Posts By :

aylin

JÜPİTER SATÜRN KAVUŞUYOR ve SERÜVEN BAŞLIYOR

1024 678 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Jüpiter Satürn Kavuşuyor ve Serüven Başlıyor, 21 Aralık 2020

Önümüzdeki 20 yılın hikayesi 21 Aralık 2020’de başlıyor. En uzun gecenin yaşandığı bugün ile birlikte başlayan bu yolculuk pek çok açıdan dikkat çekici ve heyecan verici. “Trend yaratan birleşimleri” ile astroloji tarihine damgasını vurmuş Satürn-Jüpiter ikilisi uzun bir aradan sonra hava elementi bir burç olan kovada bir araya geliyor ve yepyeni bir döngüyü başlatıyorlar. Son 200 yıldır toprak burçlarında kavuşmuşlardı (bu süreçte nadiren de olsa istisnalar oldu örneğin, 1980-81 terazi burcunda bir araya geldiler). 2020 Aralık ayında bu büyük toprak döngüsü artık tarihe karışırken yerini tam 200 yıl sürecek yeni bir serüvene bırakacak!

Jüpiter-Satürn’ün kova burcunda en son kavuşması MS 1226 ile MS 1405 arasındaydı ve bu dönem Vebanın birkaç büyük salgınını içeriyordu. Şimdikine benzer bir eşzamanlılık içinde! Avrupa tarihinde bu dönem “Orta Çağ/Karanlık Çağ’ın” sona ermesine ve Rönesans’ın başlangıcına işaret ediyor. Çok fazla yeniliğin doğmasına neden olan kültürel ve politik kargaşa zamanına. Ayrıca hatırlamakta fayda var. Bu dönemlerin ihtişamı hem de eşitsizlikleri var yani, iyisiyle kötüsüyle bir değişim dönemi (kaynak, https://www.astrologyuniversity.com/countdown-to-new-beginnings/).

Astrolojik açıdan bu iki gezegen birbirinin tam zıttı anlamları ifade eder. Eski deyişle Jüpiter en büyük iyicildir, şans ve fırsatlar getirir, genişleme, yayılma, büyümeyi temsil eder. Satürn ise en büyük kötücüldür, daraltır, engeller, kristalize eder, set çeker ve bolca teste tabi tutar. Bu ikili bir arada olduğunda Jüpiter, Satürn’ü bilinenin ötesine geçmek için zorlar. İyimserlik umut katar, onu geleceğe taşımak ister. Satürn, Jüpiter’i denetime tabi tutan bir müfettiş gibidir. Geçmişin gölgesinde ilerler ve hep tedbirlidir, karamsardır, kuralcıdır. Yani biri ileride diğeri ise geçmiştedir oysa biz şimdi şuandayız!

Bu ikilinin kova burcunda olacağı 21 Aralık 2020-14 Mayıs 2021 ile 28 Temmuz-29 Aralık 2021 günleri geçmiş ile gelecek arasında salınmamıza neden olabilir. Geçmişe ve geleceğe aynı anda bakarak yol almak elbette bizi geliştirir fakat mutlaka mevcut düzeni bozan bir etki yaratır. Bu durum istesek de istemesek de geleneksel ile yenilikçi, muhafazakâr ile reformist çelişkisini doğurarak bir iç çekişmeyi veya doğrudan dışarıya yansıyan meydan okumaları, protestoları beraberinde doğurur. Bu ikircikliğin tuzağına düşmeden geçmişten ders çıkarıp kendimize yeni bir gelecek yaratabilmek için dikkatli olmalıyız!

Bir başka açıdan Jüpiter ve Satürn’ün birlikteliğini bir kalp atışına benzetebiliriz. Kalp kasılır (Satürn) ve sonra atar (Jüpiter), bu sayede hayatta kalırız. Büyüme ve küçülme dengede olduğunda hayat devam eder. 2021 yılı içinde Jüpiter zaman zaman ritmi artırıp nabzı yükseltecek daha hızlı koşmak sınırları aşmak için fırsat tanıyacak. Satürn doğası gereği nabzımızı düşürüp hareket kabiliyetimizi sınırlandıracak. Neyi ne zaman yapacağımızı söyleyecek, tıpkı bir ebeveyn veya kanunlar gibi. Bizler artık birer yetişkin olduğumuza göre iyi ihtimalle o içimizdeki otoritenin sesi olacak. O sesle olan iletişiminiz nasıl? Sizi eleştiriyor mu? Sizin farkınızda mı? Çok mu talepkar? Onay ve alkış alabiliyor musunuz? Derdinizden anlıyor mu? İyi ve zor zamanlarda size eşlik edebiliyor mu? 28 Ocak, 11 Şubat, 27 Nisan, 11 Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında doğacak olan yeniay ve dolunayların etkisiyle bu sesleri daha çok işiteceğiz. Mars’ın etkin olacağı 13 Ocak, 20-23 Ocak tarihlerinde de!

Toplumsal anlamda ise bu ikili, iş ve sosyal hayatı ilgilendiren yeni düzenlemelerin, uygulamaların, gelişen sektörlerin veya biten süreçlerin mimarı olacaklar. Hayatımızı kolaylaştıran, kalitesini artıran, yeni ufuklar katan uygulama ve buluşların tetikleyicisi olacaklar. Aynı zamanda bireysel ve toplumsal gelişimin devamı için yeni kuralların, yasakların, sistemlerin de büyük mimarı!

Bu ikili bir hava elementi burcu olan kovada bir araya gelecekleri için fırsat ve engeller bu burcun doğası ile ilgili olacağa benzer. Havaya özgü özelliği ile her an her yerde olabilen bizi saran yaşamsal bir etkiye sahip. Bir burç olarak Kova; kutunun dışına çıkmak, kendin olmak, farkını ortaya koymak, birey olmak ve toplum/grup/aile içinde kendine ait seçim ve özellikleriyle var olmak, kabul görebilmeyi başarmak anlamlarını taşır. Masallarda yer alan “çirkin ördek yavrusu” hikayesini hepimiz biliriz! İşte şimdi bizler kendi yaşamlarımızın bir yerinde bir konuda çirkin ördek yavrusunun geçtiği sınavlardan geçecek ve sonunda kendimiz olmanın coşkusunu yaşayacağız. Bazı seçimlerimiz veya doğuştan getirdiğimiz özelliklerimiz geçmişimiz nedeniyle dışlanabilir veya alkışlanabiliriz. Kendimizi kendimize ispat ederken utanç, suçluluk duygusu yaşayabilir dışlanmaktan korkabiliriz.

