yapabilmek, gülebilmek ve gülümsetebilmek, kelimeleri iyi kullanmak, insanlarla geçinebilmek, orta yolu bulmak, barışçıl bir dil geliştirebilmek, anlaşılır olmak, dili sadeleştirerek kendini ifade edebilmeyi anlatır. Aynı zamanda biraz da çöpçatandır, tatlı dilinin ve pratik zekâsının gücüyle herkesle flört eden biri gibidir. Geri gitme döneminde bu konular, olumlu veya olumsuz, daha çok gündeme gelebilir. Kendinizi ve yakın çevrenizi bu başlıkların penceresinden değerlendirebilir, kendinizi geliştirebilirsiniz. Venüs değer verdiklerimiz ve bireysel olarak değerlerimizle yakından bağlantılıdır. Belki de bazı konularda kafanız karışmış veya karışacak olabilir. Değerlerinizi, değer yargılarınızı yeniden ele almanızı gerektiren karmaşık durumlar içine düşebilirsiniz. Geçmişe ait ilişkiler, geri gelen sevgililer, küstüğünüz ya da kırgın olduğunuz insanlar, dedikodular hatta sizinle ilgisi olmayan ama yakın çevrenizde dönen ve bir şekilde kulağınıza gelen çokça bilgi yumağı içinde zihniniz yorgun düşebilir. “Bayramda sevdiklerimizi görebilecek miyiz?, üniversite sınavı, eğitim takvimi, parasal konular vb. süren ikilemlerden bitkin düşebiliriz. Mantığınız ile istekleriniz çelişebilir. Bu günlerde ihtiyacınız olanı, hayatınızı güzelleştirecek ve kolaylaştıracak olanı aramaya bakın. Malum, “Arayanlar bulamaz; ama bulanlar hep arayanlardır“. Gerçekte duymak ve bilmek istediğiniz nedir ve ne değildir? Belki de susmak size iyi gelebilir. Kelimelerinizi, duygularınızı tartıp biçmek için daha az konuşmaya, sosyal medya kullanımını azaltmaya ihtiyacınız olabilir. Bilgi kirliliğinden uzak durabilirseniz, kendi sesinizi duyabilirsiniz ki bunu duymak çok özeldir. İnsanın kendi içi sesi ve bilge yanıyla karşılaşma anı çok kıymetlidir. Ruhsal açıdan, bunu bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Ayrıca enerji astrolojisine göre, ikizlerde geri giden Venüs, bedenimizdeki 2. ve 5. çakraları aktive eder. Üreme üretme hayattan keyif alma ile konuşma ve dinlemeyi anlatan bu iki enerji merkezini temizlemek için basit fakat etkili yöntemler bulun. Örneğin, dans etmek 2. çakrayı olumlu aktive eder. Müzik dinlemek ve zaman zaman ona eşlik etmek de 5. çakrayı olumlu etkiler.

Özellikle 22 Mayıstaki yeniay ile 2-3-4-5 Haziran günleri daha dikkatli seçimlerde bulunun. Genel olarak Venüs’ün geri gitmeye başladığı nokta olan 21 derece ikizlere yeniden ulaştığı 28 Temmuza kadarsa tedbirli ilerleyin. Sevgi dolu sağlıklı günler diliyorum.

Mars Satürn Kavuşuyor, Gerilim Artıyor

676 570 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

MARS SATÜRN KAVUŞUYOR, GERİLİM ARTIYOR

Yeni haftaya ay ikizler burcundayken başlıyoruz. Merak ve hareketlilik içindeyiz. Çok sayıda şey konuşuyor ve duyuyoruz fakat realiteye baktığımızda aslında her şey aklımızın içinde olup bitiyor. Henüz fikir ve sözlerimizi gerçekleştirmek için önümüzde duran engeller ortadan kalkmış değil.Hafta boyunca gökyüzünde önemli hareketlilikler var. 22 Martta kova burcuna geçen Satürn’ün bir misafiri var, Mars.