Ayrıca kavram olarak kova; eşitlik, yenilik, reform, grup ve birlikler, teknoloji, bilim-ilim, yapay zeka, gen teknolojisi, araştırma-geliştirme süreçleri, dijital uygulamalar, bilgiyi yaymak, deneyimsel süreçler, gelecek, uzay, kaşifler, bilim insanları vb. ile ilgilidir. Tüm bu konuları ve hatta ötesini de kapsayan değişimin ilk sıçrayışı bu ikilinin bir araya geldiği 21 Aralık 2020’de başlıyor. Kimi zaman beraber kimi zaman bir başımıza yapacağımız bu sıçrayışın güzelliklere vesile olmasını umuyorum. Bu ikilinin dozunu artıran bir diğer gezegene değinmeden yazımı bitirmek istemiyorum. Boğa burcunda ilerleyen Uranüs, 2021 yılı içinde 4 kez Jüpiter ve Satürn’e değerek tansiyonumuzu artıracak. 18 Ocak, 17 Şubat, 15 Haziran ve 24 Aralık tarihlerinde! Bu tarihlerde geçmiş gelecek ve şimdi kavramları içinde salınıp duracağız. Alışkanlıklarımızın kattığı güven ile bilinmeyen gerçekliğin verdiği kaygının bizleri adım atmaya zorlayacağını düşünüyorum.

Hava elementi burçları olan ikizler terazi ve elbette kovalar ile yükseleni bu burçtan olanlar bu geçişi iliklerine kadar hissedecekler. Rüzgâr tam arkanızdan eserken neyi geçmişte bırakmak neleri geleceğe taşımak istediğinize karar verin. Ateş elementi burçlar koç aslan ve yay ise bu geçişte rüzgârı karşıdan alacakları için gayretli olmalılar. Toprak ve su elementi olan boğa başak oğlak ile yengeç akrep ve balıklar fırtınanın çıkacağı ve dineceği anları iyi hesaplayarak yol almalılar. Son olarak burcunuz her ne o olursa olsun, ışığınızı tüm renklerinizle yansıttığınız bir başlangıç diliyorum sizlere.

ALDANIŞLAR VE FARK EDİŞLER TUTULMASI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Aldanış ve Fark Edişler Tutulması 14 Aralık 2020

Yılın son tutulmasını haftanın ilk gününde 14 Aralık pazartesi akşamı 19.16’da yaşayacağız. Dünya ve Ay’ın yörüngelerinin kesiştiği (düğümler) noktaya çok yakın bir derecede yeniay gerçekleştiğinden tam bir güneş tutulması yaşayacağız. Yani Ay’ın gölgesi güneşin ışığını bir süreliğine kesecek ve bu deneyimi zamanlama gereği sadece Güney Amerikalılar tecrübe edecekler. Ek bilgi olarak dünyada 18 ayda bir böyle bir tutulmayı yaşıyoruz fakat bize gelme sırasına epey var, 40yıl! Türkiye’de halkalı tutulma 2030, tam tutulma ise 2060 yılında gerçekleşecek.

Astrolojik açıdan Tutulma, düğümlerden güney (toplamda kuzey ve güney olarak iki nokta var) yönünde; sembolik olarak daha çok hataya tekrara düşüren bir tarafta gerçekleştiğinden hikayesini anlatmak için önce gerçekleştiği yay burcunun ne ifade ettiğini anlayalım istiyorum. Bu sayede aldanış ve fark edişleri hayatın neresinde yaşama potansiyelimizin yüksek olduğunu görebiliriz. Haydi başlayalım!

Yay burcu; ahlak, hukuk, prensipler, öğretiler, inançlar, bakış açıları, anlam arayışı, yolda olmak, iyimserlik-neşe, deneyim, macera ve özgürlük gibi hayatımızı bir şekillendiren kavramların yanı sıra bilen sözüne tecrübesine yargısına güvenilen takip edilen insanlar; kanaat önderi-guru-bilim insanı-dini lider, çok gezenler-çok okuyanlar, yüksek öğrenim, uzaklar, yabancılar, yeni ve farklı olan yer ve kültürler, seyahat, ulaştırma, ticaret/e-ticaret, basın-yayın-medya, yayma-paylaşma işi yapan tüm sektörler ile ilgilidir.

Yay burcunun 23.derecesinde gerçekleşen tutulmanın hemen yanı başında ise habercimiz Merkür var. Öyleyse bizi yanılsamaya düşürme ihtimali olan; bildiklerimiz, okuyup duyduklarımız yani bildiğimizi varsaydıklarımız. Dinlemek soru sorup araştırmak yerine ezbere hareket etmek ve seçimlerde bulunmak önümüzdeki dönemde hayatımızda irili ufaklı karmaşalara sebebiyet verebilir. Sokrates’in MÖ 400’lü yıllarda geliştirdiği “bildiğim tek şeyhiçbir şey bilmediğimdir” bakış açısını önümüzdeki 6 ay boyunca bir sonraki tutulmanın gerçekleşeceği zamana kadar aklımızda tutalım!

Aynı zamanda bu hikâyeyi yani aldanış ve fark ediş öyküsünü besleyen daha başka gökyüzü görünümleri de var. Tutulma derecesi Mars ve Neptün’den uzaklaşıyor olsa da hala bir bağlantı içerisinde yani onların tesiri içinde. “Ras alhague” adında “yarayı iyileştirme arzusu” anlamını taşıyan bir sabit yıldızla birleşiyor. Son olarak astrolojik açıdan gökyüzünde yerleşim olarak 6.eve denk düşüyor, yükselende yengeç burcu yer alıyor vs.