Kova burcunun ilk derecesinde bugün, 30 Martta bir araya geliyorlar. Bu burç, özgürlükler ve yenilikler ile ilgilidir. Yan yana gelen bu iki gezegen, sınırlayan baskılayan unsurları aşmak için çaba içinde olmanın önemini vurgular. Çoğu zaman bu gerilim yorucudur, hiç bitmeyecekmiş gibi gelir ve insanı depresifleştirebilir. Aynen şimdi olduğu gibi. O yüzden moralinizi ve umudunuzu yüksek tutmanız çok önemli. Kova burcunda gerçekleşen bu birleşim bir yanıyla olumlu bir enerjiyi beraberinde getirdiği için şanslıyız. Bilimsellik ve objektifliği, sağduyuyu koruyabilirsek engelleri aşmanın bir yolunu bulabiliriz. Öyleyse bu etkileşimin, bize bir sıçrayış yaşatacak yeni bir bilgi veya süreci başlatacağını öngörebiliriz.

Diğer taraftan klasik astrolojide Mars ve Satürn kötücüller olarak bilinir. Yan yana gelmeleri iyiye yorulmaz. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki insanlar, sağlıklı bir gelecek adına bir süredir hareket etmemeye, hayatlarını gönüllü olarak durdurmaya devam etse de korku ve endişemizi artıran bir nedenin daha ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Dediğim gibi iki uğursuzun bir araya gelişi pek hayra alamet olarak görülmez, illa ki bir konuda kısıtlanmayı ve beraberinde mücadeleyi getirir. Hareket özgürlüğümüzün bir süre daha sınırlanmaya devam edeceğini, sağlığımızın tehdit altında olmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Bunun zaten içindeyiz. Peki başka ne olabilir?

Bu kompozisyona yıkıcı enerjisiyle bilinen Plüton’un, oğlak burcundaki Jüpiter ile 28 Marttan bu yana beraber olduğunu da eklemeliyiz. Ayrıca boğa burcundaki Uranüs de bir köşede Marsın ona doğru gelişini bekliyor. Mars, 1 Nisan’da Satürn’den uzaklaşırken Uranüs’e doğru ilerlemeye başlayacak. 8 Nisan’da doğacak dolunaya kadar yükselen bir gerilim hattı üzerinde gezineceğiz. Durmak zorunda kalan sistemin çarkları içinde sıkışıp kaldık. Bildiğimiz gibi de ilerleyemiyoruz. Bize “evreka, buldum!” diyecek biri veya bir kurum lazım. Fakat o tarih, 21 Aralık 2020 sonrasını bulabilir. Jüpiter ve Satürn’ün kova burcunun ilk derecesinde birleşeceği gün, beklediğimiz sıçramaya doğru ilk adımı attığımız önemli bir gün olabilir. Aynı şekilde 2021 yılının genelinin oldukça hareketli ve yenileyici olacağını söyleyebilirim. Haziran 2020’de ay düğümlerinin ikizler-yay aksına geçip yeni bir tutulma döngüsünü başlatmasıyla hayatımız şimdikine nazaran daha hızlı akmaya başlayabilir. 

Günümüze geri dönersek gökyüzü hareketlerini incelediğimde, bazı güçlerin elindekileri kaybetmemek için süreci olduğundan da fazla zora soktuklarını bu dönemde fark edeceğimizi düşünüyorum. Güç ve iktidarı koruma saplantısı, ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde protestoların artışına neden olabilir. Hatta bazı insanların ölçüsüz ve akılsız davranıp, hasta veya hasta potansiyeli olan insanlara karşı zalimce davrandığını işitebiliriz. İsyanımız ve tepkimiz çeşitli sebeplerle toplumların her tabakasına yayılabilir. Bireysel hak ve özgürlüklerimizin bütünün hayrına kısıtlandığı bugünde, durumun kötü niyetle kullanılmaya başlandığına tanıklık edebiliriz. Sınırlarımızda sınır komşularımızda hareketlilik gözlenebilir. Bir şeyler yapmak isteyebiliriz. Ancak sokağa çıkamıyoruz, nasıl protesto edebiliriz tepkimizi gösterebiliriz ki? İşte bu noktada sosyal medya, elektrik, internet ve iletişim araçlarının özgürce kullanımı konusu dikkati çekmeli. Sistemin izin verdiği ölçüde tepkimizi gösterebiliyor, bildiklerimizi paylaşabiliyor, doğru bilgiye sınırlı bir biçimde ulaşabiliyoruz. 8 Nisan terazi burcundaki dolunaya kadar çekişmenin arttığını söylemek isterim.

Bu tarihe kadar işbirliği yapmanın ne denli zor olduğunu ikili ve sosyal ilişkilerimizde, toplumsal yaşamda tecrübe edebiliriz. Ülkeler ve güç sahipleri arasındaki ikili ilişkiler, çözüme yönelik destekleyici paylaşımlar bu tarihle beraber daha mümkün olabilir. O güne kadar ‘hep birlikte fakat tek başına’ olmaya devam edecek gibi görünüyoruz. Lütfen bugünlerde aşırı risk almayın. Güvenli alanınızda kalın, tedbirle hareket edin. Finansal konuların aşırı dalgalandığı böyle zamanlarda harcama ve yatırımlarda dikkatli olun. Sağlıklı ve huzurlu bir hafta diliyorum.

Danışman Astrolog
Aylin İleri

Hoş Geldin Satürn Kova

750 1000 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

HOŞ GELDİN SATÜRN KOVA

Bugünlerde bireysel ve toplumsal anlamda bir değişim sürecinin içindeyiz, bunu hepimiz yaşıyoruz ve daha ilerisinin olacağını hissediyoruz. Bizi zorlayan şey ise değişim değil, onun zorunlu bir ihtiyaçtan doğuyor olması!

Satürn’ün oğlak burcunun son derecesine geçtiği 10-21 Mart tarihleri, bireysel ve toplumsal özgürlüklerimizin, uluslararası dolaşım serbesti ve ticaretin belirli süreyle devlet tarafından kısıtlandığı, covid-19’un neden olduğu karantina günleri ile eş zamanlı gerçekleşti. Astrolojide Oğlak burcundaki Satürn, devlet-otorite eliyle gelen kısıtlamaları engelleri anlatır. Özellikle bu gezegen burcun son derecesinde ise bu durum bir krize dönüşür, içinden çıkılmaz bir hal alır. Çin hükümeti ülkede başlayan korona virüs salgının ardından 58 milyondan fazla insanın yaşadığı Hubei eyaletini 23 Ocak’ta karantinaya almıştı. 12 Martta Dünya Sağlık Örgütü, Çin’de ortaya çıkan ve pek çok ülkeye yayılan virüsü ‘pandemi’ olarak ilan etti. “Her ülke kamu sağlığını korumak ile ekonomik ve sosyal faaliyetlere yönelik kısıtlamaları en az seviyede tutmak arasında hassas bir denge bulmalı, bunları yaparken insan haklarına da saygılı olmalı” açıklamasında bulundu ve birbiri ardına devletler önlemler almaya başladı. Bunlar olduğu sırada Satürn bu kez 22 Martta özgürlükleri, bireyi-birlikleri anlatan kova burcuna geçiş yaptı.

Şimdilerde kimimizin kendi OHAL’ini ilan ettiği kiminin ise sokağa adımını atamadığı zamanları yaşıyoruz. Aslında hep beraber bu kocaman dünyada birbirimize ne denli bağlı olduğumuza tanıklık ediyoruz. Hiç tanımadığımız, görüp bilmediğimiz, duymadığımız bir yerde bir şeyler oldu. Aynı apartmanda yaşadığımız komşularımızı tanımazken Çin’deki bir virüs nasıl olup da gelip bizi buldu? Neler oluyor dünyada? Hani sınırlarımız vardı, korunuyorduk. Vizeler, askerler, uzak ülkelere gitmek için bindiğimiz araçlar, harcadığımız emek zaman ve paralar. Meğerse birbirimize çok yakınmışız. Taşıyıcı veya hasta bir kişinin 400 sağlıklı bireye hastalığı yayabildiğine inanmakta hala zorlanıyoruz. Bu bizim bildiğimiz alışık olduğumuz bir hız kavramı değil çünkü.