İnançlarımız, rol model olarak seçtiklerimiz, özlemlerimiz, ideallerimiz yani hayata diğerlerine ve kendimize yaklaşımımızda yenilikler yaşayacağız. Aşırıya kaçmak, bir konuya takılıp kalmak, olmasını beklemek, dona kalmak, olan biteni görememek, fazlaca demagoji yapmak, daha çok fantezide kalmak, gerçeklikten kopmak gibi olaylar yaşar hülyalara dalarsanız kendinize çimdik atın ve hemen yere inin. Ayaklarınızı yere basın. Olan biteni sanki bir sinema perdesinden izleyecek gibiyiz. Zaman ve mekan algısını kaybettiğimiz, esas meseleden uzaklaşıp yönümüzü bulmakta zorlandığımız anlar olabilir. O yüzden soru sorun, aklınıza güvenin, sağ duyulu olun, esnek olun. Her şey değişir, rüzgârı takip edin, adım adım ilerleyin, uyum sağlamaya bakın.

Olumlu açıdan güney ay düğümü geçmişle ve daha fazlası olan karmayla ilgili olduğundan yarım kalmış, bir şekilde özlemini duyduğunuz, tamamlanmamış konuları yeniden gündeminize getirebilir. O meseleyi tamamlamak sunmak paylaşmak geliştirmek için fırsat yakalayabiliriz. Tahmin ettiğimizden fazla sayıda insanı etkileyecek, temas edecek işlere imza atabiliriz. Bildiğimizin öngörümüzün sınırlarımızın ötesine geçebiliriz. Birilerini büyülemek, etkilemek şansını elde edebiliriz. Bunun için sade olun, anlaşılır olun ve herkesin anlayacağı ortak bir dil kullanın.

Tutulma ortak bir gökyüzü altında yaşadığımız için mutlaka her birimizin yaşamını etkileyecektir. Bunun için yay burcu doğum haritanızda nereye düşüyor bir bakın yani hangi evinizde olduğuna bakın. Yükseleni ve burcu yay olanlar ile yine yükseleni ve burcu ikizler başak ve balık burçları en çok etkilenecekler arasındalar. Güzel başlangıçlar, hayırlı bitişler diliyorum sizlere

ARALIK AYINDA GÖKYÜZÜ RENGARENK

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

ARALIK AYINDA GÖKYÜZÜ RENGAREK

2020 yılı geride çok sayıda iz bırakarak nihayet bitiyor. Her mevsiminde ayrı bir hikaye ve yepyeni gökyüzü fenomenlerini tecrübe ettiğimiz yılı uğurlarken Aralık ayında gökyüzü rengarenk olacak. Astrolojide dışsal gezegen olarak adlandırdığımız Satürn, Jüpiter, Plüton bir araya gelerek yeni döngülerini bu yıl başlattılar. 2 yılda bir gerçekleşen Mars ve Venüs retrolarını ise bahar aylarında yaşadık. Son olarak da bu ay astrolojik açıdan 2 önemli gündem maddesi ile yılı tamamlayacağız.

14 Aralık pazartesi akşamı tam güneş tutulması Türkiye saatiyle 19.16 ‘da gerçekleşiyor. Tutulma sırasında Ay, Güneş’in önüne gelerek ışığını tamamen kapatacak fakat bu kez onu izlemek Güney Amerikalılara kısmet olacak. 18 ayda bir gerçekleşen tam tutulma Türkiye’den gözlemlenmeyecek. Aynı günlerdeyse gökyüzünde13-14 Aralıkta geminid göktaşı yağmurunu izleyebileceğiz. Geceleyin ayın ışığının olmaması (yeniayda ışık görülmez) meteor yağmurunun atmosfere girdikçe yarattığı renkli ışıkları izlemek için 2 günlüğüne bize fırsat tanıyor. Dilerim ki hava açık olur.

Hemen ardından 21 Aralıkta iki gezegen Jüpiter ve Satürn kavuşacak. 20 yılda bir araya gelen bu İki gezegen gökyüzünde yan yana hatta birmiş gibi görünecek. 19 Aralıktan itibaren Güneş battıktan sonra gözünüz güneybatı ufkunda olsun, bu sayede onları gözlemleyebilirsiniz. 21 Aralık aynı zamanda uzun gecenin de yaşanacağı gün olacak. Karanlığın ışığının maksimuma ulaştığı bu geceyle birlikte artık aydınlığın gücü artmaya başlayacak. Böylece bir yandan en uzun geceyi yaşarken bir yandan umudun, yaşamın enerjisinin yükseldiği güne merhaba demiş olacağız.

Keyifli gökyüzü seyirleri diliyorum.

30 KASIM İKİZLER BURCUNDA AY TUTULMASI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

30 KASIM İKİZLER BURCUNDA AY TUTULMASI

2020 yılının son ay tutulması, 30 Kasım Pazartesi günü 12.29 ‘da ikizler burcunda (8.derecesinde) gerçekleşiyor. Yıl içinde çoğunlukla 6 ayda bir 2 kez güneş ve ay tutulması yaşarız. Bu hesaba göre 2020’de bu sayı doz aşımına uğradı, 4 değil 6 tutulma yaşadık ve hakikatten ne çok şey yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Bu elbette sadece rakamsal bir artıştan kaynaklanmıyor, önemli gezegen döngülerini yaşadığımız (Satürn-Plüton, Jüpiter-Plüton, Satürn-Jüpiter, Mars retrosu) bir yıl olması 2020 yılını “unutulmazlar” arasına yazdırdı.

Tutulmalar, değişimin tetikleyicileridir. Yepyeni gündemlere veya eskiye yeni gözlerle bakmamızı sağlayacak, hikayelere konu olacak heybetli bir kapı açarlar. Bu esnada doğası gereği, işlevsiz hale gelmiş bizi geleceğe taşımayacak olanı da kapatırlar. İki arada bir derede kalmayı özünde hiçbirimiz istemeyiz zaten, bu açıdan bitişler ileriye dönük adımlar atmamız için bizi harekete iter. Buna hazırsak, yani bir sayfa kapatıp yenisini açmaya, eşikten geçmek kolaylaşır ama değilsek fark edene kadar çok zorlanırız. İşimiz gücümüz hayatımız aksar, yavaşlar. Herkes ve her şey bize karşı gibiymiş gelir.