Sarılmak, tokalaşmak, bir yerlere gitmek, birlikte zaman geçirmek, ihtiyaçların için dışarı çıkıp alışveriş yapmak, işe gitmek, çocukları okula uğurlamak… Hayatımızın rutini içinde yer alan her şeye yabancılaşmak zorunda kaldık. Kova burcunun hayata bakışı da biraz böyledir. Bir camın ardından deney odasında neler olup bittiğini izleyen bir bilim adamı gibidir ya da fotoğraf makinesinin arkasından anları yakalayan bir fotoğrafçı gibi. Bulunduğu andaki olayın veya ilişkinin içine tam girmeden gözlemlemeyi sever. Bireysel anlamda sınırları çok kıymetlidir. Herkesle olmak ama herkes gibi olmak istemez çünkü. Farklı olmak ve farkında olmak ister. Bir kimseyi veya topluluğu tanıyıp tanımadığı önemli değildir, onlarla eşit fakat kendine has yetenek ve donanımıyla bilinir, saygı duyulur olmak ister. Bizde bugünlerde hayatın içine giremiyor, dışarda bir yerlerde tutuluyoruz. Bireysel alanımız ile diğerlerinin güvenli alan çizgileri birbirine geçmiş durumda yaşamaya alışmış gibiydik aslında. Özel yaşama saygı, bireysel haklar-özgürlükler, toplumsal normlar, ahlak-vicdan, düşünce özgürlüğü… Tüm bu kıymetli kavramların içinin boşaldığı, çorba olduğu bir düzende hep birlikte sarmaş dolaş yuvarlanırken bir anda durmak zorunda kaldık. Gerçi anlıyoruz ki medeniyet dediğimiz şeyin içi de boşalmış aslında. Bize büyük köklü bir devrim gerek, hazır mıyız? E öyleyse hoş geldin Satürn Kova!

Yunus Emre gibi insan sevgisi ile dolu çok sayıda bilgenin doğup büyüdüğü topraklardan gelen muhteşem bir mirasa sahibiz. Yaratılanı severim yaratandan ötürü, şiirini yeniden okumanızı çok isterim. Evrensellik, hoş görü ve sevgiyi anlatan o felsefeyi. Bizim gibi diğer milletlerin de sahip olduğu harika değerleri zenginlikleri erenleri var. Onları hatırlayıp değişen çağa ayak uydurmanın, umudu yeşertmenin, yeni bir düzen ve yaşam tarzı geliştirmeye çabalamaktan başka yolumuz yok. Evrenselliği sözlükte yer alan bir kavram olmaktan çıkarıp hayatımıza uygularsak zor başlayan değişim heyecanla sürebilir. Yoksa birbirimizi engelleyip, hareket ve düşünce alanlarımızı kısıtladığımız, teknolojiyi dünya ile paylaşmak yerine onun nimetlerini kişisel veya toplumsal çıkarlar içinde kullanmaya devam ettiğimiz zor zamanlara doğru ilerliyor olacağız. Birbirimize yabancılaşacağız.

Bireysel anlamda yenilenmek ve çağa uyum sağlamak için alışkanlıklarımızı yıkmamız gerekecek. Bazılarını değiştirmeye hazırdık ya diğerlerini? Bu zamanda kendi bildiğinizde ısrarcı davranıp, eski tas eski hamamda kalırsanız yandınız. Hızınızı artırmaya bakmalısınız. Geleceği düşünüp hayal kurduğunuz çok olmuştur, şimdi onları geliştirme zamanı başlıyor. Fakat burada altın oran olarak ifade edebileceğim ilkeler var. Bunları aklınızdan çıkarmayın.

Diğerlerinin özgürlüğüne, sınırlarına saygı duymak

Fikir ve paylaşımlara açık olmak

Yeni deneyimlere, uygulamalara açık olmak

Gerçeğe, olan bitene uyum sağlamak

Farkındalık kazanmak

Objektif kalabilmek, kişisel almamak

Bilimi ve insani değerleri önemsemek

Bu gezegen 2023 Mart ayına kadar bu burçta hareket ediyor olacak. İçinde bulunduğumuz durumu derinlemesine incelediğimizde; bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal özgürlüklerin, dünya vatandaşı olmak ile bir devletin vatandaşı olmanın, ulus devlet ile sosyal devlet olmanın farkını vurgulayan deneyimlerden geçeceğimizi öngörmek mümkün. Tüm bunlar olurken değişim gezegeni Uranüs’ün parayı ve sahip olmayı anlatan boğadaki yolculuğunun, finans ve para piyasalarında bolca çalkantıya neden olabileceğini söyleyebiliriz. Değerli ve kıymetli olan, para eden şeylerin değişmeye başladığına tanıklık edeceğiz. Hatta neyi ne ile ölçtüğümüz, değer verdiğimizde değişecek. Özellikle bu iki gezegenin birbiri ile çatıştığı tarihler çok dikkat çekici. Bunlar 2021 yılında 18 Ocak, 17 Şubat, 15 Haziran ve 24 Aralık günlerinde yaşanacak. Daha bir yıl var demeyin zaman ve hız kavramlarının değişiyor olduğunu, uzak ve yakın, öteki yerine farklı tanımlamalar getirmemizin bizim için önemli olacağını unutmayın. Bu süreçte dikkat çeken bir başka gökyüzü hareketi ise, Mayıs ayından itibaren 19 ay boyunca, tutulma burçlarının ikizler-yay aksına kayıyor olması. Bu geçişten yola çıkarak, bilginin öğrenmenin zihinsel olarak uyanık ve aktif olmanın bizlere yeni kapılar açacağını söyleyebilirim. Önümüzü tıkayan tutumlar ise, kibir ve tembellik, yalan-dolan, kişisel sınırları bilmemek, saygısızlık, yargılama, fanatizm, dogmatizm… Yani alışılmışın dışına çıkamamak ve her konuda fikir sahibi olduğuna inanıp öğrenmekten kaçmak.

Gökyüzünde nereye baksam gördüğüm şey aynı, değişim başladı ve bize çok Uzakta değil!

Danışman Astrolog
Aylin İleri

 

24 Mart 2020 Koç Burcunda Yeniay

1024 576 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

24 MART 2020 KOÇ BURCUNDA YENİAY

24 Mart salı günü öğle saatlerinde 12.28’de koç burcunda yeniay doğuyor. Bu gerçekleşmeden hemen önce, 20 mart günü, güneş koç burcuna geçerek ilk bahar ekinoksunu başlatacak ve baharın müjdesini verecek. Yılda iki kez gerçekleşen ekinokslar, ilkbahar ve sonbaharın habercisidir. Gece ile gündüzün eşitlendiği bir döngüyü içinde barındırdıkları içinde ayrıca önem taşırlar. Kısa süreliğine de olsa dengeyi ve eşitliği yer yüzüne taşırlar. 20 Marttan hemen sonra denge, aydınlık yönünde artmaya başlayacak. Gün ışığının artmaya başlamasıyla hayat enerjimiz ve gücümüz artacak. Hayatta kalmak, zorlukları aşmak ve yenilenmek için cesaret toplamaya başlayacağız. Tam da ihtiyacımız olan şey! Kaosu, ne yapacağını bilmemeyi anlatan balık burcundaki güneşin 20 Martta koç burcuna geçerek gücümüzü artırmasını umuyoruz.

Bazı özel gökyüzü görünümlerinde yorumlama yaparken gezegenler dışında asteroidlerden de faydalanırız. Yeniay derecesine çok yakın konumda olan Kiron (chiron-kayron), yeniay yorumuna farklı bir anlam katıyor. Satürn ile Uranüs arasında gezinen bir asteroid olan Kiron, ayrıca mitolojide yarı insan-hayvan olarak bilinen yaralı bir şifacı anlamına geliyor. Asıl önemlisiyse KironPsikolojik Astrolojiye göre “yara ve şifa” ile bağdaştırılıyor.  Hikayeye göre bu yara ancak onu iyileştirmeye çalışmaktan vazgeçmeyince kabuk bağlıyor.  İç sesinizi duymazdan gelip bir şeyler yapmak için çaba harcamayınca büyüyor.  Tam anlamıyla iyileşmeyen ama bize daha iyi olmak için ilham ve güç veren bir ‘yara’dan bahsediyoruz.  Kiron 2018 yılı nisan ayında, savaşçı olarak bilinen, Koç burcuna geçmişti. Bu yolculuk 2027 yılına kadar sürecek ve bu dönemde doğacak kuşağın yaşamı üzerinde etkileri olacak. Daha önce Kiron 1968-1976 yıllarında Koç burcunda idi ve şimdi bu yıllarda doğanlar içinse, yepyeni bir döngü başladı. Yaraları sarma, iyileştirme ve başkalarına ilham ve cesaret verme döngüsü! Kiron Koç burcunda doğanların asıl meselesinin ne olduğunu öğrenmek isterseniz yazımı bu linkten okuyabilirsiniz. Şimdi bugüne 2020 yılına gökyüzüne bakalım. 