28 günde bir yaşadığımız yeniay-dolunay döngüsünden çok daha güçlü bir yenilik enerjisiyle yüklüdür tutulmalar. Önemli kararlar böyle zamanlarda alınır, çoğunlukla. Güneşin yay, ayın ikizler burcunda olduğu bu zaman diliminde güneş ay ve dünya üçlüsü birbirlerine yakınlaşırlar, yarattıkları bu güçlü çekim enerjisi bedenimiz zihnimiz ve ruhumuzda etkisini farklı şekillerde gösterir. Dışarda ise gelişen olaylar vasıtasıyla karşımıza çıkarlar.

Gelelim ay tutulmasının ana temasına. Konu başlığımızda astroloji sembolizmasında haberci rolünü üstlenen ikizler var. Bilgi taşıyan yayan merak eden gerçeğin-ne olup bittiğinin peşinde olan bu hevesli burç sayesinde çok şey duyacak ve öğreneceğiz gibi görünüyor. Edindiğimiz bilgiler; kulağımıza çalınanlar, sohbetler, okuduklarımız, izlediklerimiz … bizi bir karar verme aşamasına doğru itecek gibi görünüyor. Bir değerlendirme süreci içindeyiz, karar verme arifesindeyiz ve duyduklarımızın alacağımız ve aldığımız kararlarda rolü çok büyük. Yanlış bilgiler bizi tuzağa düşürürken, objektif olanlar sağlıklı kararlar almamızda destekçimiz olacak. Peki yalan ile doğruyu nasıl ayırt edeceğiz? Kim neyi ne kadar saklıyor, aslında gerçek ne? Gerçek rakamlar, veriler, içerikler… ne? İşte önümüzdeki yeni dönemde bizi meşgul edecek ana başlıklar bunlar olacak. Doğruyu, gizlenmiş olanı bulabilmek; kurnazlıktan yalan dolandan uzak kalabilmek, yanlış bir düşüncenin veya takıntının peşine düşmemek önem kazanıyor.

19 aralıkta ikizler gibi hava elementi burcunda olan kova burcunda Jüpiter ve Satürn birleşiyorlar. Bu ikiliyi trend belirleyici olarak düşünebilirsiniz. Onların da işin içinde olduğu özellikle 28 Ocak 2021 ile Mart 2021 genelinde, 30 kasım ay tutulması haritası tetiklenecek. Bilginin fikirlerin açığa çıkacağını varsayabiliriz. Her şeyin ortaya döküldüğü, açıkça görüldüğü bir ortamda yaşamak nasıl olurdu? Bir düşünün! Elbette bu madalyonun öteki yüzünü de unutmamak gerekiyor; ya gerçek denilen şey yalansa? O halde bir sonraki ay tutulmasına kadar (26 Mayıs) uyanık olmaya bakmalıyız.

Tutulma anında gökyüzünde lokomotifi göğüsleyen akrep burcundaki Venüs; şaşırmış, düzeni değişmiş, güvensiz, huzursuz bir konumda. İpi göğüsleyip yol alırken kendine çok yabancı bir ortamda olmanın memnuniyetsizliği içinde süzülüyor. Venüs; hayattan memnuniyeti, dengeyi, mutlu keyifli olabilmeyi, güzeli görebilmeyi anlatır. Aynı zamanda aşkı ilişkileri ortaklıkları parayı ve değer verdiğimiz şeyleri. O halde bunlarda uyumu dengeyi yakalamak için ekstra çaba harcamamız gerekiyor diyebiliriz. Düşüncesiz, aceleci tavırlar, pire için yorgan yakmalar, telaş edip uygun olmayan kararlar almalar, çekişmeler, bozuşmalar, küsmeler özellikle yıl sonuna kadar gündemimizde olabilir. Böyle durumlarda kalırsanız şayet şu soruyu mutlaka sorun! Gerçek ne?

Aynı zamanda bu döngü sırasında vereceğiniz kararlar, alacağınız eğitimler, katılacağınız fikir toplantıları, dertleşmeler sizi ileriye taşıyacak olan yeni konu başlıklarına temel oluşturacak. O yüzden bugünlerde ne düşüp ne konuştuğumuz 2021’in ilk yarısını belirleyecektir, aklınızda olsun.

Ufak bir hatırlatma; tutulma Türkiye’den izlenemeyecek. Daha çok Pasifiğe kıyısı olan Asya ve Amerika’dan ve sonrasında Avustralya ve Avrupa’nın batı kıyılarından gözlemlenebilecek.

İyi dileklerimle,

2020 YILINA İMZASINI ATAN DÖNGÜLER

1024 640 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

2020 yılı büyük döngülerin bitip yenilerinin başladığı önemli bir yıl oldu, bunu yaşadığımız olayların yarattığı değişim gücünden anlamak mümkün. Astrolojide döngülerin gücü, gezegenlerin yörüngelerini ne kadar sürede tamamladıklarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. 2 yılda Zodyak (burçlar kuşağı) turunu tamamlayan hızlı Mars tetikleyici olarak bilinir. Onu 12 yıl ile Jüpiter, 29 yılla Satürn takip eder. Diğerlerinin tam turlarını görmeye (dünyaya kıyasla çok yavaş hareket ettiklerinden) ömrümüz yeter yetmez bilinmez o yüzden döngüleri başlatanlar daha çok bu üçlü olarak bilinirler. 