Yeniayla birlikte sorunların üstesinden gelmek için aradığımız cesaret ve ilhamı bulabiliriz. Bir süredir her yerde herkesin gözünde gördüğümüz “çıkış yok” yazısı yerini, “bir çıkış yolu olmalı” ya bırakacağını düşünüyorum. Sürü psikolojisi ile hareket etmek, telaş ve kaygı içinde olmak yerine bu problemle nasıl başa çıkarız meselesinde daha bilinçli davranabiliriz. Kişisel anlamda alabileceğimiz çok sayıda tedbir var veya yok. Korkularımızla, en kötü senaryo ile yüzleşebiliriz. Gerçekçi olup durumla yüzleşecek bilinci yakalayabiliriz. Bu sayede yaramıza merhem olacak, alternatif bilgi ve önerilere ulaşabiliriz. İçinde bulunduğumuz durumu toparlayacak yeni adımlar yöntem ve keşifler yaratabiliriz. Ticaret, sağlık ve finans sektörü ile ilgili hiç denenmemiş yöntemler uygulamaya sokulabilir. Zira 22 Martta kova burcuna geçecek olan Satürn, yeni buluşları keşifleri hızlandıracağa benziyor. Corona virüsün yayılımı ve kontrolü, tedavisi için yeni gelişmeler gündeme gelebilir. Birlikte yaşamak, alıştığımız yaşam koşullarını sürdürmek ile ilgili farklı uygulamalarla karşılaşabiliriz. Hayatımızın kişisel ve toplumsal sağlığımız için sınırlandığı bugünlerde toplu halde bir yerde bulunmanın yarattığı risk temmuz ayı başına kadar devam edebilir. Belki de bugünlerde yapılacak en güzel şey, özellikle mart ayı sonuna kadar, tek başınalık yolculuğuna devam etmek. Yaşam çemberinizi daraltmak, daha güvenli küçük bir çemberde yaşamak. Uzakları yakına getirmek, teknolojiyi bunun için bir araç olarak görmek. Bireysel anlamda neye ihtiyacınız olduğuna bakmak, sizi motive eden uğraşları hayatınıza katmak ve bedeninizi güçlendirmek. Koç burcu astrolojide savaşçı arketipini temsil eder. Savaşçı mutlaka bir çıkış yolu bulur veya onu bulacağı inancı ile bir hayat geçirir. Umudumuzu kaybetmeyelim.

Işığınızı yansıtmanız dileğimle,

Aylin İleri
Danışman Astrolog

Zor Zamanlardan Geçiyoruz

1024 768 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

ZOR ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ

2020 yılında bizi nelerin beklediğiyle ilgili yaptığım atölyelerde, yılın ilk 3 ayının özellikle Martın zorlu geçeceğini vurgulamıştım. Bireysel tahminler yaparken bu dönem için; canla başla çalışmak, kişisel sorumlulukları üstlenmek, yetişkin olmak, hırslı değil gayretli-gerçekçi olmak, tedbirli davranmak kelimelerini özenle kullandım. Dünyasal açıdan ise öngörülerim; finans ve ticarette daralma, sınırların daha net çizilmesi, mülteci sorunu ve göçler, kitleleri ilgilendiren trajik gelişmeler, savaşın-çatışmaların-anlaşmazlıkların büyümesi yönünde idi. Yorumlarımı paylaşırken yılın başında gerçekleşen oğlak ve yengeç burcu tutulmaları, 18-31 Mart günleri/ 1-7 Nisan arasında gerçekleşecek olan Mars, Jüpiter, Satürn ve Plüton gezegenlerinin birleşmesini, Satürn kova geçişini gözlemleyerek elde ettim.

Zor zamanlardan geçiyoruz, o nedenle Türkiye ve dünya gündemine ilişkin yaptığım tespitleri detaylandırmaya bu konu hakkında yazmaya karar verdim. Olasılıklar hakkında fikir sahibi olmanın bireysel seçimlerimizi yaparken faydalı olacağına inanıyorum çünkü.

Astrolog olarak bizler, gökyüzünde yer alan gezegenlerin burçlarına ve dünyadan bakıldıklarında nerede ve birbirleri ile nasıl ilişki kurduklarına göre yorumlarda bulunuyoruz. O yüzden eskilerin dediği gibi “yukarıda ne varsa aşağıda da o vardır” prensibi ile yorumlar üretiyoruz. Kaynağımız referans noktamız gökyüzü. Tam da şuanda Satürn, Mars, Plüton, Jüpiter oğlak burcunda bulunuyorlar. Öncelikle oğlağın ne anlama geldiğini açıklamakta fayda var, sonra gezegenlerin sinerjisi etkileşimi kısmına geçelim istiyorum. Bu burç doğası gereği gerçekçidir. Fakat içinde bulunduğumuz çağda bu sembolizmanın farklı işlediğini görüyoruz. Gerçeğin peşinde olmadığını, daha çok maddi dünyanın insanı güven içinde hissetmesine neden olan şeylerin (para, statü, saygınlık, güç) peşinde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu mevkiyi korumak için sistemin içinde olmak şart hatta o sistemi işletenlerden biri olman gerekiyor. Bu yolda giderken eğer toplumun ve sistemin dayattığı kurallara uyarken bir yandan kendi değerlerine göre yeni normlar doğrular oluşturabilirsen ne ala, işte gerçek başarı budur.

Kendi doğruların ve kişisel hedeflerin için yolda yalnız yürümek ve toplumsal dayatmalara direnmek! Ancak o zaman kendi gerçeğine ulaşırsın. Medeniyetin gelişimine de katkı sağlarsın. Uzun süredir beri robot gibi yaşar olduk, ezbere yaşıyoruz, yuvarlanıp gidiyoruz. Ya hedeflerimiz çok yukarıda ya da hiç yok, hayatta kalsak yeter. Gelir gider dengesi tutsun, asgari ödemelerimizi yapalım, üç beş arkadaşımız olsun, hasta olmayalım, farkında olmayalım yeter. Peki yaşamın hakkını vermek, insan olmak gerçekten bu mudur? Engin Gençtan “insan olmak” kitabında her bireyin kişisel sorumluluğunu üstlenmesi ve hayatta bir anlama sahip olması gerektiğini vurgular. Mutluluğumuzdan bir sorumluyuz, hayata anlam katmak bizim elimizde, bu yolculuk bizzat bize ait. Oğlak demek, kendine bir hedef belirleyip o yolda adım adım ilerlemek, kendin bulmak-geliştirmek ve diğerleriyle bütünleşip toplumsal bir kimlik geliştirmek demektir. Bireysellikten toplumsallığa geçiştir aslında bu yolun özeti. Biz burada bir yerlerde tıkandık. Aşırı bireyselleştik-bencilleştik, üretmenin değil de tüketimin bizi mutlu edip medeniyete ulaşacağımız yanılgısına kapıldık. Yozlaştık, yalnızlaştık, mevki statü peşinde koştuk. Hedef sadece elindekileri korumak ve mümkünse fazlasını elde etmek olunca, insanoğlu otoriter rejimlere yöneldi. Dünyayı yönetenlere, iktidar ve güç sahiplerine, demokrasiye, sözde STK’lara, uluslararası örgütlere bakarsak bu gerçek apaçık önümüzde.

Sistemin çöktüğünden, yıkılmak üzere olduğundan bahsedip duruyoruz. Hatta dünya ekonomisinin durgunluğa doğru gittiğinden bu yüzden savaş ekonomisinin hep canlı tutulduğundan vs. İklim değişikliğine önlem alarak katkımız olur mu bilinmez ama bu yönde ortak bir karar bile alamıyoruz. Ticari kaygılar, para, güç önümüze engel olarak çıkıyor. Medeniyet diye tanımladığımız şey artık çok da şey değil! Aslında içinde bulunduğumuz zaman sürpriz de değil. Bunun olacağını hepimiz hissediyorduk, öyle değil mi?