Onlardan biri olan Jüpiter, Pluto ile 2020 yılında 3 kez (nisan, haziran ve kasım aylarında) bir araya geldi ve oğlak burcunda bir döngü başlattı. Covid salgını, Türkiye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde görülen yönetimsel sorunlar, gücü elden bırakmama çabaları, kapitalist sistemin tıkanması, iş dünyasında yaşanan sıkıntılar, artan baskılar bu süreçte çok öne çıktı. Devleti, iş yaşamını, otoriteyi, yönetimi ve üst düzey yöneticileri anlatan oğlak burcunda gerçekleşen bu birleşim yenilenmeyi mutlaka beraberinde getirecek. Jüpiter’in olduğu yerde büyüme yayılma ve aşırılık söz konusudur. Öyleyse bu yıl başlayan ya da gün yüzüne çıkan yaraların yarattığı değişimin, toplumun tüm kesimlerini etkileyeceğini ve katalizör rolü üstleneceğini öngörebiliriz. Olumlu anlamda bu ikili; mevcut düzeni bozarak, çürümüş yanlarını ortaya dökebilir ve böylece elenmesi yitip gitmesi gereken şeyleri gözler önüne serilebilir. Bir başka döngüyü ise 12 ocakta Satürn başlattı. Pluto ile yine oğlak burcunda birleşerek bu burcun anlattığı temaları yeniden öne çıkardılar. Eski yapıların artık yıkılıp yeniden yapılması gerekliliğini …

Ne tesadüftür ki yapılandırmayı anlatan Satürn bu yıl mart ayında kitleleri, özgürlükleri ve reformu anlatan kova burcuna geçmişti. Yaz aylarında geriledi yeniden oğlağa geçti şimdi 21 aralıkta yeniden kova burcuna geçecek ve o da Jüpiter ile birleşerek 20 yıllık bir döngüyü başlatacaklar. Bu Jüpiter’in aynı yıl içinde başlattığı 2.döngü olacak. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda önümüzdeki yıllarda adından çokça bahsedeceğimiz yeni kuralları birlikte oluşturacaklar. İçinde bulunduğumuz çağın gerekliliklerine uygun eşitlikçi çevreye saygılı bir düzen olacağını umut edelim. Fiziksel kaynaklarımızı, enerjimizi çarçur ederek değil yenilenerek güçlenebilir ve ilerlemeyi ancak birlikte başlatabiliriz. Özellikle kuzey ay düğümü kova burcunda iken dünyaya gelen 28 Mart 1952-9 Ekim 1953, 2 Kasım 1970-27 Nisan 1972, 22 Mayıs 1989-18 Kasım 1990 yılları arasında doğanların bu 20 yıllık değişim sürecinde önemli roller üsteleneceğini düşünüyorum. Onlar, öteye geçmemiz yönünde farkındalık yaratanlardan olacaklar. 

İyi dileklerimle,

15 KASIM AKREP YENİAYI

1024 683 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Yeni bir Ay doğumu döngüsüne bu sabah başlıyoruz. Bu kez ev sahibemiz krizleri fırsata çevirme becerisiyle bilinen Akrep burcu!

Güneşin geç doğup daha da erken batmaya başladığı bugünlerde, doğadaki bitki örtüsü kış hazırlıklarını tamamladı. Yapraklar ve çiçekler birer birer döküldü, bazı dallar kurudu, özetle çürüme mevsimi başladı. Artık hiç biri güzel görünmeye, bizi büyüleyen kokularını yaymaya çaba harcamıyor. Sadece hayatta kalmaya odaklanıyorlar. Doğa ölüm-yaşam döngüsünü sürdürmek için köklerine toprağın altına dönerken bizlerde bu içe dönüş mevsimine uyum sağlamaya bakmalıyız.

İçe dönmek daha çok kendinle meşgul olmayı ve cesur davranabilmeyi gerektirir çünkü içeride bizi ilk başta karanlıklar karşılar. Öte tarafa attığımız çözülmemiş meseleler, gün yüzüne çıkmamış gömülü duygular. Bunlarla yüzleşip geride bıraktıkça içerideki ışık artar ve kendimizi görmeye başlarız, hem de olduğumuz gibi. Fakat yüzleşme tamamlanmadan dikkatimizi dışarıya vermeye devam edersek içimizdeki az ışıkla ve bol gölgeyle yol alma mücadelesi bizi çok zorlar. Hafifleyemeyiz. Görüşümüz bulanıklaşır. İnsan karanlıklar içindeyken ışığa bakmakta zorlanır.

O yüzden akrep mevsiminde hep şunu düşünürüm; bizi büyüleyen o güzelim boylu poslu ağaçları, meyve veren güçlü dalları, mis kokulu seyrine doyulmayan çiçekleri … şimdi hepsi bir kuru dal sadece. “Kimsin sen ?” sorusunun yanıtı bu mudur acaba? Tüm gücünle çıplak kalabilmeye cesaret edebilmek! Kuyruğu her daim dik tutmaktan vazgeçmek. “Oh be, benim de çiğ kalmış olgunlaşmamış yanlarım var işte” diyebilmek. Doğayı gökyüzünü ve insanı bir bütünlük içinde değerlendiren astrolojinin felsefesine göre şimdi bizler de bu döngünün getireceği yüzleşmelere, çürümeye, kuru bir dal gibi kalmaya hazır olmalıyız. Çünkü zamanı geldiğinde yeniden çiçek açacağız. Zamanı geldiğinde bıraktıklarımız, yitip gidenler, bir türlü olduramadıklarımızın yerine yenisi gelecek. Eğer bu bitiş-oluş evresine izin verirsek fırsatlar yakalayacağız.

Yeniay ile birlikte gökyüzünde aktif olan gezegen etkileşimleri bizlere; ilişkilerde dengeyi ve bağışlamayı öğrenmek, üzüntü veya yas içinde olmayı anlamak-deneyimlemek, acı çekerek eskiyi bırakmak, boyun eğmeyi ve teslimiyeti öğrenmek gibi hikayelere açık olabileceğimizi anlatıyor. Bunlar yaşamınıza etki edecek büyük meseleler olabileceği gibi günlük akışta yaşanan ama bizim çok anlam yüklediğimiz olaylar da olabilir. O yüzden bu süreçte baki olanla olmayanı ayırt etmek işin püf noktasıdır diyebiliriz. Aklınızda olsun akrep, astroloji sembolizmasında; ölüm-yaşam döngüsünü, alma-vermeyi, iç içe geçmiş grift ilişkileri ve haliyle cinselliği, güç savaşlarını, manipülasyonu, güven problemlerini, gizemleri, sırları anlatır. Çünkü insan hep çiçek açmak ister, yaprak dökmekten kaçar korkar. Bu güçlülüğü ölümsüzlüğü korumak için manipüle eder, başkasının sınırlarını ihlal ederek sınırlarını aşar, kendince savaşır kaybetmemek için hem de zamanın enerjisine karşı! Bugünlerde önünüzde duran problemleri veya meseleleri, siyah beyaz olarak görmeden nasıl çözerize odaklanmak iyi bir fikir olabilir. Olaylar veya insanlar tek başına çok iyi veya çok kötü değildir, hem kötü hem iyidir.