19-22 Martta Mars Jüpiter ile yan yana olacak. Bu birleşim bugünlerde hakim olan virüsün yayılımını ve beraberinde savaş enerjisini artırabilir. Jüpiter dokunduğu gezegeni büyütür, etkisini artırır. Yanı başındaki Mars ve Plüton olunca; akla krizin büyümesi yıkımın artması geliyor. Hemen ardından Mars Plüton ile birleşecek, sonra Jüpiter Plüton ile yan yana gelecek, bu üçlü hep yan yana özetle, 31 Marta kadar büyüyen kriz enerjisinin etkisi altındayız. O çok övündüğümüz küreselleşme şu anda dünyanın başına bela oldu. Çünkü elimizdeki gücü medeniyeti geliştirmek için değil kişisel ve toplumsal çıkarlarımızı güçlendirmek için kullandık. Hastalıkları ve vücudun savunma sistemini anlatan Marsın bu gezegenlerle bir arada olması da çok pozitif gelişmeleri doğurmaz. Kayıpları, enfekte olan insan sayısını artırır maalesef. Bir yandan Mars gerginlik çatışma rekabet ve savaş demektir; süre gelen tedirginlik, sınırların kapatılması, ticaretin ve uluslararası dolaşım serbestinin bir süre daha engellenmesi, finansal kayıplar, rezervlerin erimesi şeklinde kendini gösterebilir.

Ticaretin, serbest dolaşımın durmasıyla hayatta bir anda duruverdi. Bir birinden çok uzakta olsak da aslında ne kadar yakın ve iç içe olduğumuzu gördük. Toplumu yönetenlerin aldığı kararlar; seçimleri ve vazgeçişleri bugünlerde birçok şeyin seyrini etkiliyor. Bizde kişisel anlamda tedbirli olmalıyız. İçinde bulunduğumuz koşulların kısıtların olanakların farkında olarak hareket etmeliyiz. Hatta bir süre durmalıyız. Türkiye’de hastalığın etkilerinin ne ölçüde görüleceğini kestirmek kolay değil fakat bu duruma ek olarak askeri bir hareketliliğin yeniden gündeme geleceğini öngörebiliriz. Oğlak burcundaki gezegen yığılması; sınırlarımızı tehdit ediyor. Belli konularda uzlaştık, ateşkese vardık demek bu atmosferi sürdürmek kolay olmayabilir. Sanki sürekli birilerinin masadaki ağırlığı değişiyor, çetin bir pazarlık süregeliyor. Aktörler el değiştiriyor. Bu tablo hemen değişeceğe benzemiyor. Özellikle ay düğümlerinin mayıs ayında ikizler-yay aksına geçişiyle birlikte 5 ila 21 Hazirandaki tutulmalar Türkiye’nin 12 evini harekete geçiriyor. Bu ev hastaneler hapishaneler perde arkası işler dolambaçlı ve elde olmayan konularla ilgilidir. Ülkemizi, toplumsal huzuru sağlığı gösteren Ay da bu evde 29 derece ikizlerde yer alıyor. Bizi hapseden kısıtlayan koşulların artacağını söyleyebiliriz. Bunun kaynağı finansal koşullar, ekonomik kısıtlar olacağı gibi gündemdeki salgın ve savaş tehditti olabilir.

Yakın zamana dönersek, 22 Martta kova burcuna geçen Satürn en azından temmuz ayı başına kadar; buluş, yenilik, icat, bilimsel çalışmalar, yeni teknolojiler, demokrasi, eğitim, kitlesel hareketler, eşitlik, insan hakları, hümanizm ve uzay konularına vurgu yapacak. O yüzden bu geçiş, var olan sorunlarımıza alternatif çözümler bulmamız yönünden destekleyici olabilir. Fakat 1-7 Nisan arasında Mars bir süreliğine ona eşlik ediyor olacak ve Uranüs de bu kombinasyona dâhil oluyor. Bu bir lastiğin her iki yönden çekilmesine benzer, sonuçta gerilim bir noktada artar ve kopar. 8 Nisandaki dolunaya kadar gündemin sürekli değiştiği ve yükseldiğine tanıklık edebiliriz. Bu dolunay Öncesinde 24 Martta da gergin bir yeniay doğuyor, liderlerle ilgili önemli gelişmeleri beraberinde getireceğe benziyor. En azından bizler kişisel sorumluluklarımızı üstlenip hayatımızı ufaltabiliriz, sınırlarımızı yeniden belirleyebiliriz. Öfkeyi korkuyu değil dünya bilincini geliştirebiliriz. Hepimiz biriz ve sürekli etkileşim içindeyiz aslında. Dünyadaki krizin faturasını hangi ülkede yaşıyor, hangi mesleği yürütüyor olursak olalım beraber ödeyeceğimiz apaçık ortada. İyi dileklerimle,