Bu sene son kez yaşayacağımız 30 Kasım-14 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek tutulmalar öncesinde biraz derinleşmek hafiflemek kabullenmek bizlere kesinlikle iyi gelecek. Yeni hikayelerin başlangıcı çoğunlukla bir kapanışın sonrasında başlar. İkizler-Yay burcu temalı tutulmalar bizlere “inanmak yerine bilmeyi öğrenmeyi seç diyor”, şimdiden sizlere bir ipucu yollamış olayım.

İyi dileklerimle,

MERKÜR GERİ GİDİYOR

849 565 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

Merkür 14 Ekim günü akrep burcunda geri gitmeye başlayacak. Bir gezegen astrolojik açıdan neyi ifade ediyorsa, o konularda yavaşlama gecikme ve kafa karışıklığı yaşamayı bekleriz. Söz konusu Merkür olunca asıl yapmak istediği; hayata ve kendinize olan bakış açınızı yenilemektir. Başka gözlerle ve yöntemlerle ilerlememizi bekler. Akıl ve mantık yürütme biçiminizi yenilemenizi ister. Bu nedenle hayatın belli alanlarını bulandırır, aksatır. Böylece durup “ne oluyor, kaçırdığım, atladığım bir şey mi var” demek zorunda hissederiz.

Henüz o aşamaya gelmedik, önümüzde yaklaşık 10 gün var. Akrepteki Merkür şimdilerde merakımızı artırmaya başlamış olmalı. Olayların öteki yüzünü, gerçeği, sırları bilmek isteyebiliriz ya da biz istemesek de gerçekler bir şekilde önümüze düşebilir. Bize hoş gelen, güzel olandan çok ilgimiz sorunlara ve tedirginlik yaratan konulara kaymaya başlamış olabilir. Sonuçta bize olgunluk katanın; hayatın iyi yanları yanında hoş olmayanlarla paralellik gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Neyi halının altına süpürürsek en çok o bizi yoruyor. Merkür 27 Eylülde akrebe geçti, o günden bu yana kısa bir zaman olsa da özel yaşamınızda neler oldu bir bakın. Düşünceleriniz aklınızdan geçenler zihinsel olarak çaba harcadığınız konular neler?

Merkür geri giderken, hayatın eski ritminde akmasını ister ve şartları zorlarsanız böyle dönemlerde sıkışmış ve engellenmiş hissedebilirsiniz. Onun yerine olayları biraz ağırdan alın, yavaşlayın. Çekmeceleri açın düzenleyin, dosyaları toparlayın. Kısaca iletişim ve bilgi alış verişi yaptığınız araç ve kaynakları elden geçirin. Yarım kalan işlere odaklanın. Söylemediğiniz sözlere düşüncelere bir bakın. Bir süredir sizi bekleyen kaçındığınız konularla ilgilenin. Aslında böyle dönemlerde sanılanın aksine çok sayıda iş tamamlanır, geçmişin hesapları kapatılır.

Bu süreçte zihninizi boşaltmak, temizlemek size avantaj katar. Yürümek, araba kullanmak, bisiklet sürmek, seyahat etmek, tarafsız bir dostla veya terapistle konuşmak, yazmak, okumak, yemek yapmak… Önerim, sizi rahatlatan her ne ise ona daha çok zaman ayırın. Yeter ki zihninizi açan özgürleştiren bir eylem olsun!

Merkür sadece akrepte geri gitmiyor, 28’inde terazi burcuna geçiyor ve 3 Kasımda geri gidişini tamamlıyor. Yaklaşık bir hafta sonra ayın 11’inde yeniden akrebe geçiyor. Gökyüzünde gerilemeye başladığı dereceye gelişi ise, 19 Kasımı buluyor.

Bu geri gidişte iki farklı halden geçeceğiz. İlki akrebin doğasına uygun olarak biraz karanlık ve depresif olabilir. Kendimizde ve/veya başkasında sevmediğimiz yanları bu süreçte fark edebiliriz. Kaçındığımız duygular, düşüncelerimiz kullandığımız sözcükler vasıtasıyla su yüzüne çıkar. Örneğin; çaresizlik, kıskançlık, güçsüzlük, intikam, öfke, derin bir yas gibi. Ayrıca, bu süreçte işleyen olayların ilişkilerin perde arkasını öğrenebilir, belki de kaçındığımız gerçekle karşılaşabiliriz. 

2.perde de ise sahneye terazi burcu çıkıyor. Elimizde yüreğimizde ve aklımızda olanları nasıl bir araya getireceğimiz önem kazanacak. Bu verileri yaşanmışlıkları ne yapacağız ve sonrasında nasıl bir şey olmasını arzu ediyoruz? İnkâr ettiğimiz ya da bizden gizlenmiş olanları öğrendikten sonra, olayların ve kişilerin olumlu yanlarını yakalamak doğru karar verirken çok kıymetli. Gece ve karanlığın eşit olduğu zamanı, dengeyi anlatan terazi bunun için çatışır, pazarlık eder. Ötekinin gözünden bakar. Sadece uyum için bu dönem bir şeylere evet der geçerseniz, Merkür’ün yeniden akrebe geçtiği 11 Kasım sonrasında huzursuzluklar yeniden başlar. 

Merkür’ün geri gittiği 21 gün boyunca “iyi ve kötüyü” beraber değerlendirerek iç huzurumuzu yakalayacak bir orta yol bulmak, işin özü gibi görünüyor. Özetle, o güne kadar bir harmanız hepimiz!

İyi dileklerimle,

MARS GERİ GİDİYOR

469 304 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

28 Hazirandan bu yana Koç burcunda ilerleyen Mars 10 Eylül gecesi geri gitmeye başlıyor, ta ki 14 Kasıma kadar! 

Mars Gerilemesinin Dersleri Neler Olabilir?
Hayatta kalmak, zorluklarla mücadele ve cesaretin sınanması

Neden Önemli?
Çünkü Mars, hayatta kalmak, cesaret edebilmek, başlayabilmek, yola koyulmak, adım atmak, kendini korumak ve savunmak ile ilgili bir gezegendir. O geri gittiğinde onun sembolize ettiği konularda yalpalama yaşayabiliriz. Stres kat sayımız artar. Kendimizi tetikte hissederiz, çeşitli nedenlerle bir süreliğine güvende ve güçlü hissetmek zorlaşabilir. Durmamız gereken yerde koşabilir, gardımızı alıp beladan sıyrılacakken hedef haline gelebiliriz. 

Yaz Aylarında Neye Başlamaya Cesaret Ettiniz?
Bu dönem atılan adımlar ile ilgili testlerden geçeceğiz. Böylece onların gerçekten bize uygun olup olmadığını göreceğiz.

Zamanlama ve Olayların Konu Başlıkları Neler Olabilir?
Mars-Satürn karesi (30 Eylül), kararlılığımızı sınayacaktır. Önümüze engeller çıkabilir. Kontrollü ol, tedbiri elden bırakma diyecektir. Mars-Jüpiter Karesi (19 Ekim), inancımızı ve risk iştihamızı sınayacaktır. Ölçülü riskler al, pire için yorgan yakma diyecektir. Mars-Plüton (9 Ekim ve 23 Aralık), korkularımızla yüzleştirecek. Hayatınızda korku uyandıran belki de sizi sindiren konular her ne ise onları dönüştürmeye, alt etmeye cesaret etmeniz yönünde içsel bir gücün uyanışını hissedebilirsiniz. Ona yanıt verebilir veya vermeyebilirsiniz. Hikâyelerde anlatıldığı gibi ejderhayla savaşmaya cesaret gösterirseniz, kahraman olursunuz. Kendi hayatınızın başrolü olursunuz.16 Ekim Terazi Burcunda Yeniayda Mars başrolde olacak. Yüzleşme, restleşme temaları öne çıkabilir. “Haydi yap, kim tutar seni, göster onlara, hakkını ne pahasına olursa olsun ara” gibi söylemlere dikkatle yaklaşın.

En Çok Kimler Etkilenir?
Koç burcu ve yükseleni koç olanlar, Yengeç-Terazi-Oğlak burçları ve yükseleni bu burçlarda olanlar başta olmak üzere her birimiz ayrı ayrı hayat alanlarında bu geçişten az veya çok etkileneceğiz. Ne de olsa aynı gökyüzü altında yaşıyoruz. Hikâyeyi farklılaştıran doğum haritalarımız ve elbette seçimlerimiz!

Mars geri giderken “bir şeyi sadece yapmak için yapmayın, gereksiz riskler almayın”. Gerçekten önemsediğiniz sizin için kıymetli olanlar için enerjinizi ve mücadelenizi vermeye özen göstermenizi tavsiye ediyorum.

İyi dileklerimle,

20 TEMMUZ YENGEÇ BURCUNDA YENİAY

600 900 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

20 Temmuz pazartesi akşamı 20.32’de yengeç burcunda yeniay doğuyor. Bir ay içinde ikinci kez yengeçte doğan bu yeniayın tam karşısında ise Satürn duruyor. O yüzden hem bu gezegenin hem de yengeç burcunun ifade ettikleri önümüzdeki günlerde önem kazanıyor. Yeniayın ilk açı yaptığı gezegen olan Satürn’ün etkisiyle; önemsenmek/fark edilmek arzusu ile güvenli korunaklı bir alan içinde kalma çelişkisine düşebiliriz. Bir yanımız aklımızdakileri yapabilmek için elini taşın altına sokmaya cesaret ederken bir yanımız bu bedeli ödemeye hazır olmayabilir. İki durumda gayet doğal.

Yaz aylarında sadece güneş ve ay değil, sırasıyla Merkür, Mars ve Venüs oğlak burcunda yerleşmiş olan başta Satürn olmak üzere Jüpiter ve Plüton’dan zorlayıcı açı alacaklar. Temmuz sonunda, önce düşüncelerimiz ve iletişim araçlarımız da belli kısıtlamalarla karşılaşacağız. Sonra ağustos ayının son haftasında sanat, ilişkiler ve parasal konularda zorluklarla. Hatta Mars ekim ayı sonuna kadar bu çetin mücadele içinde dönüp duracak. Savaşın mücadelenin cesaretin gezegeni Mars 3 ağustosta başlayan uzun bir yolculuğa çıkacak. Hikayenin sonu engellerin kaldırılmasıyla çok istediğimiz şey için güçlü bir adım atma başarısıyla bitebilir ya da bitmeyebilir. Bunu hep beraber 2020 aralık ayı sonlarında göreceğiz.

Geçtiğimiz günlerde sevgili Nil Karaibrahimgil ve Judith Malika Liberman’ın sosyal bir platformda konuşmasını izledim. Gökyüzünde olan biteni nasıl anlatabilirim diye düşündüğüm, kelimeler aradığım bir anda aklıma orada anlatılan “dağ” hikâyesi geldi. (İlginizi çekerse izlemenizi öneririm) hikâyedeki aile önlerinde duran koskocaman dağdan şikâyetçilermiş. Onu oradan göndermek için dağı “korkutmaya” karar vermişler. Bağırıp çağırıp öfkelenmişler. Dağ oralı olmamış. Sonra en iyi çözümün sevgi vermek olabileceği akıllarına gelmiş. Dağa sevgilerini farklı şekillerde sunmuşlar fakat dağ yine oralı olmamış. Sonra dans etmenin daha iyi bir çözüm yolu olabileceğini düşünmüşler. Gözlerini kapatıp bir ileri üç geri dans etmeye başlamışlar. Bir süre sonra hazır olduklarında gözlerini açıp dağa bakmışlar ve artık oldukları yerin o kadar da rahatsız edici olmadığını fark etmişler.

Satürn; başarma arzusu, sorumluluklar, hedefler, zaman algısı, kanunlar- devlet-otorite, sabretmek, yasaklar, engeller, bizim ötekinin veya hayatın önümüze ördüğü duvarlar ile ilgilidir. Bunların bir kısmını biz yaratırız bir kısmı da zaten hep vardır, oradadır. Durduğumuz yere aldığımız pozisyona göre uzaklığı yakınlığı değişir.

Bu yeniayda yapılacak en iyi şey, yengeç doğasına uygun olarak kendimize önceliklerimize duygularımıza güvenlik temasına önem vermek olabilir. Yapmanız gerekenlere, ihtiyaçlarınıza odaklanın. Yüksek standartlarınız ayağınıza dolanabilir ve sizi hareketsiz kılabilir, dikkatli olun. İstesek de istemesek de yaşam önümüze bazı engeller/koşullar çıkaracak gibi görünüyor. Bir şeyleri ötelemek, planlarımızı ertelemek, duygularımızı kontrol etmek mecburiyetimiz doğabilir. Öyleyse siz de gözlerinizi kapatın. Seçimlerinizin önceliklerinizin ve sorumlulukların farkında olarak dans etmeye başlayın. Adımlarınızı siz belirleyin, bir ileri iki geri… Bakalım güven ve huzur içinde yaşamak istediğiniz alan neresi? Onu korumak ve geliştirmek için yakalamanız gereken ritm nedir?

Sevgilerimle,

YENGEÇ-OĞLAK TUTULMASI MEVSİMİ BİTİYOR

1000 700 Aylin İleri - Astroloji Danışmanlığı

13 Temmuz 2018’de başlayan yengeç-oğlak burcu tutulma halkası 2020 yılı temmuz ayında sona eriyor. Hatırlarsanız geçtiğimiz ay, yay burcunda bir ay tutulması yaşamıştık artık tutulma mevsimi haziran ayı ile birlikte ikizler-yay burçlarına doğru kaymaya başladı bile! 21 Haziran yengeç burcunda, 5 Temmuz oğlak burcunda yaşayacağımız tutulmalar ile bu döngüyü 2037 yılına kadar kapatmış olacağız. Özetle bu burçların anlattığı temanın son kavşaktayız.

Tutulmalar beraberinde yenilikleri ve tazelenmeyi getirir. Fırsatlar ve olasılıklar böyle zamanlarda dikkat çekici bir şekilde artar. Bekleyen işler ve niyetler, adımlar hız kazanır. Bu dönemde hayatınızda öne çıkan konular ne ise; tutulma zamanlarında illa ki bir gelişme doğar. Ya bir şeyler ivme kazanır, gelişir büyür ya da bir şekilde adımlar çıkmaza girer, gelişmeden sonlanır. O yüzden tutulma mevsiminde önümüze çıkan konularda uyanık olmalı, gelişmeleri bu bilgiler ışığında değerlendirmeliyiz.  Ne demiş Kral Süleyman, “Her şeyin bir zamanı, gökler altında her işin bir vakti var.”

Yengeç ve oğlak burçları birbirlerine zıt burçlardır. Bu ikili ancak birlikte çalıştığında dengeyi sağlayabiliriz. 18 ayda bir burç değiştiren ay düğümleri tutulmaların hangi burçlarda olacağını söyler. Hiçbir şey aynı kalmaz, gökyüzü de bizim gibi sürekli bir devinim halindedir. Kuzey ay düğümünün (ilerleme alanı) yengeç burcu tarafında olduğu gerçeği 2018-2020 yılları boyunca elimizdeki en önemli ipucu idi. Kısaca, yengeç kilidi açan oğlak da kapatan anahtardı.

Yengeç burcu; duygular maneviyat aile yuva kökler mahremiyet ebeveynlik ile ilgilidir. Oğlak ise hedefler planlar kariyer maddi dünya statü yönetim ile. Yengeç yumuşak kalplidir, anaçtır, sevecen ve anlayışlıdır. Oğlaksa serttir, gerçekçi ve kuralcıdır, prensiplidir, öyle kolay affetmez. Kendimize ait güvenli bir yaşam alanı kurmanın, sevdiklerimize ve önceliklerimize sahip çıkmayı özellikle vurgulayan bir dönemi geride bırakıyoruz. Önce insan sonra çıkarlar teması altında bir sürü hikaye biriktirdik. Salgın, mülteci sorunu, sınırlar-kısıtlamalar, örülen yeni sınır duvarlar, işlemeyen birlikler-organizasyonlar, muhafazakar siyasetin artışı, ne olursa olsun sistem işlemeli diyen liderler/ekonomi/savaş politikaları…

Artık son kavşaktayız. Bizi besleyen büyüten zenginleştiren ve sonraki nesile aktaracağımız hakikatin ne olduğunu fark ederek son virajı alalım çok isterim. Gerçek olmayan çıkara dayalı ilişki ve işbirliklerini özellikle yaz aylarında hem iş hem özel yaşamlarımızda görmeye devam edeceğiz. Olay veya insanlardan uzaklaşmak, kaçmak, yok saymak, inkar etmek, mesafe koymak, duvar örmek bir şeyleri iyileştirmeye faydası olmayabilir. Bazı konularda olanı biteni çok ciddiye alıyor bu yüzden hareketsiz kalıyor olabilirsiniz. Belki de çok fazla sorumluluk üstlendiniz, adım atmaya cesaret edemiyorsunuzdur. İlişki içinde olduğunuz, iş yaptığınız insanlar birer yetişkin iseler lütfen kendinize şu soruyu sorun. Başkasının acısına dertlenerek veya işlerini üstlenerek ne yapmayı hedefliyorum? Sorumluluklarını üstlendiğim veya bana bakmasını beklediğim insanlarla ilişkim nereye kadar sürer? Kendime ördüğüm sınırlarım limitlerim neler? Korkularımdan kaçmak için öne sürdüğüm bahaneler neler? Sevgi veya çıkar ilişkisi arasındaki fark nedir? Kazan-kazan politikası güderek ilişkiler nasıl sürdürülür? Benim neye ihtiyacım var? Güven içinde hissetmek için ne yapabilirim? İhtiyaçlarımı kendim karşılamak için ne yapmalıyım? Bu soruları sorarken kendinize sevgi şefkat ve merhamet göstermeyi lütfen unutmayın.

İyi dileklerimle,